/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5
    2. Dünya Savaşından sonra dünya soğuk savaşa girmişti. 1947-1991 yılları arasında soğuk savaş devam etti. 1991 yılından sonra ise ülkeler askeri yatırımlarını geliştirmiş nükleer silahlar ve biyolojik silahların önemi daha fazla artmıştı.

    Mükemmel askeri yaratma; Mükemmel askeri yaratmanın fazlası ölümsüz askeri yaratma çalışmaları her zaman bilimin dikkatini çekmişti.

    Fiziksel olarak dayanıklı her söyleneni yapan bir asker tüm ülkelerin aradığı askerdi. Hiç bir şeyi tereddüt etmeden yapan asker herkesin istediği asker tipiydi.

    DXN adlı Amerikalı ve Kanadalı şirket bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmak için yeni bir serum için çalışmalara başlandı.

    MX - 14 Adını verdikleri serum:

    Mavi Halkalı Ahtapot: Kanını

    Zehirli Kara Yılanı: Yüksek ateşte yakıldıktan sonra işlenerek alınan parçaları

    Zehirli Ok Kurbağası: Dışkısını

    ve çeşitli bitkilerin karşımından oluşan bir serum elde ettiler.

    Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde:

    Hayvan vücuduna girdikten sonra salgıladığı toxinle kalbi direk etkilediği ve sinir sistemini çökertip beynin fonksiyonlarını tamamen durduruyordu.

    21 Şubat Günü DXN adlı şirket deneylerini ve testlerini zengin iş adamlarına gösterdiler. Bugün DXN adlı şirketin kabul günüydü.

    Ve DXN Şirketi 21 Şubat 1988 Yılında Doğdu.

    DXN şirketi bir anda zengin yatırımcıların para yatırdığı büyük bir şirket haline geldi.

    ilaç firmaları arasında en büyük pasta DXN'nindi.

    ilaç sanayisinde DXN adlı şirketin olmadığı bir dal olmadığı bir konu yoktu.

    DXN Adlı Şirket 1988 yılında ER - 1942 Serum Sayesinde: Dünyada bir anda önlenemez yükselişi başlamış oldu.

    Afrika'da ki fakir insanlara yaptıkları yardımlar ile şirketi dünya kamuoyunda sempatik bir yere getiriyordu. Aslında DXN şirketi yeni ilaçlarını yeni serumlarını test ettiği bir üsttü sadece Afrika yarım adası.

    DXN çalışanları ER - 1942 adını verdiklerini serumu insanlar üzerinde defalarca denemişlerdi.

    Fakat hayvanlarda görülen semptomlar haricinde insanlar ölüyordu.

    1 Haziran 1994 günü geliştirilmiş ER - 1942 serumunu 17 yaşında bir kız çocuğuna enjekte ettiler. Bilim adamlarının tek gözden kaçırdıkları şey kızın hamile olmasıydı. ER-94 serumu enjekte edildikten 41 dakika 10 saniye sonra kız ölmüştü. Hiç bir yaşam belirtisi yoktu. Ve bilim adamları gene başarısız olduklarını düşündüler.

    Aslında başarısız olmamışlardı. Kızı ailesine teslim ettiler. Kız kabilenin geleneklerine göre toprağa gömüldü. 3 Gün sonra ise topraktan çıkan ölü bebek bütün kabileyi zombiye çevirmeyi başarmıştı. Bebeğin ısırık ve kan yoluyla bulaştırdığı sıvı insan vücuduna girdiğinde salgıladığı toxinle birlikte kalbi direk etkileyerek sinir sistemini çökertiyordu. insanı yavaş yavaş öldüren bu serum; tek bir ısırıkla bile insanı zombiye dönüştürebiliyordu. Isırılan bir insan 60 saat içinde zombiye dönüşüyordu. Eğer ER-94 Serumu insanın vücuduna ısırık yada kan yoluyla girerse ve insan o an ölürse 60 saatlik süreç işlemeden o insan hemen zombiye dönüşüyordu.

    DXN şirketi zombilerin baş gösterdiği bölgeyi karantinaya alıp yerli halkın üzerinde deneyler yaptı. Olay duyulmuştu fakat sadece söylenti olarak kaldı. Hiç bir tanık yoktu. Bu olayın söylenti olmasından yararlanan film sektörü zombi filmleri çekmeye başladı. Üzerine kitaplar yazıldı. Fakat söylenti olarak kalmıştı.

    1994 Yılında patlak veren bu olaydan sonra ülkeler kendi savaş stratejilerini bir kenara bırakıp; zenginlerin yaşayacağı dünyayı oluşturma yoluna gitmeye başladılar. Fakir insanlar hızlı bir biçimde yok olacaktı.

    Türkiyede de bir askeri kamp kuruldu. Terör örgütü ile mücadele etmek için kurulduğu söylenmişti. Askeri kamptaki askerlere Adrenalin timleri denmişti.

