/i/Tespit

  1. 1.
    +7 -1
    Not 1: Uzun bir yazı, sadece merakı olanlar ve ilgililer okusun
    Not 2: Liseli embesil yaratıklar gelip \\\\\\\\\\\\\\\"özet geç bin\\\\\\\\\\\\\\\" \\\\\\\\\\\\\\\"insan okuyacak bunu amk\\\\\\\\\\\\\\\" demesin zira yazıda bu gerizekalıların eserlerinden bahsettim.
    Not 3: isteyenler için görsel ve yazılı kaynakça paylaşabilirim

    Öncelikle belirtmek isterimki bu yazı uzun bir yazı olacak. Sadece bilgilenmek isteyenlerin ve merak edenlerin okumasını isterim. Tüm bilgi ve belgeler doğrulanmış kaynaklardandır. isteyenler için tek tek kaynakları kendilerine temin edebilirim. Biryeri eleştirme, yerme,övme güdüsü sözkonusu değildir. Zira bu ülke bizim, geleceği bize bağlı ve durumu görüp dersimize çalışmalıyız.
    Konuya başlama yerim çalışma üzerine olacak.

    Yapılan araştırmalara göre Türkiye dünyada en çok çalışan 10.ülke . Ortalamanın çok üstünde çalışıyoruz. Başka bir araştırmaya göre ise Türkiye Avrupada 1. Dünyada 8. En büyük Üretim merkezi. Ayrıca Otomotiv sektöründe Avrupa 1.si, inşaat Endüstrisinde Dünya 2.si ve Tarım Sektöründe Dünya 7.siyiz. Yani hem çalışıyoruz hem de üretiyoruz. AMA , bu maaş ve refah olarak geri yansımıyor. Türkiye belirgin ekonomik hareketlilik ve çalışmaya rağmen Gelir dağılımı adaletsizliği ve kişi başı gelirde orta sıralarda. Ayrıca ilginç bir şekilde cari açıkta iç pazardaki arz-talepten dolayı ortalamanın üstünde. ihracat ve ithalattaki rakamlara bakıldığında bazı belirgin sektörler hariç (ihracatın çok yoğun olduğu) kendi kendine yeten/yetmeye çalışan bir ülkeyiz.

    Küresel Rekabete geldiğimizde ülkeler 3 ana guruba ayrılmıştır. ilk guruptaki ülkeler tabii kaynaklarını ve ucuz iş gücünü kullanarak kalkınan en az gelişmiş ülkelerdir. ikinci guruptaki ülkeler üretkenliklerini ve ürün kalitelerini artırma sürecinde olan orta gelirli ülkelerdir. Üçüncü guruptakiler ise inovasyon temelli gelişmenin başlamış olduğu zengin ülkelerdir. Türkiye ikinci gurup ile üçüncü gurup arasındaki geçiş gurubunda, aralarında Macaristan, Rusya, Mekgiba, ve Arjantin’in de olduğu 21 ülke ile birlikte değerlendirilmektedir. Türkiye bu endekste 44. sırada yer almakta. Bu endeksle ilgili küçük bilgiyi buraya bırakıyorum çünkü sonlara doğru buraya dönmem gerekecek.

    Büyüme ve kalitenin devamı için kuşkusuz en önemli faktör EĞiTiM. Eğitimin düşük olduğu, sağlanamadığı yerlerde pek tabiki herhangi bir gelişmişlikten bahsedemeyiz. Yaptığı işi bilen, dünyayı takip eden, sosyo-kültüre hakim bireyler yetişmedikçe MUHASIR MEDENiYETLER biraz uzak hedef. Peki biz bu konuda dünyada nerdeyiz? Tahmin edebileceğiniz üzere iyi biryerde değiliz. Eğitimin kalitesi açısından Türkiye’nin dünyadaki yeri konusunda üç önemli çalışma bulunmakta: PiSA, TiMMS ve PIRLS. Burda detaylara pek girmeyeceğim fakat özetlemek gerekirse bu üç çalışmada da ülkelerin seçilen öğrencilerine çeşitli testler ve sınavlar uygulanmakta. Maalesef Türkiyenin Matematik ve Fen açısından durumu hiç hiç iç açıcı değil. En iyi senaryoda Türkiye 65 ülke arasında 42.

    Yıllar boyu yapılan üniversite değerlendirmelerinde ise (ARWU,THE,QS) Türk üniversiteleri ortalama olarak dünyada en fazla 300-400 sıra arasına 2-3 üniversite ile girebilmekte. Araştırmada ilginç bir detay Dünyada Meslek yükseokullarının üst sıralarda yeralması. Bildiğiniz gibi Türkiyede Meslek Liseleri ve Meslek Yüksekokulları aşağı değerde tutulur. Puanları azdır, kötü gözle bakılır ve farklı muamele yapılır. Küresel Rekabette Türkiyenin ekgibliklerine burdan kulak çınlatma yapacağım.

