Hayatımda hiç bir canlı öldürmedim. Tamam karınca, sinek, böcek,kelebek falan öldürdüm ama hala öldürmekten ve ölmekten korkan birisiyim. Haberi aldıktan sonra azıcık gerilirim tabi. Yağmacı, Vandal bir şekilde değil daha üretken bir şekilde çözüm bulmaya çalışırım. Mesela Yaşadığım yerin detaylı bir haritasını çıkarırım. Elektroniğe belli bir zaman sonra pek güven olmaz. Nereler en güvenli yerler diye keşfe çıkarım . Bu zombi salgını hemen yayılmıyacak ya. Gerçi nerde başladığına bağlı da kesin Afrika kıtasından başlar ilk başta. Şüphesiz en çok virüsün mutasyona uğradığı yer ora. Ya da Amerika da olabilir. Labaratuvarlarda sürekli virüs üreten genetik mühendisi, biyo kimyacı adam var.
Yanıma asla bir yoldaş veya arzu gidermeek için bir kız almam. Asıl hedefim kendim olmalı. Sonra varım yoğum ne varsa para karşılığı iytiyaç duyduğum alet edevat gıda temin ederim. Öyle yağmalamak filmlerdeki gibi basit ve kolay değil. Bir konserve gıdayı alıp yürüttüğünüz anda arkanızdan dıbınıza koyacak çok manyaklar olucaktır. Zombi salgını gerçekleşirse iç savaşında çıkması mümkün. Alacağım gıdalar uzun ömürlü, çabuk bozulmayacak ve herhangi bir tarumarda zebil olmayacak gıdalar olmalı. Mesela ;
Un, havuç, turp patates, soğan gibi. Kuru gıdalar bir nevi.
Sonra onlara uygun bir ortam sağlamaya çalışırım. Savunma gereçleri olarak çok keskin bir pala, bileyicisiyle beraber, işaret fişeği, ok,yay gibi..
Ardından temin ettiğim bir mekanda virüs tamamen kendini göstermiş olana kadar barınır yer içer düşünür plan kurar zanaatı çözmeye çalışırım. Artık tehtidin kesin olduğunu anladığımda teknik, mekank bilgilerimi geliştirerek tuzaklar kurmaya başlarım mekanıma.