fırsatçı huur çocuğu, kahpe dölü.
veryansın ediyorum bunun gibi mahlukatlara. bir şeker ulan. bir şekerle ihya mı olacaksın pekekent? oysa ben o bir şekerle küçücük bir çocuğu mutlu edebilirim. suriyeli bir ailenin dualarına mahsar olabilirim.

bak bak bak, bir tane daha alabiliyor muyuz? diyor pişkin pişkin. ardından çengelköy hıyarı gibi dişleriyle sırıtıyor. alamazsın arkadaşım diyemiyorsun. el mecbur vereceksin amk.

sıra geçiyor, endonezyalı akrabana devroluyor vesaret.
taa anasının amcığından çıkmış, dere tepe düz gelmiş, mekgiba körfezini kanoyla geçmiş, bir tanede çocuklara alayım yiğenim diyor.
böyle böyle devrede ede, 4 kişilik misafir topluluğu 40 çukulatayı okkalayıp gidiyor amk. tabaktan bir tane atıp sakinleşmeye çalışıyorsun, fındıklı çikolataların yerle yeksan olduğuna şahit oluyorsun.
al sana ikinci darbe anasını gibiyim.
o dakika, misafir efradını durdurup silah zoruyla çukalataları almak geçiyor içinden ama gitttiiiiii.
adamlar, rizede fındık fabrikası açmaya gittiler amk. belki yolda giderken konfeti patlatıp, şampanya tıpalarını zütlerine soktular. öyle neşeliler, öyle galiz hareketlerde bulunuyorlar. öyle hallerinden memnun ve öyle derdest olmuşlar.

sende elin zütünde ulan nerde yanlış yaptık diye düşünüyorsun. giberim böyle bayramı.