1. 1.
    +11 -3
    en güzel, en hoş anımdır, hiç unutmadığım şeydir bu.

    babam esnaf panpalar. yaz tatilinde dükkanı ortağına bırakır 3-5 gün memlekete dönerdik ailecek. kardeşimle ben de mutlaka karnelerimizi alırdık yanımıza. 5'ler takdirler, aferinler falan..

    bi kaç gün sonra babam arkadaşlarını da görmek için kahvehaneye takılmaya başlardı. ben de yanında giderdim nedense. babamla dörtlenmiş gurup delicesine oyunlar oynardı. okey, batak, tavla falan. okey'le tavlayı biliyordum gerçi o zamanlardan ama oynadıkları bir şeyin de batak olduğunu büyüyünce öğrenecektim.

    onlar oyunlarını oynarken ben de çevreyi inceler, konuşulanları dinler, çaycıya seslenen ilk kişiden de değişen çaycının ismini öğrenirdim ki az sonra yanına gidip bir şey istemek zorunda kaldığımda ona ismiyle hitap edebileyim. karşımdakine "abi" demektense "süleyman abi" demeyi daha hoş bulurdum. bazen de oynadıkları oyunu çözmeye çalışırdım babamların. ama anlamazdık pek. babam hesap işinden iyi anladığı için genelde yazma işini ona verirlerdi. ben de onun yanında oturduğum için kağıt kalemle oynardım bazen de. ve sonunda çaycıya seslenilirdi bizim masadan da.

    -buyrun abi

    +bize 4 çay. Murat oğlum sen ne istiyosun?

    ""boyum küçük olsa da bir değerim vardı""

    -+gazoz içcem ben

    -hemen abi!

    çaycının elinde ismini hala bilmediğim o yuvarlak, metal ve ortada birleşip tutma yeri olan üç bacaklı tepsi ile masamıza doğru gelişini ilk ben farkederdim. çaycı abi çayları verdikden sonra benim gazozumu da önüme koyardı. ama bardak falan yok, direk şişeden içeceksin. zaten bardak arayan mı var?

    bundan sonrası dediğim gibi benim çocukluğumun en güzel anlarıydı belki de. bir de bu gazoz sade gazoz ha! öyle portakallı falan değil. meyveli soda zaten yok o zamanlar. sade gazoz! üstüne tanımam.

    artık yaz tatilinde köye gitmek istemiyor ne annem ne babam. koskoca adamlar bir kaç dönüm tarlayı paylaşamıyorlar çünkü. ben gidiyorum gerçi amcamlara. ama artık baba kahvehanede oyun oynarken yaninda gazoz icmek diye bir şey yok benim hayatımda. tenefüslerde meyve suyu-tost, cafelerde nescafe, evde süt, kahvaltıda çay falan içtiğim şeyler. ara sıra da olsa hatırlıyorum ama sade gazozu, cafelerde istiyorum. ama onlar yanında bardak getiriyorlar, hiç hoşlanmıyorum. istemiyorum ben bardak falan. zaten bardaksız içsem de babam yanımda bana aldırmadan oyun oynamadıkça o gazoz zevk vermiyor. cafedeki elemanlara kimse ismiyle de hitap etmiyor.

    -bakar mısınız?

    ""hep sahte saygılar, sahte gülümsemeler""

    +buyrun efendim!

    ""iki dakikada efendi oluyorsunuz artık. önceden ömrünüzü vermeniz gerekirdi belki de""

    -iki nescafe alabilir miyiz? biri sütlü.

    ""sade gazozu ne isteyen var ne içen artık""

    +tabi efendim

    bizim çaycımız bütün kahvehanedekilerin isimlerini bilir ve asla ismini yine unuttuğum o üstüne ne istediyseniz çizgi halinde yazılan küçük kağıtlardan kullanmazdı. güven vardı bi kere.

    ""yıkılan öderdi hesabı""

    -sülüman ne bizim borç?

    + ne vardı abi sizin?

    ""güven vardı""

    -yedi çay, iki sade gazoz

    ""ben vardım sade gazoz içen""

    +iki beşyüz abi..

    -baba şimdi ne yapcaz?

    ""merak vardı bende""

    +eve gidelim oğlum, yemeği hazırlamıştır annen.

    ""annemin yemekleri vardı, sıcacık""

    -yaa, yemek istemiyom ben, kavede bi tost yeseydim keşke.

    ""Mc Donalds lar yoktu o zamanlar kahvede sucuklu tost vardı, süleyman abinin kirli elleriyle yaptığı""

    ya şimdi???

    Edit: başlığı ikinci defa açıyorum başlıkta hata vardı onu düzelttim
    ···
   tümünü göster