/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +654 -158
    Anadolu'da görülen bir gelenek olarak "el vermek" günümüzde artık iyiden iyiye azalmış ve bunu yapan kişilerin sayısı iki elin parmağını geçmeyecek kadar azalmıştır.
    Genellikle havas ilmi ve cinni bağlantılar ile yapılan bu ilimde tehlike yadsınamaz bir gerçektir...
    Okuyacak olduğunuz yazı dizisi bizzat kendimin de sohbet etme şansı bulduğum Kütahyalı Marangoz Cemal Hoca'nın başından geçen olayları konu alacaktır.
    26 Mayıs 2008 Tarihinde gerçekleşen olaylar tarafımdan yazıya geçirilmiştir.
    Etki altında kalacak kişilerin okumamasını tekrar tekrar belirtiyorum.
    Olaylar Cemal Hoca'nın ağzından anlatılacaktır.
    _________________
    26 Mayıs 2008 ; Kütahya
    Buralarda (Kütahya) beni pek çok kişi tanır... Yaşım bir hoca için genç olduğundan hürmet göstermeyenler de yok değil tabi. Zaman zaman şehir dışından da insanlar yardım için gelir giderdi.
    Ben kendime asla "cinci hoca" denmesine izin vermedim. Allah'ın bize bahşettiği ilimleri öğrenip , uygulayıp elimizden geldiğince yardımcı oluyorduk.
    26 Mayıs 2008 günü de Kütahya Ağaköy'deki babamdan kalma evde bir hasta ile uğraşıyordum... Daha küçük bir erkek çocuğuydu. Yaşı 10 , bilemedin 13 falandı.
    2000 Yıl küsür yaşı olan bir cin çocuğa rahatsızlıklar vermiş , ailesi çocuğu geçe fotoğraflara uzun uzun bakıp çığlık atarken yakalıyormuş... Daha sonrasında çocuk hızlıca evin kapısından fırlayıp ormana doğru kaçıyor , 2-3 gün sonra da eve geri dönüyormuş...
    Bakır bir tepsinin üstüne çocuğun kanını damlattım... Anne ve babasının eline tutuşturduğum kağıtları , işaret verdiğim zaman yakmalarını ve çocuklarını mümkün oldukça sıkı tutmalarını söyledim... Kağıtların külünü kanlı tepsiye döküp dualar okuduk... Yavru güçsüz kalıp bayıldı , biz devam ettik.
    Çocuğun ailesiyle ve çocukla birlikte kendisine bulaşan mahluk-u ifrit'i çok şükür defettik...
    Cinin adı Uman'dı... Söylediği tek şey , tekrar geri geleceğiydi...
    Durmadan , usanmadan tekrar geleceğini belirtiyordu...
    Seans bittikten sonra ailenin babası ile görüştüm...
    "Oğlunuz bir süre rahat edecektir , ancak dikkatli olmakta fayda var... Ayna , fotoğraf , açık pencere gibi yerlerden uzak tutun. Gece yalnız yatırmayın" dedim ve uğurladım.
    Bahçemde misafirlerim vardı... Onlar da alışmıştı bu olaylara...
    Biri teyzem , diğeri teyze oğlum ve dayım bahçedeydi.
    Ben aileyi uğurladıktan sonra teyzem seslendi...
    Yardıma muhtaç birisinin olduğunu , eğer müsaitsem benimle görüşüp görüşemeyeceğini sormuştu.
    "Allah misafirinin başımızın üstünde yeri vardır teyzem... Söyle gelsin. Başına bir baş örtüsü ayarlayın." dedim ve beklemeye başladım.
    ···
   tümünü göster