Beyler ilgi vb istemiyorum bu konularda prim yapılmaz çünkü direk giriyorum olaya, tek partta bitirecem ;

Dedem bundan yıllar öncesinde köyde patates sularken geceleri orada kalmaktaymış. Gecede suladıkları için su vakitleri gelince suyu kesmek ve başka bir yeri sulamak için. Bu sırada kaldığı tarlada gece yatması için eski bir kamyon kasası varmış. Bu kapalı kasalar var ya onlardan. Dedem onun içine bir yatak bir halı işte günlük ihtiyaçlarını giderecek ıvır zıvır eşya koymuş. Bazı geceler orada kalıyormuş. Kasanın sadece tepesinde havalandırma varmış Birde kapısı ancak kapısı içeriden ve dışarıdan kilitlenebiliyormuş. Ne de olsa ıssız bir yer gece vakti ne olacağı belli olmaz dedem bu sebeple geceleri içeriden sürgü kilitle kapıyı kilitliyormuş.
Bir gece saat 3:00 sularında kapısı vurulmuş. Dedem Kim o? demiş, komşu köyden tanıdık biriymiş. Emmi ben falan köyden Hasan demiş. Yolum düştü misafir eder misin, demiş. Dedemde kapıyı açmış buyur etmiş ve yatağını ona vermiş. Sonra sabah ezanı okununca dedem namaz kılmak için kalkmış. Tam misafirini de uyandıracakmış ki bir bakmış yatakta kimse yok ve yatak düzeltilmiş. O an demiş herhalde dışarı çıktı. Bakmış ki kapı içeriden sürgülü dışarıya çıkmış olmaz, yukarı havalandırmadan zaten gidemez demirle örülü..
Anlaşılan o gece gelen bizim deyimimizle üç harfli idi ama zarar verme niyetinde değildi. Dedem o geceden sonra bir daha tarlada kalmadı.
(Resim temsilidir )