    Askeri kampa yetiştirme yurtlarında bulunan çocukları teste tabi tutmadan aldılar.

    Ve askeri okulların sınavlarına giren orta düzey ve fakir ailelerin çocuklarınıda bu kampa koşulsuz kabul etmişlerdi.

    Yıllar boyu süre gelen askeri dayanıklılık eğitimleri süregelen sınavlar testlere tabi tuttular. Fiziksel olarak iyi durumda olan bu askerlere tek bir şeyi öğrettiler itaat etmeyi.

    Ve 7-8 yaşlarından itibaren öğretilen tek şey ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyetinden Bir Kişi Dahi Yaşayacak ise Binlerce Türk Vatandaşı Feda Edilir Oldu.

    Bunu anayasa gibi hafızalarına kazıdılar.

    Bu askerler hiç bir şeyi sorgulamıyor ve verilen görevi yerine getiriyorlardı. Doğru yada yanlış bilinçleri yoktu. Sadece emirlere itaat etme vardı onlar için.

    Türkiye de bu timler 7 ayrı bölgeye ayrılmışlardı. istanbul bölgesindeki bir asker istanbul'u avcunun içi gibi sokak sokak biliyordu.

    Türkiyede zenginlerden alınan paralar ile üstler inşaa edildi.

    istanbul bölgesinde avrupa ve asya olmak üzere iki üst, diğer büyük şehirlerde ise birer üst vardı.

    Büyük kalelerden oluşan bu yapıların içinde herşey vardı. 5 Yıldızlı otelden daha konforluydu. içinde tam teşekküllü hastanesi bile vardı. Ve buralarda çalışacak kişiler gene yetiştirme yurtlarından seçilen çocuklardı. 17 Ağustos 2009 yılında DXN adlı şirkette bir kaza oldu. Bir reaktörün patlaması sonucu ER-94 Serumu Güney Amerika Kıyılarında aktifleşmişti.

    Olayı örtbas etmeye çalıştılar fakat virüs kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam etti. Virüs kurbanlara tükürük veya kan yoluyla bulaşıyor. Bulaşan kişinin hayati fonksiyonları 3 gün sonra duruyor; insani duyguların hepsi gidiyor ve canlılara saldırmaya onları ısırmaya başlıyor. insan eti yiyerek besleniyorlardı.

    Bu hastalığı durdurmanın tek yolu bulaşan insanın kafasından vurmaktı. Başka bir yolu yoktu.

    ER-94 Serumunun Amerika Kıtasını etkisi altına alması 3 ayını bulmuştu. Amerika kıtasından uçak seferleri ve ulaşımlar durmuştu. Serum sadece Amerika kıtasındaydı. Amerika kıtası yok oluyordu. Avrupadan ve Asyadan Amerika Kıtasına giden askeri birliklerden bir süre sonra haber alınamıyordu.

    Bir çok iyi asker Amerika kıtasında yok olmuşlardı ya da et yiyen zombilere dönüşmüşlerdi. Bütün dünya tehlike altındaydı.

    insanlar erzak topluyorlardı. Piyasalarda Altın ve Dolar dibi görmüş borsalar batmıştı. insanların değerli gördüğü altın para gibi şeylerin hiç bir değeri kalmamıştı. Avrupada ve Türkiyede tam bir kaos hakimdi.

    insanlar evlerine kuru gıda depoluyor evlerini daha sağlam barınaklar haline getiriyordu.

    Amerika kıtasından gelen görüntüler insanları daha da umutsuzlaştırmıştı. Görüntülerde insanlar birbirlerini yiyordu. Korku filmi senaryosu gibiydi dünya.

    DXN adlı şirket ise ER-94 serumunun çaresini bulduğu söylüyordu. Ama insanlar inanmıyorlar ve korkuyorlardı.

    Rüyalar ülkesi amerika yanıyor ve yok oluyordu.

    21 Aralık 2009 Günü O kadar sıkı önlemlere rağmen ER-94 Serumu Avrupa kıtasında görülmeye başladı. Ülkeler önlemlerini iyi alamamışlardı. Bulgaristan ve Yunanistanda görünlen virüsün son durağı Türkiye olacaktı.

    1 Şubat 2010 Tarihinde ER-94 Serumu Edirne izmir ve Çanakkale'de görülmüştü.

    2 Şubat 2010 da ise ER-94 Serumu instanbul'da görümüştü. Askerler ve polisler çaresizdi.

    Türkiye Cumhuriyeti o an düğmeye bastı. Ülkenin önde gelenlerini daha önce oluşturduğu timler vasıtası ile üstlere yetleştirmişlerdi.

    Ve timler operasyon için hazırdılar. Kalan vatandaşlarımızı kurtarmaktı operasyonun adı.

    2 Şubat Tarihinde Ölüm Bizim En Büyük Sırrımız diyerek operasyon başlamıştı.
    ···
   tümünü göster