1. 101.
    +3
    Sen mutlu ol karşim ( hikaye )

    Aydın lisedeyken en iyi arkadaşımdı.
    O dönemler parasızlıktan şikayetçi olsakta asla ve asla birbirimize kazık atmazdık. Millet ailesinin verdiği harçlıklarla güzel güzel öğle yemeği yerken, biz aydınla fırından tam ekmek alıp, içine manavdan bir şeyler alarak koyup yerdik.
    Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi anlıyacağınız.
    Bi sorun olduğunda ilk önce birbirimize koşardık.
    Aydını 5 kişi dövdüğünde hesap sormak için gidip, bi güzel dayak yiyen de ben olmuştum o zamanlar.
    Ama kardeşlik tam da buydu bizim için, birbirimizin yaralarına ortak olmak.
    Neyse böyle böyle 3. Sınıfa geçmiştik ki aydın bi gün bana gelip 2. Sınıflardan sinem isminde bi kıza aşık olduğunu söylemişti. Normalde okulun kızlarından pek haz etmemiş olsakta yine de ikimizde helal sütü emmiş bi kız bulmak için arada bi göz gezdirirdik.
    Bi perşembe günü aydın ders esnasında, kanka sana çıkışta kızı göstericem diyip tüm konsantrasyonumu dağıtmıştı.
    Kardeşimin hoşlandığı kız acaba nasıl bişeydi.
    Tüm ders boyunca bunu düşünmüştüm. Acaba onunla birlikte olsa benimle mesafeli mi olucaktı?
    Artık tenefüslerde benimle değilde sinemle mi takılıcaktı.?
    Tüm bunlar içime bi kurt gibi düşürmüştü.
    Ders bittikten sonra aydın apar topar dışarı doğru koşup beni bekledi.
    Ve çıkış kapısının önünde diğer bölümden çıkması için kızı beklemeye koyulduk.
    Tam 5 dk olmustu ki bölümün kapısından benim güzel sarışınım çıkmıştı.O dönemler benimde kafam karısık olduğu için, bende aynı şekilde bi kızdan hoşlanıyordum .
    Hatta aylarca açılmak için beklemiş ve aydına bu kızdan bahsetmemiştim bile.
    Fırsat bu fırsat diyip acaba şu kızdan aydına bahsetmeli miydim?
    Ya da kardeşimin hoşlandığı hatunu mu beklemeliydim?
    Araya karışmasın diye benim müstakbel hatundan bu seferlik aydına bahsetmemeye karar verdim.
    O yine saçlarını savura savura yanımızdan geçerken ben yine hayranlıkla onun yüzüne doğru dalmıştım ki aydın bi anda beni dürtüp kendime getirmişti.
    Noldu diye sorduğumda, 'gördün mü kanka o sarışın işte' dedi.
    (O sarışın, o sarışın ? Benim sarışınım).
    Bi anda buz kesilmiştim aydının karşısında. Ağzımdan tek bi kelime bile çıkmamıştı.
    Gözlerim kıpkırmızı olmuş ama bunun sebebini aydına söyleyememiştim.
    Noldu lan dediğinde, çok mutlu oldum lan diyip sarıldım kardeşime.
    O günden sonra her gece hayvan gibi ağlıyor, her sabah okula giderken aydına durumu çaktırmamak için deli gibi çaba sarfediyordum . Bi kaç hafta sonra aydın sineme açılmış ve çıkmaya başlamışlardı.
    Sineme yazdığım tüm şiirleri yırtıp atmıştım o gece.
    Gerçekten de sinemle birlikte olduktan sonra aydın beni ikinci plana atmıştı ama ben hiç bi zaman kardeşime tavır yapamadım.
    O hep mutlu olsun istedim bi kenara çekilip.
    Onlar kantinde bi simidi ikiye bölüp yerken, ben bi köşede oturup film izler gibi onları seyretmiştim.
    Benim şiir yeteneğimi bilen aydın,her akşam sinem için benden şiir ve güzel sözler göndermemi istiyordu. Ve içimde sinemden kalan kırıntılarla şiirler yazıp yolluyordum kardeşime.
    Ama sinem asla onları benim yazdığımı bilmedi.
    Aylardır deli gibi hoşlandığım kızı kardeşimin ellerine bırakmıştım.
    Lise bittikten sonra, aydın ve sinemin söz töreni için toplanmış ve ben o akşam hıçkıra hıçkıra ağlamıştım.
    Soranlara da sadece 'mutluluktan' diyebildim...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster