/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Sonra beni ayağa kaldırdılar, sürükleyerek
    merdivenlerden indirmeye başladılar. Dal,
    taşak ortada kalabalığı yararak ekip aracına bindirildim. Yine 3 polis. ikisi yanımda, üçüncüsü arabayı kullanıyordu. Radyoda Müslüm Gürses'den Ağlattı Kader çalıyor. "Açsana biraz sesini"
    dedim. "Kes lan" dedi arabayı kullanan ve
    ışıklardan sola ani bir dönüş yaptı. Ellerimdeki kelepçeleri zerre zorlanmadan kırdım, kendim radyoya uzanıp sesi açtım. Yanımdakiler hemen bellerindeki silahlara sarıldılar. Dirseklerimle suratlarına iki kere çaktım, koltuğa öylece yıkıldı ikisi de. Öndeki dallama olayın şokuyla direksiyon kontrolünü kaybedip direğe çarptı. Olağandışı hiçbir şey olmamışcasına arkama yaslandım, Müslüm
    babayı dinlemeye devam ettim. "Doğduğuma pişman olmuşum Hayat yolunda yorulmuşum
    Yaşamayı ümit ederken ah Bir aşk için ziyan olmmuşum "
    Şarkı bitince arabadan çıktım.

    Gökyüzüne çöreklenmiş karanlık suratlı bulutlardan yağmur yağmaya başladı. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım, öyle ağlıyordum ki gözyaşlarım yağan yağmurla yarışıyordu. Müslüm
    Baba'nın sesi hala kulaklarımdaydı, "Gülmek istedikçe ağlattı kader."
    Yağmur geçmişi, yitip gidenleri anımsatır
    bana, tatlı bir hüzne gark eder beni. Şairin
    dediği gibi "Yağmurun yağması iyidir. Bir
    çerkez mızıkası gibi rengarenk... " Yok lan
    yağmura hemen teslim olan sokak altıyapıları yağmurun tüm büyüsünün içine sıçıyor. Yağmur altında yürüyeyim desen çökmeye bahane arayan altyapılar yüzünden bata çıka yürüyorsun ve arabaların dalga halinde püskürttüğü sulardan sürekli kaçmaktan hüzünlenmeye fırsat bulamıyorsun. O meşhur yağmur sonrası toprak kokusunun yerini de yağmur sonrası lağım kokusu almış durumda. Burnumu ve göz yaşlarımı koluma sildim, sudan sebeplerle romantizm yaşamaya gerek
    yoktu, gayet realist bir biçimde yağan lanet yağmura ve belediyeye küfrederek koşmaya başladım.
    Şehrin tüm polis ekipleri kaçan şahsı, yani
    beni yakalamak için seferber olmuştu eminim. Arka sokaklara sapıp hızıma hız katıp koşmaya devam ettim. Yolu epey uzatmış olsam da sağ salim evime varmayı başarmıştım. Anahtar evlere tırmanırken çıkardığım paltomda kalmıştı. Kapıyı omuz atarak kırıyordum ki açıldı ve boşluğa omuz attım. Ve bir kadın, hem de benim evimde!
    "Hu ar yu wumın?" Soruma cevap vermeden, bir kadından beklenmeyecek sertlikle kolumu kavrayıp beni içeri soktu, "hadi çabuk gir içeri salak herif"
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster