Polonezköy'e gidelim dedim, orası neresi bilmiyorum dedi, gidince görürsün deyip çıktık,bir taksi çağırdık oraya otobüs gitmiyordu, taksiye bindik gideceğimiz yere, Polonezköy Tabiat Parkına geldik. Taksi 40 lira tuttu parasını verdim indik, aralarda göller, dereler vardı banklar vardı 5 KM yürüme parkuruydu.

Doğru bir karar mıydı sevdiğini ormana zütürmek, daha kalabalık yerler daha mı güzel olurdu,ben sessizliği seviyordum Arada rüzgar olduğu zaman, yaprakların sesi ve kuşların sesleri eşliğiyle dereden akan suyun sesi, insana huzur veriyordu adeta.O yüzden buraya getirdim 2-3 KM yürüdük, Güzel manzarası olan biryer biliyordum,hem orda bankta vardı. Oraya zütürdüm bi 15-20 dk oturduk dinlendik, konuştuk.Sonra geri döndük saat 14.00 civarıydı, Eminönün'e gidelim dedi, Eminönü beni çok yoruyor ama hayır diyemedim, olur aşkım gideriz dedim, Kadıköy iskelesine gittik, ordanda Eminönüne geçicektik. Vapura bindik hep el ele gezerdik, elini bir an olsun bırakmazdım. Kıymetini bilirdim o ellerin, Yanımıza sırt çantası almıştık, aldığımız şeyleri poşetle taşımayalım diye,Su aldık bir tane, susarsak içelim diye. Eminönün'de yaklaşık 3-4 saat gezdik, ikimizde bileklik aldık, Karşılıklı kalp vardı kolyede, Biraz alışveriş yaptık artık eve gidelim dedim