1) 5 ayda 2 milyon oy kaybetmiş, pkk'nın bile mecliste gerisinde kalmış bir partinin sahipleri (üst kurul delegeleri) partinin yönetimini değiştirmek isteyebilirler. Erken seçim tehditi ve başkanlık varken bunda aceleci de olabilirler. Siyasi partiler kanununca verilmiş bir yasal demokratik hakları var.

2) Olası başarısızlık durumunda gelen adayın koltuğa yapışmayacağını düşünüyorum. Başarı, başarısızlık algınızın ne olduğunu bilmiyorum

3) Ocak ayında 548 delegenin imzası toplandı ve genel merkeze teslim edildi. O gün partinin itibarını düşünseler kurultay yaparlardı. Partiyi paralellere teslim etmem falan komik şeyler bunlar. Üst Kurul Delegerin iradesi olan Ülkücü iradeye güvenmesi gerekirdi.

4) Genel merkezdekilerin partinin itibarını değil koltuklarını düşünüyorlar. 15 Mayısta gördük ki muhalif olan genel merkez.

5) Paralel aday yok. Meral Akşener paralel yapının varlığına inandığını, "paralelci değiliz Allah'a baş eğmekten başka başımızı kimseye eğmeyiz. irademizi teslim etmeyiz" dedi. istersen ilgili linkleri de atabilirim. Sinan Oğan sünni değil paralel olması söz konusu değil. Ümit Özdağ ve Koray Aydın'ın da paralelle uzaktan yakından alakası yok. Paralellerin rte karşısında güçlü gördükleri birini desteklemeleri kadar doğal bir şey yok

6) çok eskilerde kocam solcuydu ben onu sağcı yaptım diyor kendisi. Kocasının herhangi bir sabıkası da yok. Gayet düzgün biri. Gerekirse gördük ki davası için kocasını da karşısına alacak biri, "fatih al şu babanı" dedi:D kocasının negatif bir etkisi olmaz