/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    +4
    Türkçe’miz fiil yönünden gerçekten  işlek bir dildir. Diğer dillerden isim almış olsa da çok sayıda fiil  almamıştır. Fakat ingilizce’nin %80’inin Latince gibi dillerden alıntı olduğu  bilinmektedir. Günümüzde Türkiye ve Orta Asya Türkçe’leri incelendiğinde,  Türkçe’nin asliyetini doğal değişmeler dahilinde koruduğunu görmekteyiz. Belli  bir zaman diliminde bazı kelimeler alınmışsa da bu kelimeler halk diline fazla  nüfuz etmemiş, devlet diline has kalmıştır. Hatta pek çok Osmanlı Padişah’ının  şiirleri incelenirse ne tatlı bir Türkçe kullandıkları ortaya çıkacaktır. Türkçe  bilim dili olabilecek, kendine yetebilen nadide dillerden birisidir. Yavuz Sultan  Selim’in edebi sanatlarla zenginleştirdiği ve Şah ismail’e gönderildiği rivayet  edilen, o dönemin Türkçe’siyle yazılmış bir kıtasını sizlerle paylaşalım:

    Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur

    Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar  olur

    Sadıkane belki ol alemde dildar olur

    Yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar  olur.

    Bu şiiri incelediğimizde Türk’ün ince edebi  zekasını müşahede edebiliyoruz. Orhun abidelerindeki şiirsel üsluba fazla  şaşırmamak gerekir.Bu üslup daha da güzel süslemelerle Osmanlı döneminde de  devam etmiştir.Şiir Müslüman Türk’ün de hayatında ayrılmaz bir parça  olmuştur.Ben bu şiirin ince özelliklerini öğrencilerime anlatıyordum. Dersleri  çok da iyi olmayan bir kız öğrencim bu şiirdeki edebi sanatın benzerini  uyguladığı çok güzel bir şiir yazdı.. Üstelik 5-10 dakika içinde yazdı bu  şiiri..Pek çok öğrencim de bu şiire birer nazire yaptılar. Daha önce hiçbir şiir  deneyimi olmayan ve fazla da okumayı sevmeyen bu çocuklara böyle sanatlı bir  şiiri yazdıran nedir? Elbetteki o çocukların analarından süt emdikleri sırada  ruhlarıyla ve kulaklarıyla emdikleri Türkçe sütü, bu müthiş kabiliyetlerin  doğmasına sebep olmuştur. Türkçe en okumuşunu da,hiç okumamışını da şiire,  edebiyata meftun eden nadide bir dildir. Aşık Veysel gibi çok az tahsil görmüş  insanlara o ölümsüz eserleri yazdıran neden, kendi içlerindeki deha ve  yeteneklerin Türkçe bağında sünbüllenmesinden ibarettir.

    2)Türkçe’deki kurallılık Türkçe’yi ezber  dili olmaktan çıkarmakta bir mantık dili haline getirmektedir. Hint Avrupa  dillerinde bir çok Düzensiz Fiil ve Kelimeler yoğun bir ezber faaliyetini  gerektirmektedir. ingilizce, Gramer kitaplarında geçen yüzlerce düzensiz fiil  bize bu hakikati haykırmaktadır.Her kesin bildiği bir Go- fiilinin Past  Tense(geçmiş zaman) hali Went şeklindedir. insanın mantığını Go’dan Went’e  zütürecek hiçbir mantıksal köprü kurulamamaktadır. Yüzlerce böyle formu  ezberlemek gerekmektedir. Ancak Türkçe’mizde bu kelimenin karşılığı olan Git-  fiilinin dili geçmiş zaman hali, Git-ti şeklindedir.Bu kelime bir –ti ekiyle  kökünden başkalaşmadan oluşmaktadır. Diğer bütün fiillerde istisnasız aynı ekler  mantıksal bir süreçle yeni fiiller kurmaktadır.Bu diğer eklerde ve zamanlarda da  aynı şekilde görülmektedir. Demek ki Türkçe, ezberden ziyade mantığı öne alan  yegane dillerden birisidir. Bu açıdan öğrenilmesi –bazı ses özelliklerinin  dışında-kolay bir dildir.

    3)Hint Avrupa dillerini konuşan dil  bilginleri tarafından ortaya atılan bir iddia da Hint Avrupa dillerinin diğer  dil ailelerinden üstün olduğu iddiasıdır.Bu iddiaya göre diller yapıları  bakımından 3 öbeğe ayrılmaktadır:

     

    1)Tek heceli diller (yalınlayan  diller):Çince bu dil grubuna örnek gösterilir.Bu dilde bir kelime farklı tonlama  ve seslerle farklı manaları oluşturmaktadır.

    2)Düzenli diller:Türkçe, Japonca, Macarca  gibi sondan eklemeli ve düzenli yapılar içeren diller bu gruba girmektedir.

    3)Bükümlü Diller:ingilizce, Fransızca ve  Farsça gibi içinde düzensiz fiiller ve kelimeler bulunan diller girmektedir.Bu  dillerde kelimeler aslından oldukça farklılaşabilmektedir.

    Avrupalı bazı dilbilimcileri, bükümlü  dillerin en üstün diller olduğunu iddia etmektedirler. Bize göre bu iddia  tutarsızdır.Ben bu tür dilleri değişime ve başkalaşmaya her an açık ihtiyarlamış  diller olarak görmekteyim. Nasıl ki düzenini muhafaza etmiş bir binayla  düzensizliğe, deformasyona doğru giden harap olmuş bir bina bir değildir. Bunun  gibi Türkçe ile Hint Avrupa dilleri arasında da o kadar fark vardır. Türkçe  düzenini muhafaza etmiş bir bina gibidir. ingilizce gibi Hint Avrupa dilleri ise  başkalaşmaya yüz tutmuş, düzensizleşmiş kelimelere sahiptir. Türkçe’nin  haricindeki dilleri küçümsediğimiz düşünülmemelidir. Bize göre bütün diller  güzeldir, bunların kendine has güzellikleri vardır. Ancak bazıları bazılarından  düzen yönünden üstün görünmektedir. işte Türkçe düzenlilik yönünden bu tür  dillerden üstündür.
    ···
   tümünü göster