/i/Tespit

  1. 1.
    -1
    Facebookda bir grupta gördüğüm yazı:
    Ben bile bu tembelliğime rağmen okudum bir zahmet okuyuverin *

    "Tartışmayı görünce naçizane bir iki düşüncemi ben de paylaşmak istedim. Ben meseleye farklı bir açıdan bakıyorum. Düşüncelerimi toparlamakta hep güçlük çekmişimdir. O yüzden müsadenizle küçük küçük notlarla düşüncelerimi paylaşacağım.
    Burası bir yazılım forumu olduğu için haklı olarak sürekli yazılımdan bahsediyoruz ama yazılım, yeryüzünde yaşayan, son kullanıcı olarak etiketlenen ve tüketim anlamında çoğunluğu oluşturan kitlenin umurunda bile değil. Skype ile görüntülü görüşme yapabilen bir tüketici onun Windows veya OSX veya Linux üzerinde çalışıp çalışmadığına bakmıyor. Onun tek derdi, parası ile satın aldığı üründen en fazla faydayı sağlamak. Bu yönden bakılınca, elektronik markete Windows Phone niyeti ile giren bir tüketici marketten çıktığında Android'li bir telefon almış olabiliyor. Yani tüketicilerin (özellikle kullanıcı ifadesini kullanmıyorum) büyük çoğunluğu yazılıma karşı bağımlılık göstermiyorlar. Zaten Android'li telefonları da Linux çekirdeği üzerine inşa edildiği için değil herkes Android'li telefon aldığı için veya Galaxy S en pahalı olduğu için veya LG G4 en gösterişli telefon olduğu için tercih ediyorlar. işte bu noktada Gnu/Linux'un ilk sorunu karşımıza çıkıyor:
    Yazılım-Donanım bütünleşme eksiği
    Bir kaç sayılı markanın Ubuntu ön yüklü bilgisayar satışı ve bir de yeni yeni piyasaya giren Ubuntu'lu 2-3 telefon modeli dışında Linux sistemlerin donanımla bütünleşmiş bir halini ne yazık ki gözler önünde göremiyoruz. En stratejik alanları Samsung ve Apple tarafından parsellenmiş büyük elektronik mağazalarının bir köşesinde, bilgili ve bilinçli, aynı zamanda Gnu/Linux kullanıcısı olan satıcıların hizmet verdiği bir köşe yok. Çünkü o bilgisayarları, telefonları üreten firma/firmalar yok. Ubuntu kurulu bir Dell'i mağazadaki onlarca Windows yüklü bilgisayarın arasına koysanız ne olacak? Şuursuz satıcı "o Linux yüklü, kullanamazsınız, aynı paraya alıştığınız Windows var" gibi dayaklık cümlelerle tüketiciyi Windows yüklü bir bilgisayara yönlendirecektir. Dolayısıyla burada temel sorun Gnu/Linux dağıtımlarının hala bir işletim sistemi olması ama henüz bir ürün haline gelememiş olmasıdır. Bir işletim sistemi olarak Gnu/Linux dağıtımları kesinlikle Windows 10 ve MacOSX ile aynı seviyede hatta onların ilerisindedir. Ancak ilgili çekici bir ürün olarak ne yazık ki çok çok geridedir.
    Bu alanda , geçmişte bir şirket ki sözkonusu şirket Gelecek A.Ş'dir, Linux ön yüklü bilgisayarların satılması başarılı grişimlerde bulunmuş ancak engellendiği için başarılı olamamıştır. KDE3'lü Gelecek Linux yüklü Escort markalı diz üstü bilgisayarları Beylikdüzü Tüyap'taki bilişim fuarında incelediğim günleri hatırlıyorum. Son derece iyi niyetli görevliler tarafından, ellerinden geldiğinde tanıtılıyorlardı ama ben fuardaki zamanımın büyük kısmını MacOSX'in ilk sürümüyle nasıl video düzenleme yapılır, nasıl e-postalarla çalışılır, sistem neden bu kadar hızlı, iMac ve iBook'ların tasarımı gibi sunumları izlemekle harcamıştım. Apple distribütörü Bilkom firması, fuarı muhteşem bir verimlilikle tamamlamıştı. Günümüzde, tasarımı rahatlıkla MacOSX ile boy ölçüşebilecek olan Ubuntu'yu hödük güdük bilgisayarların içinde tanıtsak ne olur? Ya da bembeyaz yekpare kasalı, parlak ekranlı şık bir Ubook'un içinde tanıtsak ne değişir? Bence bir şeyler değişir diye düşünüyorum.
    Ubook'un içindeki Ubuntu zaten ekran kartı, ağ kamerası gibi bileşenleri ile birlikte kurulmuş olduğu için ilk kurulumda karşılaşılan cihaz tanıtamama gibi gerekçelerle oluşan "Linux sorunludur" imajı yok olmaz mı? Tıpkı Steve Jobs'ın, ilk iMac tanıtımında kullandığı "sadece fişini takın" ifadesi bir anda Ubuntu Linux için geçerli olmaz mı?
