/i/Devlet

  1. 26.
    0
    sadece ilk entryi okudum. ona göre yazıyorum.

    sınıfsız bir toplum imkansızdır. yani zor kullanırsan başka ama normal düzenin sürmesi için de zengin ve fakir olacaktır. fakirlik ve zenginlik başlı başına iyi-kötü diye sınıflanamaz. önemli olan orta sınıfın ekonomik olarak güçlenmesidir. yoksa en gelişmiş ülkelerde bile fakirlik bir realitedir.

    bakkal ve süpermarket örneğine gelince. tarih değişim ile sürer. bakkallık da yok olacak mesleklerden biri malesef. bakkal-süpermarket örneği bu açıdan sıkıntılı. sen bakkal deyince artık yok olmaya yüz tutmuş bir sektörü refere ediyorsun. örneğin bana göre, yakın gelecekte yok olacak fakat şu an paranın dıbına koyan bir meslek de söyleyeyim: hazır ilaç eczacılığı. yakın bir gelecekte eczacılar da artık likidite sıkıntısı içine girecekler çünkü hazır ilaç satışı da süpermarketleştirilecek. ilaç sanayii için eczacılık mühendisleri tabii ki yetişecek fakat 50 yıl sonrasının eczacıları ile bugünün eczacıları arasında bariz bir fark olacak.

    süpermarketlerin tutulmasının sebebi, bakkaldan daha ucuza satmasıdır. bunun böyle bir iyiliği var. bakkal ölüyor ama tüketici güçleniyor. doğanın kanunu bu ve bakkallık da şu anda ölen bir meslek. bu süreçte birçok bakkalın sıkıntı çekmesi de -yaşanması gereken- bir süreç bir kere bunu iyi anlamalıyız.

    gelir dağılımının dandik olmasının başka sebepleri var. gelir dağılımı bugün çok iyi olsaydı bile bakkallık ölecek bir meslek grubu olmaktan kurtulamayacaktı.

    türkiye ve benzeri ülkelerdeki sıkıntıların sebeplerine gelirsek;
    1. ara eleman yetersizliği. meslek liseleri insana gerçek bir meslek edindirmelidir. bizim gençler üniversite fetişisti olmuş. önüne gelen bir fakülteye giriyor. skindirik bir eğitim alıyor sonra "diplomalı işsizim" ayağına yatıyor. bir kere üniversite insana iş garantisi veren bir kurum değil. sen fen edebiyat biyoloji okumayı neye dayanarak seçtin? veya biyoloji öğretmenliği okumayı? öğretmensen devletin kadrosu kadar şansın var. bu ta baştan görülebilecek bir hesap ama öss (bizim zamanımızda ismi buydu, şimdi her ne skimse o) telaşına yazıyoruz doğru. fakat para kazanmaksa amaç, üniversite bu işin olmazsa olmazı değildir evvela bunun bilincine varmak lazım. başka yollar başka kapılar deneyebiliriz. en azından üniversite okusan bile bu bilince sahip olmak gerek. amerikalılar bin dersiniz, ama çocuk liseyi bitirince nasıl kazanç edinebilirim diye düşünüyor dıbınakoyim. biz öyle değiliz, 35 yaşına da gelsek, evlenmemişsek aile yanıdır yerimiz. hatta evlensek bile. biz kendimizi biraz tembelliğe alıştırmışız ve bir doğa kanunu daha ; kişi gerçekten çok sıkışmamışsa, gelir elde edecek yolları da göremez. iş üniversiteden değil, kafayı bira yormaktan, biraz kaygılanmaktan, fener-gs den ziyade etrafla ilgilenmekten, işbirliği yapmaya açık olmaktan, güven oluşturabilmekten vs. geçiyor. bu saydığım meziyetler örneğin sadece güvenli biri olmanız size bir çok iş kolu açabilir.

    2. doğu toplumu olmamız dolayısıyla sürekli kestirme yollar aramamız. biz doğulu olduğumuz için, her işin en kolay tarafını düşünmek gibi bir hastalığa sahibiz. zaten üretimin bu kadar olmasının sebebi de bu. arkadaş, kestirme yol aramayacaksın, bileğinin kuvvetine ve aklına güveneceksin.

