1. 1.
    0
    Sonuçları[değiştir | kaynağı değiştir]

    II. Gennadios ile II. Mehmed'i gösteren mozaik.
    istanbul[değiştir | kaynağı değiştir]
    Hristiyanların şehirde kalabileceği duyuruldu, islam hukukuna göre yargılanmadılar, ibadetlerini özgürce sürdürdüler ancak ata binmeleri, silah taşımaları ve askerlik yapmaları yasaklandı.[196] Scholarius adlı bir rahip, II. Gennadios ismiyle patrik seçildi ve II. Mehmed'ten bir takım imtiyazlar aldı; patrik tarafından Ortodokslara özel mahkemeler kurulabilecekti ve bu mahkemelerin üyeleri de ruhbanlardan seçilecekti.[197][198] 1461'de II. Mehmed tarafından Ermeni Patrikhanesi kuruldu ve Bursalı I. Hovagim patrik olarak seçildi. Ortodoks patriği gibi Ermeni patriği de imtiyazlar aldı; Süryani, Habeş ve Kıpti kiliseleri bu patrikhaneye bağlandı.[199] Yahudilere de haklar tanındı, Osmanlı himayesindeki ilk hahambaşı Moş Kapsari oldu.[199]

    Padişahın koruyucu tutumu sayesinde Ayasofya tahrip edilmedi, daha sonra Ayasofya'nın camiye çevrilmesi sebebiyle mozaiklerinin sökülmesi icap etti ancak sultanın emriyle mozaikler sökülmeyerek kireçle kaplandı.[186] 1847-1849 arası tamiratta Bizans mozaiklerinin korunmuş olduğu görüldü.[200] Çan kuleleri yıkılmadı, geçici olarak ahşap minareler eklendi. Günümüzdeki minareler II. Selim zamanında inşa edilmiştir.[201] Ayasofya'yla beraber çok sayıda kilise ve manastır camiye ve medreseye çevrildi.[201] Medreselerde eğitim vermeleri ve bilim çalışmaları yapmaları için Semerkant, Bağdat, Kahire, Şam, Buhara gibi şehirlerden âlimler davet edildi. Daha sonra tamamlanan Sahn-ı Seman Medresesi'ne gelir getirmesi için bazı binalar ve araziler bağışlandı.[202]

    istanbul'da Osmanlı hâkimiyetinin başlamasıyla beraber, demografik yapı da ciddi değişime uğradı. Şehir fethedildiğinde nüfusunun 30 ilâ 40 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir.[203] Başta sanatkârlar olmak üzere birçok insanın istanbul'a iskân edilmesi emredildi; gönüllü gelenlerin istedikleri mülke sahip olabileceği duyurusundan sonra birçok insan şehre yerleşti. istanbul çevresindeki tarım arazilerinin işlenmesi için Avrupa'da esir alınan insanlar getirildi. Bunun haricinde isyan tehlikelerinin olduğu Konya, Karaman ve Aksaray yörelerinden de mecburi iskân yapılmıştır.[203][204] 1477 yılında istanbul'un nüfus sayımı yapıldığında ortaya çıkan tablo şöyleydi;

    Millet Aile sayısı
    Müslümanlar 9.486
    Rum-Ortodoks 3.743
    Yahudi 1.647
    Ermeni 434
    Karamanlı Rumlar 384
    Galata halkı 332
    Diğer gayrimüslimler 267
    Çingeneler 31[205]
    Ek olarak istanbul ile Galata'da toplam 16.324 ev ve 3.927 dükkan kaydedilmiştir.[204]

    Osmanlı Devleti[değiştir | kaynağı değiştir]
    Çandarlı Halil Paşa'nın idamı[değiştir | kaynağı değiştir]
    Osmanlı Devleti için istanbul'un Fethi'nin sonuçlarından ilki, 1 Haziran 1453'te Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın azledilmesi oldu. Çandarlı Halil Paşa'nın kuşatma sırasında ordudaki olumsuz söylentilere sebep olduğu ve Bizans'tan rüşvet aldığı düşünülmekteydi ancak herhangi bir kanıt bulunamadı.[150] Şehir düştükten sonra Megadük Lukas Notaras'ın, Çandarlı'nın Bizans'la hep iletişim içerisinde olduğunu padişaha söylemesi üzerine şüpheler kuvvetlendi ve sadrazamın mallarına el konuldu, düzenlenen divan toplantısında azledildiği bildirilerek hapse atıldı.[58][206] Olayı yorumlayan tarihçilerin genel kanısı, Osmanlı Devleti'ne hizmet eden Çandarlı ailesiyle Osmanlı hanedanı arasındaki rekabetin bu idama yol açtığı yönündedir.[58][202][206][207][208][209]

