/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    Adım Murtaza. 18 yaşındayım. Lise bitti, ölüm yaklaştı. Kokusu keskin, yalnızlık kadar keskin, bıçaktan ve kibirden keskin. Kibirsiz yaşamın getirdiği ağır yalnızlıkla boğuşurken, kaybetmeyi tadıyordum. Mağlubiyete alışmıştım ama her seferinde zevk almaktan geri kalmıyordum. Hayatım boyunca kazanacağım parayı, daha doğrusu kazanamayacağım parayı hayal ederken, rezil yaşamıma son vermek için yasalar çıkarıyordum. Kurallara uyarak ve taktan yasalarımı çiğneyerek ilerlemeye çalışırken, geriye doğru ilerlediğimi fark ettim. iğrenç hayatımın zirvesini yaşıyordum. Babam yok, annem temizlikçi. Kardeşim yok, arkadaşım yok, canım yok, değerim yok. Aslında ben yokum, her gün yok olmayı diliyorum. Yok olmak için fazla yokum. ilk sınavda barajı geçemedim, boğuldum. Zaten her gün boğuluyorum. Hayat sınavı, ahiret sınavı ve alemdeki tüm sınavlar. Hepsinden kaldım, lanet olası mahalleden herkes gitti, bir ben kaldım. Mesut abi var burada, kahveci. Yanında çay dağıtıyorum, koca günde gelen üç beş müşteriye. Mesut abi iğrenç bir insandır, tıpkı tüm insanlar gibi. Pislik bıyığında annem temizlik yapsa milyoner oluruz, saçlarında dolaşan böcekler koşu yarışı yapıyor, kulağında kamp kurmuş bakteriler gözle görülüyor. Devam edemeyeceğim midem bulanıyor. iki midem var, kalbim yok. Boyum 1.64. Kilom 58. Okulda hap dayak yedim, su içerken dayak yedim. yemek yerken bile dayak yedim. Ama kilo almadım, kilo almak için fazla masumum, fazla adi, fazla şerefsiz. Hiç sevgilim olmadı, hiç sevdiğim oldu. Aşkı yuttum, ağırdı, kilo almadım. Sevdim, sevilmedim, sevmekten vazgeçtim. Nefretle doldum, öfkeyle doldum. Fakat ben Dünyanın en boş insanıyım. Sayın Murtaza Kereviz, gereksizliğin tanımı olarak sözlüğe geçin. Asil fakirliğin, kaba korkaklığın, illegal çirkinliğin birleşmesiyle oluşan bir varlığım. Olmayan bir varlığım, yokum, hiç olmadım.

    Çarşamba, ıssız sessizlik, karanlık gece, karanlık düşünceler, boş sokak(benim gibi), duyulmayan çığlıklar, görülmeyen masumiyet, hızlı adımlar, hantal adımlar, köşede sivrilikler, köşede battaniye, içinde bir insan. işten dönerken bir ölü görmek, bir ölüye dokunmak, enteresan. Battaniyeyi çektim, kafasını inceledim, bildiğimiz kafa. Normalin üstünde güzel bir kafa, baya güzel bir yüz. Acıdım zavallıya, polisi aramak için telefonumu çıkardım. Bir beş be, hadi lan. Derin bir nefes, korkudan telefonu düşürdüm. Neyse ki ucuz telefonlar sağlam, neyse ki ucuz telefonlar ucuz. Battaniye vücudundan komple düştü, kısa etek, güzel bacaklar. Güzel olmasına güzel de, bu karı çingene lan. Haydaaaa...

    -iyi misin?
    -iyi dediğin nedir ki? Kim o kadar iyi? Ben de herkes kadar iyi, herkes kadar kötüyüm.(Felsefe yapıyor kevaşe)
    - Galiba herkesten biraz daha kötüsün.
    -Olabilir.(Tebessüm etti hafiften)

    Elini tuttum kaldırdım, kalacak yeri olmadığını söyledi. Bana ne dedim, haklıydım. Yalvardı falan, cinsel dürtülerim reddedemedi. Sakin olun, merhametli falan değilim, tamamen hormonlar. Neyse, eve vardık. Annemle ettiğimiz sağlam kavgadan sonra bir gece kalmasına ikna ettim. Yine sakin olun, annem de merhametli değil. Para vereceğini söyledim. Yemek yedik ve başından geçenleri anlattı. Sanki hiç derdim yok da bir de dert dinliyorum. Bak şimdi de gerizekalı olduğumu fark ettim. Şaka, bunu yıllar önce fark etmiştim, şimdi yine hatırladım.

    Lady Çingene: Peder bey çingeneler kralı, bu semtin en büyük mafyasıdır. Derin mevzuların ağır raconudur. Ve ben en değerlisiyim. Sürekli kısıtlar, dışarı çıktığımda sürüyle koruma takardı. Sıkıldım, kaçtım. Bu arada adım Rüya.

    Rüya, yeşil gözlü, çingene vücutlu, zengin bir züppe. Benden uzun, aptal triplere girip mükemmel hayatından kaçmış. Neredeyse benim kadar gerizekalı. Sıkıcı hayatımda ilginç bir eğlence, asla eğlenemeyeceğim ama yine de eğlenceli. Umarım öyle olur.
    ···
   tümünü göster