/i/Tespit

  1. 1.
    +11 -16


    Frank Shamrock



    (97-99) Kevin Jackson'ı devirerek şampiyonluğunu ilan eden Frank, yeni nesil MMA'cilerin ilk temsilcilerindendi. Proto-MMA devrinde yıllarca Pancrase'ta dövüşmüştü. Daha sonra UFC'ye vardığında catch-wrestling ve kicktaks ustalıklarıyla ve yerdeki gard hakimiyetiyle, dönemin izleyicilerini büyüleyen bir performans sergiledi. Frank Shamrock, UFC 22'de bir başka yıldız Tito Ortiz'i mağlup ettiğinde artık şüphesiz o güne kadar gelmiş geçmiş en iyi dövüşçü kabul ediliyordu





    Mark Kerr



    (97-99) UFC'den 1997 yılında bir Mark Kerr geçti! Arşivden izlemiş olduğum bir şampiyonluk maçından sonra spikerin ona bu spora getirdiği üstün kalite ve meşrutiyet yüzünden teşekkür ettiğini ve kalabalığın deliler gibi alkışladığını çok iyi hatırlıyorum. O güne kadar kimse bu kadar yetenekli ve atletik bir ağırgiblet görmemişti. Önüne geleni ezip geçen ve yenilgisiz olarak efsanevi PRIDE 2000 GRAND PRIX'e katılan Kerr, ancak bir başka efsane Igor Vovchancyhn tarafından durdurulabilecekti. Kerr'in hayatını konu alan belgesel The Smashing Machine bugün hala MMA ile ilgili yapılmış en iyi film/belgesel olarak duruyor





    Igor Vovchancyn



    (97-2000) 1995 yılında dövüşmeye başlayan Igor, 1999 yılına geldiğimizde 4 yılda 35 maç gibi inanılması güç bir rekora sahip olmuştu. Sambo ve kicktaksu mükemmel bir şekilde uyguluyordu. Bir gecede 3 maç, hatta 4 maç yaparak turnuvalar kazanan Igor, proto-MMA döneminin bilinmeyen devlerinden biriyken, Japonya'da PRIDE'a geldikten sonra dünyanın en iyisi olarak gösterilmeye başladı. Zamanında Amerika'ya gitseydi, proto-MMA döneminin kesin 1 numarası olacağı şüphesizdi. O, Amerika'ya hiç gelmeyen belki de tek MMA yıldızı oldu. Bugün hala arşivlerden bir Igor maçı izlediğiniz zaman bambaşka bir dövüşçüyü seyrediyor olduğunuzu hayretle farkedeceksiniz






    Kazushi Sakuraba



    (99-2001) Frank Shamrock'un emekliye ayrılmasından sonra ortagiblette yeni bir yıldız, önlenemez bir yükselişe geçmişti. Sakuraba, üst üste yenilmez Gracie'leri mağlup ederek bütün dünyada benzersiz bir nam salmış, ve belki de o güne kadarki en ünlü dövüşçü konumuna gelmişti. Yepyeni bir jenerasyona MMA'i tanıtan bir elçi, bir yıldız, bir ikon haline gelmişti Sakuraba. Amerikan güreşi-vari şatafatlı şovları, kıyafetleri, ve türlü sürprizleriyle onun maçları bambaşkaydı. Sadece maç başlamadan önce değil, maç başladıktan sonra da şov devam ederdi. Maç içinde o güne kadar görülmemiş hareketler yapar (double mongolioan judo chops), seyirciler ve spikerler heycandan adeta deliye dönerlerdi. Onun, artık kendisinden 30-40kg daha ağır dövüşçüleri alt etmesine artık alışmıştık. Royce Gracie ile 90 dakika süren maçın ve hemen ardından, aynı gece çıkıp dönemin en iyilerinden Igor Vovchancyhn'e karşı bir 15 dakika daha savaşıp ancak sayıyla kaybetmesinin bir benzerine bugün rastlamamıza imkan var mı?





    Antonio Rodrigo Nogueira



    (2003-2004) PRIDE'ın tavan yaptığı senelerde Kazushi Sakuraba efsanesinin sonunu getiren Wanderlei Silva olmuştu. Ancak Wanderlei'yi MMA'in en iyisi ilan etmek için henüz erkendi. Keza, PRIDE'a gelmeden önceki Tito Ortiz yenilgisi daha hala akıllardaydı. Tam da o dönemde bir başka Brezilyalı MMA dünyasına damgasını vurdu: Nogueira! 2001'de PRIDE gelen bu submission ustası, sadece o güne kadar dünyanın gördüğü en iyi ve en güçlü submission'cı değil, aynı zamanda eşsiz dayanıklılığıyla da izleyenleri hayran bırakan gerçek bir savaşçıydı. 2001'de gelip Goodridge, Coleman, Herring, Inoue, Semmy Schilt, Sapp ve Henderson gibi döneminin en iyi isimlerini birer birer yok etti. Ama ardından korkunç bir duvara, Fedor'a çarptı. Ancak Nogueira'nın kariyerindeki belki de en ünlü galibiyet bundan sonra, Fedor'la rövanşa çıkmadan önce Mirko Cro Cop'a karşı geldi. MMA'in tartışmasız yeni yıldızı olma yolunda ilerleyen Cro Cop, Nogueira'yı geçse Fedor'la kemer maçına çıkacaktı. Ancak Nogueira 10 dakika korkunç bir şekilde dayak yedikten sonra, 2. raundda muhteşem bir submission ile CroCop'u devirdi.





