Melâmet sırları dile gelmez, gönülden gönüle nakşolunur.

Nitekim Hz. Peygamber’den melâmetin hakikatini tahsil eden Hz. Ali (k.v) Efendimiz ve yine Ebu Hureyre (r.a) bu sırların gizlenmesi gerektiğini buyurmuşlardır.

Bu meyânda Ebu Hureyre “Hz. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemden iki kap hıfzettim. Onlardan birini yaydım. Diğerine gelince, eğer onu da yaymış olsaydım, benim şu boğazım kesilirdi.” buyurmuştur.

Kezâ tarih boyunca bu hakikat sırlarının taşması bazı melâmet erlerinden şatahat kabilinden sözler çıkmış ve neticede bazı Hakk dostları şehadet şerbetini içmek zorunda kalmıştır.

Hallâc-ı Mansûr, Seyyid Nesimi, ismail Maşûkî ve Hamza Bali gibi azizlerin her biri bu yolda can veren mücessem birer aşktır.

Kaldı ki şerîat binâsından bir taş çıkaranın yerine başını koyacağı melâmet yolunun kâidelerindendir.