zenginim. çok param var. çok. dağlık alanda yeşilliklerin içinde havuzlu büyük bi evim var. gözüme kestirdiğim yarı fakir, dünya güzeli, hafif içine kapanık bir kızı akşam saatlerinde arabamla kaçırıyorum. boş olan evime getiriyorum. kız korkak gözlerle bana bakıyor. kızın ellerini bağlayıp üst kattaki odaya kilitliyorum. sabah oluyor. erken kalkıyorum. kahvaltı hazırlıyorum. ama çok güzel kahvaltı. tepsiyle kızın odasına giriyorum. kız hala uyuyor. kapıyı açmamla bir anda tepki verip uyanıyor. gözleri ağlamaktan şişmiş, hala korkuyla bakıyor. tebessüm ederek günaydın deyip kahvaltısını odaya bırakıyorum. odayı kilitleyerek çıkıyorum. 45 dakika sonra tekrar odaya geliyorum. kız dizlerini göğsüne doğru bükerek ellerini dizlerinin üstünde çiçek yapmış vaziyette yatakta duruyor. kahvaltı tabağı koyduğum yerde ve hiç dokunulmamış. "nerdeyim ben" diye soruyor. "güvenli bi yerdesin" diyorum. masumca "kimsin sen beni neden buraya getirdin" diyor. kapıyı açık bırakarak odadan çıkıyorum. aşağıya salona inip oturuyorum.

bir süre sonra üst katta sesler duymaya başlıyorum. üste çıktığımda kızın pencereden çıkmaya çalıştığını görüyorum. hemen kızı alıp odasına geri zütürüyorum. her yeri kilitleyip evden çıkıyorum. 2-3 saat sonra tekrar geliyorum. kız hala odasında oturuyor. "hala aşağıya inmemekte kararlı mısın" diyorum. salonda kişisel işlerimi yaparken kız merdivenlerden iniyor. "neden beni burda tutuyorsun" diyor. "heh bende senin inmeni bekliyorum hadi gel sana göstermem gereken bir şey var" diyorum. üzerinde uğraştığım bir şeyi gösteriyorum (herhangi bir şey aq aklıma gelmedi). ağlayarak "neden böyle davranıyorsun" diyor. ben de hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorum.

fazla uzattık lan. kıza zenginliğin getirdiği her zevki tattırıyorum işte. akşam oluyor film izliyoruz beraber. tekrar odasına çıkartıyorum. yatıyor. sabah yine kahvaltı hazırlıyorum ama bu sefer alt katta mutfakta 2 kişilik. güllerle odasına kadar yol çiziyorum. ben kahvaltıya son dokunuşları yaparken kız iniyor. "günaydın" deyip gülümsüyorum. yiyoruz falan. kızı eğlendiriyorum. hayatında bir daha asla yaşayamayacağı saatler yaşatıyorum. (zenginiz ya hani kızda fakir.) kız ürkek ve şaşkın biraz stockholm sendromu yaşıyor ama utangaç olduğundan göstermiyor. böyle geçiyor işte. kızı bırakmadan önceki gece biraz romantik biraz duygusal geçiyor. kızın başını yanağını falan okşayıp yanağına küçük bir öpücük konduruyorum. sonra kızı geldiği yere arabayla bırakıyorum.

kızı gibmiyorum beyler. çok beklediniz ama kızı gibmeyerek, hayalindeki sevgili gibi davranarak bana aşık olmasını sağlıyorum.

hayalimde tabi ki daha farklı şeyler falan var ama şimdi bunlar aklıma geldi. gereksiz uzatmış olabilirim özeti de veririm ama bence okuyun aq gibik hikayelerden değil en azından. yani bence.

özet : fakir kızı kaçırıp zenginliğimin getirdiği güzellikleri yaşatarak masumluğunu kullanıp ona genel olarak kaçırılma olaylarının tersinde bir yaklaşımda bulunarak çok güzel günler geçirmesini sağlıyorum. kızın tam hayalindeki sevgili oluyorum ama kaçırdığım için güvenmiyo tabi. ben de o muhteşem vakitlerden sonra onu bırakarak bir kaç gün yaşayacağı şokun sonrasında her gece yatakta uyumadan önce benim hayalimi kurmasını sağlıyorum.

uu.

kalktı.