Okulu bıraktığım için ailem uzun süre sırtını dönmüştü. Çalış kazan triplerindelerdi resmen. Bende çalışmaktan bıkmış, arkadaşlarım gibi gezmek dolaşmak istiyordum. Bir süre bu kafayla çalıştım. Ancak geçen süre zarfında işimi sevmeye başladım. iş ve ev arasında mekik dokuyordum. Çalışmaktan paramı harcayacak zamanım yoktu, bu yüzden evde çekmecemde gizli biryer yaptım ve paralarımı çekmeceye koymaya başladım. Git gide artıyordu param. Sadece sigaraya ve bazı haftasonları gezmeye harcıyordum paramı. Günler böyle geçiyordu. Karşı binaya yen taşınan ailenin bir oğlu vardı. Benden bir yaş büyük kalıplı kıllı tüylü bir davar resmen. Sürekli bana ters ters bakıyordu. Bende hiç duruşumu bozmadan bakıyordum bine. Bir pazar sabahı ailecek lahvaltı yaparken kapı çaldı. Gittim açtım bi baktım bu kıl yumağı gelmiş(sercan) elinde bir çay bardağı ile. Kardeşim annem yolladı varsa zeytinyağı istedi annene bi söyler misin. Dedi. Ulan bu ters ters bakan davar nasıl oldu da böyle yumuşadı amk. Gittim anneme sordum yerini tarif etti zeytinyağının, doldurdum bardağa, verdim bu ayıya. Teşekkür edip gitti amk çocuğu. Sofraya döndüm keyifli bir kahvaltı yaptım. Çıktım dışarı köşede oturdum sigara yaktım telefonu çıkardım bir kaç kızla konuşuyordum öylesine onlara yazdım. Arkadaşı aradım buluştuk biryerlere gidelim dedim. Çıktık bi taksim yapalım dedik. Taksime vardık akşama kadar istiklalde bi kaç tu attık. Arkadaşım gitarcı bu arada. Akşam oldu ikişer tane bira alıp oturduk istiklalde bir betona. Çıkardı gitarı benim arkadaş çalıyor söylüyor bende arada eşlik ediyorum beş para etmez sesimle. insanlar toplandı başımıza eğlencenin dibine vurduk ve güzel bir günün sonuna geldik.