/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 326.
    +4
    O sırada El-Resai'nin telefonu çaldı. Büyük antenli telefon demeye bin şahit isteyen eski bir şeydi. Telefonu açtı ve konuşmaya başladı. O sırada bense sonumun geldiğini düşünmeye başlamıştım. Şimdi anlamıştım asıl ölüm hissi nasıl oluyor çünkü diğer her şeyde bir nebze umut vardı ama şuan adamlarını öldürdüğüm bir IŞID başının elindeydim. Konuşsam ölecektim. Konuşmasam daha acılı ölecektim. O sırada kamuflajın yakasının iç kısmında bir şey gözüme çarptı. Çenemle biraz itelediğimde yazıyı okuyabildim..

    Volasea Rimande !..

    Bu o sesin adıydı ama bana burda ne faydası olabilirdi ki? Geçmiş gözümde canlandı. Odamda yemek için israr ederken yaşlı adam söylediğinde nasıl duymaya başlamıştım? Odamda sese duyarlı mıydı? Belki de tüm tesiste vardı. O an El-Resai'nin kahkahasıyla irkildim. Senin kendi dostların bile istemiyor ajan ! Haha ! Telefondaki kimdi bilmiyorum ama seni nasıl konuşturacağımı söyledi bana..

    O an beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Blöf mü yapıyordu? Yoksa gerçekten birisi beni satmış mıydı? Artık hissizleşmiştim ve dönüp imkansız olduğunu mu söyledi? diyip sırıttım. Oda Blöf yaptığımı mı düşünüyorsun? O zaman sana şöyle söyleyeyim damağındaki iyileşmeyen yaranı biliyorum. Orayı dağladığım da da gülebilecek misin bakalım haha! dedi. Gözlerim açıldı. Bir ihtimal ya o ses damağımdaysa? ya komutan bu günü düşünebildiyse? dedim içimden. El-Resai bana doğru ağır adımlarla gelmeye başlamıştı. Denemekten hiç bişey olmazdı.

    Telefondakine teşekkür ettiğimi söyle Diyip güldüm. Kafamı eğip yüksek bi sesle Volasea Rimande !!! diyişimle çınlama dağ taşa kadar çıkmıştı sanki. Hemen ağzımı hafifce açıp dilimi çıkardım. El-Resai ve yanındaki 2 asker yerde kıvranıyordu. Masaya baktığımda saatim tam kafamı hedef alıyordu. Sandalyede zıplayarak çapraz durdum. Artık tam kollarımın bağlı olduğu sandalyenin koluna bakıyordu. 14:30 diye bağırdım bağırırken ses benimde beynimde yankılanmıştı. Demir parçası kolumu sıyırarak sandalyenin kolunu paramparça etmişti. Ellerimi ve ayaklarımı çözdükten sonra ayağa kalkıp aksesuarlarımı ve mermi takımımı taktım. Uyuşturucu mermiyle El-Resai'yi boynundan vurdum. daha sonra bıçağımı alıp 2 askerin boğazını kestim..

    Çadırdan dışarı çıktığımda bütün askerler meydanda yan yana yerde kıvranıyordu. O an bir bombayla hepsini uçurma düşüncesi vardı kafamda ancak hepsini bıçağımla boğazlarını keserek öldürdüm. Askerlerin işi bittikten sonra dönüp El-Resai'nin boynuna bir uyuşturucu mermi daha sapladım ve araçlarından birine koyup sınıra doğru yola çıktım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster