Ben o ara köpek gibi susadım, iftarda pastırma sucuk ne varsa yedim zaten. Yolun ve korkunun verdiği ağız kuruması ile birleşince deli bir hal aldı susuzluk. imam evi kitlemiş zaten köyde kimse yok dedim gel gidelim bir çeşme mi ne bulacağız napalım edelim derken aldık bigibletleri açtım feneri gidiyoruz yavaş yavaş, 3-4 metre görüş mesafesi var baktık yerlerde tepinme izler falan var çimler falan yerden kalkmış. Ya öküzler tepindi yerde yada birisi geldi rasgele çapaladı yerleri. Anlamsız bir şekilde dengesiz olarak kalmış çimler. Dedim mehmet beni bu köyden sağ salim çıkarmazsan belanı gibeceğim senin. Bir yandan dua ediyorum bir yandan istemsizce küfür ediyorum. Derken 3-4 dakika yürüdük tekrar bu tepinme izlerinden çıktı yerlerde 2-3 metre sonra bir göz parladı dizleri üzerine çökmüş ne olduğuna anlam veremedim kurt desen kurt değil gözler kocaman köpek desen köpek değil 1-2 saniye içerisinde gördük sağ taraftan bir tahta gibi bir şey düştü bigiblet takıldığı için ona kafamızı bir çevirdik diğer tarafa çevirene kadar o gördüğümüz yaratık gitmişti, ben zaten nefesimi tutmuştum bir bağırdım hoşt moşt diye ne diye bağırıyorsam zaten ben onu göremiyorum o beni görüyor ne gördüğümüzde meçhul. Bir anda kulağıma fısıldama benzeri bir sesler geldi hangi dilde olduğunu anlamlandıramadığım. Dizlerimin üzerine çöküp kulaklarımı kapatıp epey bir debelenmişim. 10-15 dakika sonra kuzenim yüzüme su döküyordu kendime geldiğimde.