Annene iyi geceler diyip yatmaya gidiyorsun. Odana geçtiğinde ise ne olduğunu bilmediğin bir tür böcek görüyorsun. Mutfağa peçete almaya gidiyorsun. Geri döndüğünde ise böcek orda değil. Neyse gibtir et diyip yatıyorsun. Saat 04.00 sularında uyanıyorsun. Karnında inanılmaz bir acı var. Dönüp baktığında ise bağırsaklarının yerinden çıkmak üzere olduğunu ve midene bağlı bağırsağa giden bölümün koptuğunu görüyorsun. Şakaklarından akan kan ve burnundan akan mukus boğazına kadar ulaşmış. Sonrasında ise boğazında tırnak izi çizikleri görüyorsun. Kendi boğazını acıdan dolayı bütün gece sıkmışsın. Böcek sonrasında ise hafızanı silmiş. Yetim olmadığın umuduyla ebeveynlerinin odasına sürünüyorsun. Baban kafasını cama sıkıştırıp kopan parçalardan biri ile boynunu kesmiş, annen ise kendi gözlerini oyup elini ortaya çıkan deliklerden içeri sokmuştu. O sırada salondan bir ses duyuyorsun, anıların depreşiyor böceği babanı anneni hatırlamaya başlıyorsun,bu annenin sesi. Ancak annen tam önünde cansız yatıyor. Sese doğru son kalan yaklaşık 1 litre kanla ilerliyorsun artık şakaklarından akan kan, burnundan akan mukus ve hıçkırıklı ağlaman yüzünden doğru dürüst nefes alamıyorsun. Salona varıyorsun ve odada kimse yok. Bunun böceğin bir oyunu olduğunu farkediyorsun çünkü böcek senin son gücünü hastahaneyi arayarak değil sürünürek geçirmeni istiyor. Son nefesini vermek üzere iken böcek karnındaki delikten çıkıyor, çok büyümüş yaklaşık yarım metre şey karnından çıkıyor bu yetmezmiş gibi böcek son nefesini acısızca vermeden önce böcek seni göğsünden başlamak üzere yemeye başlıyor...