    Yedikule Zindanlarına kapatılan Çandarlı Halil Paşa, zindandaki ilk günlerinde nazik muamele gördü. Kendisinden önce idam edilmiş başka bir vezir olmadığı ve ailesi, kısa aralıklarla 154 yıldır iktidarda olduğu için son ana kadar idam edileceğine inanmadı.[208] Çandarlı, azlinden kırk gün sonra, 10 Temmuz 1453'te Edirne'de infaz edildi.[58][206][209]

    idamından önce gözlerine mil çekilirken, cellat: "Padişahın yüzüne dik bakanların akıbeti işte budur." dediğinde, "Zağanos'un bayramı olsun, ahirette iki elim yakasındadır." dedi.[208]

    Çandarlı Halil'in 120.000 dukalık hazinesi ve tüm mal varlığı müsadere edildi. Kuşatmanın sürdürülmesini destekleyen devşirme Zağanos Paşa sadrazam oldu, yüksek devlet kadrolarına devşirmeler yerleştirildi ve böylece devlet üzerinde Osmanlı hanedanının otoritesi kurulmuş oldu.[208][210] Diğer Türk soyluların da Osmanlı hanedanına rakip olmasından endişelenen II. Mehmed, birçoğunun mallarına el koydu ve Türk aristokrasisi saf dışı bırakıldı.[211] Hanedanına rakip aile bırakmayan II. Mehmed, halk arasında "Fatih" diye anılır oldu. Fatih Sultan Mehmed artık divan toplantılarına katılmıyor ve halkla teması eskiye nazaran düşük tutuyordu; böylece Osmanlı padişahlarının halktan kopuk yaşamı başlamış oldu.[212][213]

    Düzenlenen seferler[değiştir | kaynağı değiştir]

    Fetih gerçekleştiğinde papalık makamında V. Nicolaus bulunmaktaydı.
    Osmanlıların istanbul'u almasından sonra II. Mehmed Memlûk Sultanlığı'na,[214] Memlûk himayesindeki Mekke şerifine,[215] Karakoyunlulara[216] fetihnâmeler gönderdi ve bu devletlerden cevap olarak hediyeler, tebrikler geldi.[217] Avrupa'da ise genellikle mücadele hakimdi; Fransa Krallığı ile ingiltere Krallığı arasındaki Yüzyıl Savaşları yeni bitmiş, savaştan mağlup çıkan ingiltere'de York-Lanchester hanedanları arası mücadeleyle iç savaş çıkmış, iskandinavya'da da Danimarka Krallığı ile isveç Krallığı arasındaki savaş bitmemişti.[218] Rodos'un hakimi Hospitalier Şövalyeleri haricinde bütün Avrupa devletlerinden tebrik için elçiler geldi, Sırp Despotluğu'nun elçisi hediye maksatlı iki kale anahtarı getirdi fakat II. Mehmed sinirlendi, iki kalenin zaten Osmanlı himayesinde olduğunu ve Sırpların Macaristan Krallığı'yla işbirliği yaptığını söyledi.[219][220][221] Kutsal Roma Cermen imparatorluğu'nun desteğine rağmen Papa V. Nicolaus'un Haçlı girişimleri sonuç vermedi, bilakis Cenevizliler, Eflak Prensliği ve Mora Despotluğu Osmanlı'ya vergi vereceğini duyurmuş, Venedikliler de Osmanlı'yla ticarete başlamıştı.[219][222] Bundan sonra diğer Rum topraklarına ve Sırbistan'a yönelen Osmanlılar 1454-55 yıllarında Sırp Despotluğu üzerine sefer yaptı, Belgrad kuşatıldı ve Sırbistan tümüyle ilhak edildi.[223] Mora'da ise Konstantin'in kardeşleri Tomas ile Dimitrios taht kavgasına girişti ve tam bu sırada Osmanlıların seferi başladı, 1458'de imzalanan anlaşma ile Korint teslim oldu fakat güney kesim despotluğa ve Venediklilere bırakıldı;[224] üç ay sonra despotluktaki taht kavgası tekrar başlayınca Tomas üstün geldiyse de on bin duka altınlık vergisini vermeyince II. Mehmed taarruza geçti; her iki kardeşin de bütün kaleleri ele geçirildi ve Mora Despotluğu yıkıldı.[225] Dimitrios Osmanlı himayesinde yaşamaya başladı, rakip kardeşi Tomas Avrupa'ya kaçtı ve Bizans tacını VIII. Charles'a satmak zorunda kaldı.[226] Mora meselesi, Osmanlı-Venedik ilişkilerinin bozulmasına yol açtı ve 1463'te Venedik donanması iki kez Mora'ya saldırdı.[226] Mora ile Sırbistan'ın ilhakından sonra Osmanlılar, vergi veren Limni, Midilli, imroz, Eğriboz, Semadirek, Taşoz adalarını ele geçirdi.[227]
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster