i.hizliresim.com/LQA4Jb.jpg
1. Vajinal kılların varlığı, "güzel görünme" adı altında kadınların sürekli kesmeleri gereken bir yapı yaratmak değildir. Bu kılların, son derece önemli 3 işlevi bulunur (erkeklerde de aynı/benzer işlevleri görür): ilk olarak, vajinayı mikropartiküllerden korur. ikincisi, erkeklere "cinsel birleşmeye hazır" veya "üreme çağına erişilmiş" olunduğu mesajı verilir. Üçüncü ve en önemlisi, bu kıllar, feromon adı verilen hormonların bir anda salınmamasını, yavaş yavaş salınmasını sağlar. Bu da erkeklerin bu feromonların etkisi altında daha uzun kalmasını sağlar. Vahşi doğada, bu 3 özellik de hayati önem taşır.

2. Vajinanın klitoris adı verilen bölgesinde toplamda 8000 adet sinir ucu bulunur. Peniste 4000 civarında olduğu bilinmektedir.

3. Ortalama bir vajina 7.5-10 santimetre arası uzunluğa sahiptir. Cinsel birleşme sırasında, bu uzunluk %200 artabilir ve vajina sorunsuz bir şekilde buna dayanabilir. Bu esnekliğin sebebi, bebeğin çıkışını sağlayabilmektir.

4. Vajina, vücut boşluğuna açılmaz ve karmaşık bir yapısı olmayan, kapalı bir boru gibi düşünebileceğiniz uterusa açılır. Dolayısıyla, vajina içerisine giren herhangi bir cisim, orada kaybolmaz (örneğin ciğerlere kaçan mikroskobik veya milimetrik bir cisim ise oldukça kolay kaybolabilir). Eğer ki vajina içerisinde kondom ve benzeri cisimler düşürülecek olursa, kolaylıkla geri çıkarabilirsiniz, korkmanıza gerek yok.

5. Vajinayı, bir üstteki 4. maddeyle uygun olarak da, bir "çorap" gibi düşünebilirsiniz. Zamanla ve yaşlılıkla, pelvik prolapse adı verilen bir durum oluşabilir. Bu, vajinanın dışarı sarkması durumudur. Tıpkı bir çorabın ters yüz edilmesi gibi düşünebilirsiniz. Endişelenmenize gerek yok, bu, düzeltilebilir bir durumdur.

6. Kondom kullanıyor olunmasına rağmen cinsel yolla bulaşan hastalıklar kapılabilir, dolayısıyla partnerlerinizi çok dikkatli seçiniz. Zira kondom sadece penis şaftını kapatır, ancak testisler ve kasıklardaki dokular da iltihaplı olabilir. Dikkatli olun.

7. Vajina yapısı bakımından aşırı bir çeşitlilik bulunmaktadır. Bu da, insan üzerinde vahşi doğada yaşarken cinsel seçilimin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. "Vajina yanakları" olarak bilinen et dokusu, her kadında farklı uzunluklarda, kalınlıklarda ve şişkinlikte olabilir.

8. Kadınların sadece %30'u cinsel birleşme sırasında orgazm olabilmektedir. Bunun, cinsel birleşmeye yönelik bir adaptasyon olduğu düşünülmektedir. insanlar vahşi doğada iken, bu oranın çok daha düşük olduğu düşünülmektedir.

9. Kadınların çok azı, erkeklerdeki boşalmaya benzeyen bir sıvı atımını deneyimler. Bu sıvı, idrar kanalında bulunan parauretral bezlerden salgılanan bir sıvıdır. Kimi zaman idrarla karışık şekilde atılabilir. Cinsel birleşme sırasındaki aşırı uyarılma, bu bezleri aktive eder.

10. G noktası ile klitoris aynı şey değildir. G noktası, klitorisin en derin ve en çok siniri bir arada bulunduran bölgesidir. Yapının tümüne "klitoris" denir. G Noktası, her kadında orgazma neden olmamaktadır, bu genel bir yanılgıdır. Sadece bazı raporlarda, bu bölgenin aşırı uyarılmasının orgazma neden olduğu bilinmektedir. 1940 yılından beri incelenen bu yapının varlığından halen emin değiliz. Zira farklı raporlarda farklı sonuçlar çıkmaktadır. Bazı araştırmalar, G noktasının kadın prostat bezinin bir kalıntısı olabileceğini de göstermektedir. Dolayısıyla medyadaki sıradan haberlere hemen inanmamanızı tavsiye ediyoruz, yapının yeri ve işlevi ile ilgili genelgeçer bir kabul söz konusu değil.

11. ciksin kadınlar üzerinde sayısız faydası keşfedilmiştir. Daha düşük kalp krizi oranları, inme miktarında azalma, meme kanserinde azalma, savunma sisteminde güçlenme, uyku sağlığında artış, deri gerginliğinde (genç görünümde) artış, vücudun genel sağlığında artış (fitliğin artması), adet ağrılarında azalma, kronik ağrıda azalma, depresyon riskinde azalma, stres miktarında azalma, kendine güvende artış bunlardan sadece bazılarıdır.