/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    0
    gibko hissetmek standartım oldu o günlerde.

    bu hikayenin başından beri çok defa söylediğim üzere belirsizliği sevmem. buna son vermemin vakti geliyor yavaştan.

    eliz, kararını ver. ne olacaksa olsun. aramızda hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam edemezsin. dediğim her anda konuyu değiştirdi.

    en sonunda sinirlendim ve sinirden gözüm dönmüş bir şekilde artık beklemiyorum. bitti, bu saatten sonra arkadaşın olarak görürsün görmezsin o senin problemin diyerek buna bir son verdim.

    evet, bitmişti. aramızdaki her şeyi bitirmiştim. aranızda ne varmış ki zaten gibko diyorsanız, haklısınız beyler. olan bu kadardı, yazdım.

    hikayemizin sonuna gelmiyoruz daha. zaten 2014 yılının martındayız. mantıken şurada 2 yıl 4 aylık daha mevzuyu yazabilirim di mi ama zaaaaaa xd.

    velhasıl kelam mart ayının ortalarına doğru okulla birlikte bir sempozyuma katılmaya gittik. şehrimdeki bir üniversitede olacaktı bu sempozyum ve otobüsle gidiyorduk. ben normalde hiç yapmayacağım bir şekilde koridor tarafında oturuyordum. yanımda tuğrul, arkamda (daha önce bahsettim mi hatırlamıyorum) arzu (veya merve tam hatırlamıyorum) ve sezgin var.

    bu arada araya küçük bir hikaye sıkıştırmak isterim.

    --minik hikaye--

    kuzey eliz'den hep nefret ederdi. sebebini bir türlü öğrenemedim. sezgin de bir dönem kuzey'i ciddi ciddi seviyordu. kuzey'in eliz'den nefret etme sebebi kuzey'in beni sevmesiymiş.

    sezgin'le kuzey'in arası oluyor gibi olduğu anlarda kuzey amerika'ya gitti. zaten sınıfta kuzey arzu ve sezgin beraber takılırlardı hep. kuzey amerika'ya gidince sezgin'le arzu sevgili olmuşlar amk asdasdasd. o dönemde de sevgililermiş yalnız ben hala yakın arkadaşlar sanıyorum. masum düşüncelerim henüz kirlenmedi. ama az kaldı. arkadaş ayağı züt ayağı lafının reel olduğunu kabul etmeye başlıyorum.

    --minik hikaye--

    otobüsle gidiyoruz. tuğrul eliz'le olan mevzumu bilmiyor. sezgin de arzu da merve de zaten biliyorlar.

    20 yaşımda adamım. hayatımda geçirdiğim en büyük şoklardan biri, en üzüldüğüm anlardan biri olabilir.

    ''baknickime, oğlum şunlar serhat'la eliz değil mi lan el ele?

    onlardı. onlar. arka sırada dönen sohbet sesszileşti. bir sessizlik oldu.
    onlar galiba kankadedim.ama tam bakmadın kanka bir baksanadiyor.baktım kankadiyorum. ama bak lan oğlum yaafalan diyor. saçma absürt bir ortamda duruyorum yani. en sonoğlum onlar işte uzatma lan ne büyüttün'' dedim de sustu. tarihini unutamayacağım bir gün yine. aynı gün chelsea - galatasaray maçı var.

    eliz gibkosu yüzüme bakamıyor sempozyumda. bakmasın zaten, gözümle giberim onu. o an herhangi bir sebebim olsa ağzını burnunu eline verirdim. sadece onun değil, serhat'ın, ve mümkünse ayırmaya çalışan herkesin. bu sinirle çok yaşamam ben zaten. o sinirle nasıl oturdum orada bilmiyorum. kalktık tuğrul'la 1 saat sonra. yakınlardaki avm'ye gidip akşamki maçı konuştuk.

    malumunuz, chelsea bize 2-0 koydu. işte o akşam, o gece, babamın kısa marlboro'sından 2 tane alıp iç çeke çeke içtiğim gece. sigaraya başladığım gün.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster