BÖLÜM 38-

Savaş devam ediyordu. Bölgede CIA etkin duruma geçmişti. Türkiye’de güvenliğin kontrol altına alınması amacıyla, TiB ajanları operasyonlar gerçekleştiriyor ve ülke genelinde tekrar tedirginlik oluşmaması için ajanlar fazla göze batmamaya özen gösteriyordu.
Türkiye’den yola çıkan askerler Haseke’ye ulaşmak üzereydi. Rus ve Çin savunma bakanlıklarından yapılan açıklamalara göre, Rusya ve Çin Orduları, Urfa’dan yola çıkacak ve 10’ar binlik Asker ile, Türk Askerine destek sağlayacaktı.

Azerbaycan’da yaptığı açıklamada, yaklaşık 5.000 askerin yola çıktığını ve en geç yarın Türk Askerinin siperlerinde çarpışmaya hazır olunacağını açıklıyordu. iran’ın hali hazırda bulunan şii milisleri, Esad ordusu saflarında zaten savaşıyordu. Bu yüzden iran’dan bir açıklama gelmemişti.

ABD ise hedef saşırtmaca yapıyor, ve adeta dalga geçer gibi “ TR-ÇiN-RUS ordularının, terör örgütlerine karşı mücadelesini olumlu buluyoruz.” diyordu... ABD yine akıllıca hareket etmiş ve oluşturduğu cephe sayesinde hem taarruz ediyor, hemde bir tek askerinin bile kanını akıtmıyordu. CIA yine akıllıca bir hareket yapıyor ve ne kadar büyük bir istihbarat kuruluşu olduğunu gösteriyordu.

ABD bir şeyin farkındaydı.. Suriye’deki savaşa girmenin bir anlamı yoktu. Zaten bölge gerektiği kadar istikrarsızlaştırılmış, islam dinine karşı nefret körüklenmiş ve Doğu Bloğu’nun orduları yaralar almıştı. Zaten Rusya, Suriye’de ağır kayıplar vermişti. Süren savaşta ise Türk Ordusuna kurulan tuzaklar sayesinde, ağır zaiyat vereceği kesindi TSK’nın.

islam Devletleri bölünmüş, Suriye konusunda ayrılıklar yaşamıştı. Öyle ki, iran ve Suudi Arabistan hiç olmadığı kadar kanlı-bıçaklı hale gelmişti. Sunni-Şii çatışması en keskin dönemini yaşıyor, neredeyse iki farklı din ortaya çıkıyordu. ABD zaten istediğini elde etmişti. Son atak olarakda, zaten yok etmesi gereken Cihatcıların hepsini bir araya getiriyordu... Amaç neydi ?...