/i/Tespit

  1. 1.
    +391 -46
    -Zeki Müren

    Zeki Müren bir gün televizyonda yemek progrdıbının davetlisidir. Orada bir yemeğin tadına bakar ve aşçıya sorar;
    -Siz bu yemeğin içine ne koydunuz? Çok güzel olmuş gerçekten.
    Aşçı da cevap verir:
    -"Sana" koydum.(Sana bildiğimiz gibi margarin)
    Zeki Müren bu cevabın üzerine bozulur ama pek belli etmeden o unutulmaz cevabı verir:
    - Yaa! demek öyle. Öyleyse ben de buradan Türkiye'deki diğer bütün ustalara söyleyeyim de onlar da "sana" koysun.

    -Süleyman Demirel

    Azeri dilinde pekekent sözcüğünün kelime anlamı “başarılı yetenekli anlamındadır”.
    Böylesi görkemli yemekte Haydar Aliyev Süleyman gardaşım dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı siyasi pezevenği der, kadehimi de değerli pekekent gardaşımın ve heyetinin onuruna kaldırıyorum, diye yudumlar..

    Haydar Aliyev den sonra konuşma sırası Demirel’e gelir.
    Demirel kendine münhasır espiri yeteneğiyle Haydar Aliyev’e döner “sen de az pekekent değilsin” der.

    -Necip Fazıl

    Fransa'da bir toplantıda Cezayirli bir genç Necip Fazıl merhuma Fransızca sorar:
    -Osmanlı emperyalist değil miydi?

    Necip Fazıl: “Evlâdım! Eğer Osmanlı emperyalist olsaydı, şu anda bu soruyu Fransızca değil, Türkçe sorardın.

    -Atatürk

    Cumhuriyet'in ilânından sonra istanbul'da bir resepsiyon verilir...
    Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir...
    Davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat ingiliz Ateşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz...
    bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir...
    Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir,
    yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
    - Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana
    - Mustafa Kemal'in çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi...
    bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
    - Git sor bakalım babasının Çanakkale’de ne işi varmış?

    -Şeyh Şamil

    Rus çarı, hızlı hızlı yemek yiyen Şamil’i diğer krallara gösterir ve der ki;
    “Şuna bakın neredeyse beni yiyecek.”
    Bu sözün üzerine yemek yemeği bırakan Şamil arkasına yaslanır ve Çar’a;
    Merak buyurmayın Çar hazretleri benim dinimde domuz eti yemek haramdır, endişelenmeyin.

    -Barış Manço

    Barış Manço spikere sorar: " bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim? "
    Spiker: "General... "
    Barış manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar,
    Spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır, "general... ", "amiral... ", "komutan... " spikerin bu "falanca general, falanca amiral, falanca komutan" cevabından sonra, bu sefer de barış manço cebinden türk paralarını çıkarır.
    Spikere der ki:
    Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. şairdir...
    Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır, düşünürdür...
    Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet'dir. adaletin sembolüdür...
    Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış, Dünyada barış" diyen kişidir...
    Bizim paralarımız bunlar...
    Biz türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin", "düşünürlerimizin","bilim adamalarımızın" fotoğraflarını bastık...
    Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der...
    Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri yayından alırlar, Başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, Yeni spiker Barış Manço'dan ve Türkler'den özür diler, programa böylece devam edilir.

    edit:300 olmuşuz beyler belinize kuvvet sevindirdiniz beni
    ···
   tümünü göster