    3. plansız bir toplum olmamız. duygusal motiflerle yürüyen bir zihnimiz var. sanki karnımız çok tokmuş gibi, siyasetçileri seçerken vaadettikleri ekonomik unsurlardan ziyade ideolojik unsurlara takılıyoruz. akp chp mhp hdp farketmiyor. tüm bu partiler ideolojilerinden ve dogmalarından dolayı oy alıyor. dıbınakoyim senin bugün memleketinde iş bulamamanın sebeplerinden biri, oranın zengininin oraya yeterli koşullarda yatırım yapmasının önünün tıkanmış olmasıdır. veya, zaten böyle bir kaygısı olmayan bir parti başa getirilmiştir. üretim birinci sorunsa üretime yönelik çözümlere oy vereceksin.

    3. duygusal olduğumuz için kritik düşünce diye bir şey kalmamış. bu memlekette bir kürt sorunu var. sadece varsayımsal olarak konuşuyorum, bir an için olayların şu şekilde yürüdüğünü düşünün: kürtler az yada çok falanca senedir bağımsızlık veya özerklik için uğraşmıyorlar mı? bunu önlemek için sen para harcamıyor musun? teröre yıllık kaç milyar dolar gidiyor ? yeşilkart sisteminde kaç kişinin sağlık harcamalarına ortak oluyorsun? kaçak elektirik, kaçak vergisiz mallarla devletin zararını kim ödüyor? sırf bu sorunun çözülmesi dahi bugün kazandığının 2 katını kazanmana veya şu anki iş imkanlarının 2 katına çıkmasına sebep olacak bir nedensellik zincirini başlatır. 1300 lira kazanan abim öyle düşünmüyor ama. onun için toprak bütünlüğü, çocuğunun ekgib beslenmesinden veya ihtiyaçları tam verimle karşılanamadan büyümesinden daha önemli.

    sen diyorsun ya insanımız diye. dıbınakoyim insanımız da böyle düşünüyor işte. devlet denilen şey halk içindir. borçlanamadan evlenebilmen, çocuk sahibi olup onu büyütebilmen, az da olsa refah içinde bir yaşam sürebilmendir aslolan. doğu toplumu olarak halk tabanında en azından özerklik için referanduma yeşil ışık yakacak bir zihniyete evrilmemiz şarttır. halk istemeyince hiçbir politikacı istemez. bunu halk isteyecek ki politikacı da dile getirsin. büyük britanya iskoçların bağımsızlık referandumuna izin verdi de ne oldu? yarın katalonya bağımsız olursa senin hayatında ne değişecek? devlet hantal bir yapıdır ve türkiye'de kürt sorunu bu sorunun taraflarının her ikisine de verimsizlik, yoksulluk, huzursuzluk, mutsuzluk olarak geri dönmektedir. refah içinde yaşamaktır aslolan. karnın doymasıdır. anadolu insanı çalışkandır çalışkan olmasına ama gibindirik sorunlar ve duygusallığımız bizim kanımızı emiyor. arkadaş önce kendine ş soruyu sor: önce insan mı? yoksa önce devlet mi? bu sorunun insan tarafına ağırlık verirsen sen olmasan bile, çocuğun olmasa bile, en azından benim umudum torunlarımız sağlıklı bir coğrafyada yaşayacaktır. sen bu soruya "devlet önemlidir" diyorsan, ki toplumca dogmatik olduğumuz için (her parti için geçerli) açlığından veya yoksulluğundan dem vurma ruhsatın da yoktur. hem öyle hem böyle olmaz. hem realitenin seni gibtiği açlık ve yoksulluk sorunundan muzdarip olup, hem de bu sorunların daha da kötüleşmesine sebep olan duygusal-ideolojik-dogmatik bir beyine sahip olamazsın. daha doğrusu olursun da bi yol kat edemezsin. herkes aklını başına alacak ve neyin kendisi için daha önemli olduğu sorununu düşünecek. aksi halde 1300 liraya tamah etmeye devam eder, üretemez, üretemediği için de kazanamaz bir toplum olursun.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      reserved
      ···
   tümünü göster