Hala soğukluk vardı aramızda, ama kafeden çıkınca o da eriyip gitti.. kafasını omzuma koydu, bende elimi omzuna attım. ikimiz de mutluyduk..

Ama benim konuşacağım başka bir konu daha vardı, yakınlarda ki bir parka zütürdüm, ardından o parkta ki bir çardağa, bir şey demedi oturdu o da..

"en son çardak konuşmamız çok duygusaldı, yine mi öyle olacak? dökül bakalım" dedi, gülümseyerek.

Dur aq sen.. mat edecem seni..

"sen dökül bakıyım.. Fatih'in ismini nereden öğrendin?"

Şaşırdı birden, utandı da sankii..

"şey ya.. sabah kantinde sen kalkıp gidince Fatih'de kalktı. Gitmeden azcık konuştuk, tanıştık falan.. bir de çıkışta hızlıca gitti yanımızdan hani, o da benim eserim galiba :p çok ısrar ettim" dedi sırıtarak.

Alkışladım.. o gülerken alkışladım bayağı..

"şeytansın lan sen" dedim, gülerek.

"sus be hayırlı bir iş için uğraşıyordum :p"

"söyle bakıyım.. 5 dakika da nasıl samimi oldun da ikna ettin? şşş yoksaa??"

Kafasını sağa sola salladı,

"git ya hemen kurdun kafanda.. kırarım o kafanı senin" dedi gülerek.

Beyza? Fatih? lan?