    Dünyada en çok konuşulan dil olan ve bilinmesi artık MECBUR olan ingilizce durumumuz da bu iç açıcı değil. Sıralamaya vurmak gerekirse Anadili ingilizce olmayan ülke insanlarına yapılan ingilizce yeterlilik sınavı TOEFL’a göre 162 ülkede 116.sıradayız. ilkokul 4.sınıftan itibaren verilmeye başlanan ingilizce eğitimine rağmen neden bu kadar geri olduğumuz sorgulanması gereken bir konu.

    Eğitimden sonraki aşama çağı yakalama ve gelişimi takip etme. Dünyada ekonomi artık sürekli gelişen teknoloji ve AR-GE&Innovasyon etrafında dönmekte. insanlık artık her yıl gelişen teknoloji ile yaşamakta ve buralara para harcamakta. Bu açıdan buralara yatırım ve takip çok önemli. Tarih dersi alan herkes bilirki Osmanlının çöküş sebepleri arasında Avrupadaki Sanayi Devriminin ve gelişmelerin takip edilmemesi gösterilir. Bu kez aynı hatayı yapmak yine çok büyük hata olur. Gelin bu konudaki yerimize de bakalım.

    Global inovasyon Endeksinin (Bu endeks Cornell Üniversitesi, iNSEAD, ve Birleşmiş Milletler’in bir yan kuruluşu olan Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu tarafından yayınlanmaktadır) hesaplanmasında inovasyon girdileri (kurumlar, insan kaynağı ve araştırma, altyapı, piyasaların, ve firmaların gelişmişlik seviyesi) ve çıktıları (bilgi ve teknoloji çıktıları, yaratıcı çıktılar) kullanılmaktadır. Bu endekse göre yapılan sıralamada Türkiye dünyadaki 142 ülke arasında 58. sırada yer almaktadır.
    Global Yaratıcılık Endeksi ise Ekonomik gelişimin 3 bacağını teknoloji, yetenek, ve hoşgörü olarak tanımlayan bu endeks 82 ülkede sürdürülebilir refah beklentilerini ülkedeki ekonomik, sosyal ve kültürel faktörlere dayandırarak ölçmeyi hedeflemektedir. Türkiye, Ar&Ge yatırımlarında 37, araştırmacılarda 44, inovasyonda 54 sıra ile teknoloji endeksinde 51. sırayı almıştır. Yetenek endeksinde 59., tolerans endeksinde ise 64. sırayı alan ülkemiz, toplam yaratıcılık endeksinde ise 82 ülke arasında 54. sırada kalmıştır.

    Yaratıcılık ve inovasyonun ekonomiye en önemli katkısı yeni girişimler üzerinden gerçekleşir.
    Global Entrepreneurship Monitor girişimcilik aktivitesini ölçerken ülkeleri gelişmişlik seviyesine göre üçe ayırmaktadır. Türkiye’nin bulunduğu ikinci gurubun ortalama “olgunlaşmış girişimci oranı” %6.7 iken bu oran Türkiye’de 3.7% olarak gerçekleşmektedir. Yani, düşük inovasyon ve yaratıcılık endekslerimizin de öngördüğü gibi girişimci oranımız maalesef düşük. Yüksek teknoloji şirketlerinin kote olduğu borsa olan NASDAQ’da Türkiye’de kurulmuş bir tane bile şirketin bulunmaması Türkiye’de girişimciliğin ne kadar geri olduğunun başka bir göstergesidir.

    Küresel inovasyon Raporu’na göre Türkiye’nin kaybettiği nokta olan iş Gelişmişliğinin alt kırılımlarından olan göstergesi bilgi işçilerinde 85, inovasyon çevresinde 110, ve bilgi birikiminde 127. sırada yer bulmuştur. Bu alt göstergeler içerisinde ar-ge’ye yapılan yatırımlarda iyi durumda olmamıza rağmen toplam ticaret hacminde telif ve lisans ücretlerine ayrılan ücretler, bilişim teknolojilerine ayrılan ücretler ve doğrudan yabancı yatırımların girişinde Türkiye alt sıralarda yer almaktadır. Ortak girişim fırsatları ve yurtdışı finanslı ar-ge harcamalarına katılımlarda da Türkiye alt sıralarda yer almaktadır. Bununla birlikte ar-ge’ye yönelik üniversite-sanayi işbirliğinde ise Türkiye genel endeksteki ortalamasında yer almaktadır.

    Yine Türkiye Bilgi ve Teknoloji Çıktıları temel bileşenin bilgi etkisi göstergesinde yer alan bilgisayar yazılımlarına harcanan parada üst sırlarda yer almaktadır. Ticaret rekabeti ve lojistik gibi alanlarda da Türkiye iyi durumdadır.
    Tüm bu bulgular göstermektedir ki, Türkiye’nin ciddi bir ticari hacmi ve ticaret sirkülasyonu ve başta bilişim ve ar-ge’ye yönelik yatırım ve harcamaları olmasına rağmen bunların üretim ve inovasyona dönüştürülmesi aşamalarında sıkıntıları devam etmekte. Bir an önce tüketim toplumundan daha üretken bir topluma geçiş hızlandırılarak inovasyon temelli ekonomi ve üretim politikalarına hayat verilmesi rapordan çıkarabilecek en önemli sonuçtur.
    ···
   tümünü göster