/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +725 -35
    bir zamanın behlinde, iki arkadaş varmış
    bu ikiside ayrı, sözlüklerde yazarmış.

    birisi bin bakışlı, anlarsın ki inci'ci
    boynunda fular olan, bilirsin ki ekşi'ci.

    gün olmuş demişlerki, bu böyle gitmeyecek
    dünyanın malı ile, hiç kimse göçmeyecek.

    dünyayı dolaşalım, gidelim bu diyardan
    aşalım tüm yolları, dağlardan ovalardan.

    bundan kelli ne küfür, ne harama dalalım
    iki kafadar seyyah, derviş gibi olalım.

    destur deyip vurmuşlar, düşmüşler uzun yola
    hayat mucizesini, tatmışlar doya doya.

    geçtikleri köylerden, bir ekmek biraz zeytin
    varsın tok olmayalım, bizim gönlümüz zengin.

    çok uzun zaman olmuş, bunlar çıkalı yola
    söz verdikleri gibi, dokunmadan harama.

    gide gide varmışlar, bir dere kenarına
    bakmışlar ki bir kadın, baş eller arasında.

    kadın değil adeta, bir afet-i devranmış
    masmavi gözleri var, saçlar bele uzanmış.

    inci'ci iç geçirmiş, şu amlıya bak hele
    lakin uçkur çözemem, yemin ettik bir kere.

    ekşi'ci gözlerini, kısıvermiş hafiften
    şununla vals yapsaydım, tutup ince belinden.

    yaklaşmışlar kadına, bir derdiniz mi vardır?
    dereden geçmem lazım, evim şu karşıdadır.

    yüzme de bilmiyorum, yardım edin ne olur
    etrafından dolansam, vakit akşamı bulur.

    bizim iki arkadaş, bakmış birbirlerine
    çok kararsız kalmışlar, ne tak yiyelim diye.

    panpa önce davranmış, ben yardımcı olayım
    sizi karşıya kadar, omzumda taşıyayım.

    kala kalmış ekşi'ci içi içini yemiş
    keşke ben davransaydım, ama iş işten geçmiş.

    inci'ci kucaklamış, almış bunu sırtına
    nasıl mutlu olmasın? iki bacak omzunda.

    hep birlikte geçmişler, yavaş yavaş dereden
    ekşi'ci sinir küpü, söyleniyor inceden.

    geçmişler o dereyi, indirmiş omuzundan
    tekrar yola düşmüşler, ardlarına bakmadan.

    tek kelime etmeden, uzunca yol gitmişler
    oturup dinlenirken, göz göze gelmemişler.

    ekşici dayanamaz, eder bir kaç kelime
    ne oldu be inci'ci? ettiğin yeminlere.

    ben bıraktım kadını, o dere kenarında
    bakıyorum sen hala, taşıyorsun sırtında


    ayar yiyen ekşi'ci, büküvermiş boynunu
    ahtım olsun inci'ci, yanına koymam bunu.

    inci'ci bu dururmu? damarına basılmış
    bir anda ekşicinin, fularına sarılmış.

    yakalamış boynundan, arkasını çevirmiş
    çıkarmış dalgasını, bir güzel gibivermiş.

    keyif ile uzanmış, otların arasına
    aç kulağını dinle, bu da ders olsun sana.

    bu kafayla daha çok, giberler evlat seni
    göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi.

    uzun uzun kavaklar, derki bu insanoğlu
    yetmişinde ne ise, yedisinde de oydu.
    ···
   tümünü göster