/i/Felsefe

filozofiya'ya inananların kafalarını açtıkları uhrevi altincidir.
  1. 1.
    +4
    seviyeyi müsadenizle biraz yükselticem ve içimde kalan ukdeleri sizinle paylaşıcam.

    birinci dünya savaşından sonra nazilerin, sovyet rusyayla girdiği savaştan nazilerin galip çıkacağı düşünülmüş fakat sovyet rusya adeta nazi almanyasının anasını gibmiş idi. bü süreçten sonra komünizm tüm dünyaya yayılmaya başladı.
    nazi komutanı gehlen, komünizmle ilgili tüm belgeleri alp dağlarına gömüp amerikaya teslim oldu ve komünizmi bitirirseniz siz bitirirsiniz dedi. işte bu süreçten sonra amerikanın tüm dünyayı ele geçirdiği soğuk savaş dönemi başladı.

    - mcdonaldslaşma
    - tek tip toplum
    - dinsizlik
    - bilinçaltı

    komünizm, insanların eşitlikçi yaşadığı bir yapı idi. yani bir fabrikada herkes aynı yemekleri yer ve aynı ekmekten yerdi. ayrım yoktu. kısaya uzun çöpse uzuna da uzun çöptü. adalet sisteminde sıkıntı olduğu kesindi fakat emparyalizm bunun çok daha felaket bir boyutuydu.
    emparyalist düşünce hipnozdur. hipnoz yöntemiyle kültürünüzü, geleceğinizi, ahlakınızı çürütür.
    amerika ilk etapta mcdonaldslaşma sürecine gitti. nedir bu?
    fabrikada tek tip yemek yiyen işçiye, gel vatandaş burda istediğini seç dedi. bu çok seçicilik insanların gözünü boyadı ve işte küreselleşme, sömürgecilik anlayışı yavaş yavaş işlendi.
    coca cola - fast food zincirleri - apple - bunlar bu zincirin birer halkasıdır. insanları kendine bağımlı yapan, ver parayı çal düdüğü modunda oynayan ve paranız olmasa dahi herkes gittiği için gittiğiniz ezilmeyim kafasıyla yaptığınız herşey amerikan emparyalizmidir.

    bu ise tek tip toplumu getirdi. bu da başka bir amaç olan dinsizliği sağladı. nedir bu?
    doğudan batıya, batıdan güney asyaya insanların giydiği kıyafet ve yediği yemekler arasında hiçbir fark kalmadı. dinsel açıdan da öyle.
    bir müslümanın giydiği ile hristiyan, yahudi, budist arasında hiçbir fark yok. ateist bir kardeşiniz olarak söylüyorum.
    bu tek tipleşme insanları koyun gibi yönlendirmeye ve nereye çeksek oraya gelirler algısını yaygınlaştırmaya başladı.
    göbeğe kadar pantolon mu moda? koy gitsin. saçlar yanlara atılacak uzatılacak mı? koy justin bieberı tüm dünyadaki gençler o saçtan yaptırsın.
    reklam mı yapacaksın? hiç gerek yok. hollywood filmlerine 20 saniyelik ürün yerleştir zibil gibi aksın.
    ve akıyor. ve maalesef yozlaşıyoruz. hemde çok uzun zamandan beri. bilinaçltımıza izlediğimiz her film, dinlediğimiz her şarkıyla giriyorlar.
    maddeleri bitirdik kısa bir örnekle makalemi sonlandırayım.

    şuan popüler olan iki şarkıyı inceleyelim

    1- okyanus

    Eller ne dese inanmadın
    Yürek yandı aldırmadın
    Vuruldu kaç kere yüzüne
    Sevmiyor dediler duymadın

    bu şarkı ayrılmanın, terketmenin normal bir şey olduğunu hatta bununla gurur duyulacak bir şey olduğunu bize aşılıyor. hatta öyle ki şarkı esnasında şarkıcı bununla gurur duyuyor. bunlar çok küçük nüanslar gibi gözüksede, bu şarkıyı dinleyip çok seven bir insanın canını yakan, duygularla oynayan onlarca kişi var.

    2- adeyyo

    Ben hadi neyse atlatırım da,
    Yerle bir ol sen inşallah…
    Bence sen öyle gün yüzü görme
    O yılanı besle koynunda.

    ayrılığa karşı saygı? yok. beddua? var. yeni bir ilişkiye saygı? sıfır. sonuç, geçmişiyle saplantılı gençler. ve bu şarkıyı eski sevgililerine yollayıp duran şuursuz insanlar.
    sonuç 1 buçuk ayda 42 milyon dinlenme.

    evet, vaziyet tablo budur arkadaşlar. tutmayacak, kimse okumayacak biliyorum lakin iki üç kişi görse bile kafidir.

    iyi geceler. sağlıcakla kalın
    ···
   tümünü göster