    Wanderlei Silva



    (2003-2004) Fedor'un Nogueira'yı yenmesiyle dünyanın yeni en iyisi kim tartışmaları tekrar açılmıştı. Tito Ortiz mağlubiyetinin üzerine 16 maçta 16 galibiyet alan Wanderlei, eski yıldız Sakuraba'yı da 3 kere ringden silmesiyle bu yeni ünvanı haketmişti. Jiu-jitsuya hakim ama aslen bir thai taksçu olan Silva, PRIDE'ın yeni yüzü olmuştu. Bitmek bilmeyen hırçınlığı ve makina gibi rakiplerini yerde ezişiyle Wanderlei, Sakuraba'dan yeni MMA elçisi bayrağını devralmıştı (ki keza ben de Wanderlei'nin ilk Sakuraba maçıyla MMA'e adım atan birisi olarak Wanderlei'yi bambaşka bir gözle görüyorum). O günden bugüne Wandy, hala gelmiş geçmiş en ünlü birkaç MMA'ciden biri






    Anderson silva



    mma açısından bir efsanedir ve bileğinin kırılması dövüşseverlerin çoğunu sanıyorum oldukça üzmüştür,son derece dayanıklı ve taktiksel dövüşen kafes dövüşçüsü.
    inanılmaz derecede kendine hakim, gaza gelmeyen, agresyon kontrolünü kafeste iyi yapan, ince taktik vuruşların adamı.
    gerçekten efsane bir sporcu.





    Kimbo Slice



    asıl adı Kevin ferguson olan 1976 doğumlu sokak dövüşcüsü. kendi açıklamasına göre 11 yaşından beri sokaklarda dövüşmekteymiş. insan azmanı olması bir yana, rakibine vurduğunda çıkan kemik sesi ve en fazla 2-3 dakikada yaptığı knockoutlar, insanı oturduğu yerde bile ürkütüp, ne kadar sert yumruklara sahip olduğunu göstermekte. kendisi ayrıca milf hunter productionsda bodyguardlık yapmakta





    Fedor Emelianenko



    31-2 gibi inanılmaz bir kariyere sahip rus mma dövüşçüsüdür. son mağlubiyetini yanlış hatırlamıyorsam 26 haziranda fabricio werduma karşı almıştır (tarihi yanlış hatırlıyor olabilirim affola) kendisi benim nazarımda dünyanın gelmiş geçmiş en büyük mma dövüşçüsüdür. ufcye gitmediği için çok eleştiri almaktadır fakat asıl soru zaten ufcye gitse kimle dövüşeceğidir. son maçında yerde yumruklanmaktan tak çuvalına dönen, teknik, yer dövüşü cahili, kondüsyon adına hiçbir şeye sahip olmayan brock lesnarla mı (kendisi şu an ufc ağırsıklet şampiyonudur. ) yoksa brocktan tek fazlası taks bilgisi olan fakat kondüsyonu brock lesnar kadar bile olmayan shane carwinle mi ? ki bu iki isim şu an ufcde en büyük iki isim olarak gösterilmektedir aslında bu bile ufcnin ağırsıkletteki vahim durumunu gözler önüne sermektedir.

    kendisi evet son maçında werduma yenilmiştir fakat fedorla werdum 10 maç yapsa 7sini fedor 3ünü werdum alır. he yaptıkları maç o 3 maçtan birine denk geldi o ayrı bir meseledir. fakat en iyi olmak yenilmez olmak anldıbına gelmez en büyük taksörlerin bile kariyerlerinde mutlaka yenilgileri vardır.
    edit: son yenilgisiyle artık hafiften bırakması gerektiğini göstermiştir. bir de turnuvaya geri dönmesi gibi bir durum söz konusuymuş






    Scott Adkins(yuri boyka)



    d. 17 Haziran 1976) ingiliz aktör ve dövüş sanatçısı. 17 haziranda Sutton, Coldfield, ingilterede doğmuştur. Nesillerdir kasap olan, bir ailede. Büyük kardeşi Craig ile beraber büyümüştür. 10 yaşında judoya başlamıştır. Bruce Lee ve Jean-Claude Van Damme
    Jean-Claude Van Damme (d. 18. Ekim 1960, Berchem-Sainte-Agathe/Sint-Agatha-Berchem, Belçika) Belçikali oyuncu. Tümünü oku (yeni pencerede açılır)
    gibi yıldızlar idolüdür. 14 yaşında tae-kwon-do ya başlamıştır. Ondan birkaç yıl sonra kick taksa başlamıştır. Tae-kwon-do hocası olarak dersler vermiştir. Sinemaya ilgisi başlamış, okuldaki drama kulübüne katılmıştır.21 yaşında Webber Douglas drama akademisinden teklif almış ancak bitiremeden zorla çıkarılmıştır. Hong kong dan film teklifi almış, Sammo Hung ve Jackie Chan ile çalışmıştır






    cain velasquez



    tam adı: cain ramirez valasquez'dir. mekgiba asıllı amerikalı ufc ağırsıklet sporcusu. 28 temmuz 1982 doğumludur,ufc 121'de şampiyon brock lesnar'ı yenerek yeni ağır sıklet şampiyonu oldu. çok yetenekli bir dövüşçü. lesnar'ı feci dövdü. ancak lesnar mutlaka geri dönecektir. bir de shane carvin var. bu iki dövüşçü tekrar cain'in karşısına kemer için geleceklerdir




    edit:beyler daha fazla ekleyemiyorum, çok yazı yazdın hatası alıyorum
    ···
   tümünü göster