    Gelecek A.Ş. başarsaydı, teknik destek alınabilen, belki de günümüze kadar geçen sürede bir çağrı merkezi gelişmiş bir hizmet ağı oluşacaktı. Bu ağın başarısını gören Canonical belki de Türkiye'de şirketleşmek, en azından bir veya birkaç firma ile temsil edilmek isteyebilirdi. Şirketlerin desteklediği o ortamda ürün sayısı da ister istemez artardı. Ürün sayısı arttığında tüketicilerin ilgisini çekebilirdi. Tüketicilerin ilgisini çektikçe yazılım şirketlerinin de ilgisini çekebilirdi. inanın bana öyle bir ortamda kimse Linux'un sorunlarından bahsetmezdi. Sadece SATIN ALDIKLARI ürünlerin keyfini sürer, para ödedikleri için toz kondurmaz, "benimki seninkini döver" diye forumlarda klavyelerin kanının dökerlerdi. Bizler de hiç "Linux'u yayalım" diye çırpınmaz, "acaba sorun biz de mi, Linux'un sorunlu olarak algılanmasının sebepleri ne ola ki" diye düşünüp durmazdık.
    Dokunmatik telefonlar ve onların yüzlerce nesilleri (S4, S5, S6, S128 vs.) çok zeki tüketicilerin, karşılanması için beyan ettikleri ihtiyaçları yüzünden doğup piyasaya sürülmedi. Piyasaya sürüldüler ve tüketiciler, onlara ihtiyaçları olduklarına dair inandırıldılar. işletim sistemleri ve hizmet paketleri ise tüketicilerin, o ürünlere olan bağımlılığını arttırmak için kullanıldı ve kullanılıyor.
    Benim bir tüketici olarak gördüğüm ikinci eksiğimiz ise hizmet paketleri.
    ilk aşamayı geçebildiğimizi ve bir Linux donanım/yazılım pazarına ulaştığımızı ve Ubuntu yüklü bir Ubook'u herhangi bir elektronik marketten satın alabidiğimizi varsayalım. Şimdi o güzel bilgisayarımızı ve içindeki harika işletim sistemimizi kullanmaya başlıyoruz. Microsoft yıllar önce Hotmail diye bir hizmeti, ardından da Skype yazılımını satın aldı. Zira çevreyle iletişim kuramayan bir işletim sistemi ne işe yarar? Elbette bu hizmetleri Linux dağıtımlarımızda Thunderbird, Geary, Evolution, Kmail vb. onlarcası arasından seçeceğimiz bir uygulama ile kullanabiilyoruz ama bir farkla. Benim bilgisayarımdaki Thunderbird anadan doğma, bomboş geldi. Satın alacağınız Windows 10 yüklü bilgisayarınıza başlangıç aşamasında Microsoft kimliğinizle ki kendisi bir Hotmail kullanıcı adıdır, siz masaüstüne ulaştığınızda e-posta uygulamanız çoktan postalarınızı almaya başlamıştır. Hatta ister Outlook.com'dan ister Windows Phone'unuzdan adres defterinize girmiş olduğunuz bir kişinin telefon, e-posta bilgileri, bilgisayarınızdaki Kişiler uygulamasında hazırdır. Outlook olmasa bile Thunderbird ile Gmail kişi bilgilerinin bilgisayarlarımızda kullanılabileceğini, en azından taşınabilir Android cihazlarımız ile Thunderbird'ün iletişim kurabildiğini biliyorum ama bunu öğrenebilecek, hadi öğrendi kurulumunu yapabilecek kaç tane tüketici tanıyoruz?
    Önemli bir diğer hizmet pakedi bulut. Canonical Ubuntu One'ı sonlandırdı. Para ile satılmayan, pazar payı düşük bir işletim sistemi için bulut maliyetlerine katlanmak hayli zor. O yüzden bu kararında Canonical'ı yermek doğru olmaz ama hala bazı fırsatlar var. Open Stack kavrdıbını duymuş olabilirsiniz. Bu yazılımla evdeki kişisel bilgisayarımızda bir bulut sunucu oluşturabiliyor ve hareket halindeyken akıllı telefonumuzdan ya da tabletimizden One Drive ya da Gdrive kullanır gibi kullanabiliyoruz. Ama bir tüketici kişisel bilgisayarında nasıl bulut sunucusu oluşturacak? Nasıl yapılandıracak? Bu harika yeteneğin bir hizmete, satılabilir, kolay kullanılabilir bir ürüne dönüştürülmesi gerek.
    Uzun yazdığım için özür diliyorum. Sadece diğer işletim sistemlerinde sistematik olarak takip edildiğini ama Linux tarafında üzerinde dahi durulmadığını gördüğüm 2 hususa dikkat çekmek istedim. Bana göre "Linux'un sorunu" diye baktığımız çoğu problem, bu 2 konuda alınamayan aksiyonların bir sonucudur.
    Yoksa, bireysel bir kullanıcı olarak benim için en güzeli her zaman Linux'tur. bilgisayar ekranına baktığımda, gördüklerim, görmeye değer şeyler olmalı. Windows 10'un şeklini alamamış tasarım özürlüsü uygulamaları ve okunmaz yazı tipleriyle işim olmaz."
    ···
   tümünü göster