/i/Sinema

Sinema hayatı eşsiz kılar.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +13
    Eyvallah kardeş bende izleyecek film ariyodum sürekli ferre ferre nereye kadar
    ···
    1. 1.
      0
      on numara liste kardeş eyvallah
      ···
    2. 2.
      0
      predestination yok çükü
      ···
    3. 3.
      0
      eden lake (2008)

      ıssız bir göl kenarını dinlence yeri olarak seçen nişanlı bir çift ile bir grup serseri çocuğun arasında yaşanan olaylar. gerilimin kitabını yazan filmdir. ingilterede giderek artan çocuk suçlarının etkisiyle çekilmiş. sosyal mesaj vermeye çalışıyor film. sizin almanıza gerek yok tabi.

      memento (2000)

      karısını öldüren katilin peşine düşen bir adamın öyküsü. peki neden sıradan bir hikaye değil. çünkü katil karısını öldürdüğü sırada adamın kafasını zedeler. kahramanımız kısa süreli hafıza kaybından mustariptir. kısa süreli aralıklarla hafızanıza reset atıldığını düşünün. işte bu şartlarda intikam arayan bir adamın hikayesi. anlatabilmişimdir umarım. film de biraz kafa zorlayıcı. tek sefer izlemek kesmeyebilir.

      waking life (2001)

      uzun süredir durgundum. ve bu şükelade filmle geri döndüm. lucid, false awakening, hayatın anlamı, özgür irade vs. bir çok kavram etrafında çekilmiş bir animasyon film. önce normal çekilip sonra animasyon ortdıbına aktarılmıştır. kesinlikle izlenmesi gerekiyor. felsefi sorgulamalar için önemli.

      the truman show (1998)

      sanal gerçeklik, simülasyon konularına bağlayabiliriz çok istersek. bu muazzam film hayatı bir televizyon programı olan ama bunun farkında olmayan bir adamın farkındalık sürecini anlatıyor. aslında hepimiz birer truman'ız, film bunu çok hassasça gösteriyor.

      mar adentro (2004)

      çok önce izlemiştim bu filmi ve geçenlerde ötenazi hakkında tartışırken aklıma geldi. şu ana kadar yazmadığım için hayıflanıyorum. boynundan aşağısı felç bir adam diyeyim. yaşama iradesinin sönmesi, ötenazi anahtar kavramlar. derin bir film. tüm ötenazi karşıtlarına izletilmesi gereken. gerçek bir öyküden alınma.

      lebanon (2009)

      yine bir tek mekan filmi. seviyorum böyle filmleri amk. film bir tankın içerisinde geçiyor. zorlu bir şehir savaşı sırasında tanktaki bir avuç insanın yaşam mücadelesi. bir israil filmi. savaş pgibolojisini çok iyi anlatıyor. pıravo ona.

      law abiding citizen (2009)

      karısı ve kızı katledilen adam kanunun verdiği cezayı yeterli bulmayınca kendi adalet arayışına girer. adalet ve hukuk aynı şey değildir bunu göstermeye çalışıyor film. çürümüş yargılama sistemlerimizin amacından saptığını yüzümüze vuruyor. iyi adam, kötü adam, hak, hukuk, adalet, dürüstlük, erdem, suç ve ceza gibi kavramlar üzerine çekilmiş en çarpıcı filmlerden biri kesinlikle. riyanın makyajları siliniyor. sonu yannan gibi olsa da izlenmeli.

      black (2005)

      doğuştan kör ve sağır olan bir insan düşünün. hiç görmeden ve hiç duymadan, sadece dokunarak, koklayarak ve tadarak deneyimleyebilseniz nasıl bir dünyanız olurdu? işte bu hint filminde doğuştan kör ve sağır olan bir insanın mücadeleye devamı ve siyahtan oluşan dünyasında hissettikleri, yaşadıkları var. dans mans da yok içinde, izleyin.

      celda 211 (2009)

      hapishanede gardiyan olarak çalışmaya başlayacak kahramanımız bir kaza sonucu bayılır. gözünü açtığında ise hapishanede isyan çıkmış ve otorite mahkumların eline geçmiştir. ancak yeni eleman olduğu için onu tanıyan yoktur. hayatta kalmak için bir mahkumu oynamaya karar verir ve olaylar gelişir. denecek çok şey yok. hapishane denince aklıma gelen filmlerden biridir. ccc malamadre reyiz ccc

      el laberinto del fauno (2006)

      1940'ların faşist ispanyasında yer alan fantastik olduğu kadar realist bir film. küçük bir kızın kendi fantastik dünyasını anlatan film metaforik giydirmeler de yapıyor. yönetmen "şu müziğin güzelliği, bütün her şey yalan olacak biliyor musunuz? işte her şey bu, bir hiç. hayaller insan mi, yoksa bizler hayal miyiz?" diyerek filmin özetini geçmiştir.

      lilja 4 ever (2002)

      adamın dıbına koyan mevzubahis filmimiz ailesi tarafından terkedilen 16 yaşındaki eston lilja'nın yaşantısını sunuyor bizlere. basit, sıradan ve fukara hayatı andrej isimli bir gencin onu isveç'e davet etmesiyle değişiyor. bu filmi izledikten sonra rus'a gidemezsiniz. bittikten 10 dakika sonra dahi boş boş bakıyordum etrafa. özet: gitme o karıyın dıbına koyum gitme :(

      codayi i nadir ez simin (2011)

      a separation diye arayın. harikulade bir pers filmi. zaten almadığı ödül, tarumar etmediği festival kalmadı ama uzaklara bakmalı sanat filmi değil, korkmayın. iran kültürünün bize yakın olmasından dolayı çok samimi bir film gibi geliyor. sosyo-ekonomik seviyesi yükseklerde olan bir ailenin, kadının boşanma talebi sonrası başına gelenler. filmle ilgili pek bir şey söylemeye gerek yok. son yılların en iyi filmlerinden dersem yeterli olur sanırım.

      der untergang (2004)

      führer adolf hitler'in intihar etmeden önceki son 10 gününü konu alan bir alman filmi. türkçesi düşüş, çöküş olabilir artık nasıl çevirmişlerse. alman sineması diyince ilk akla gelen filmlerden biridir. bir devrin nasıl son bulduğunu anlatır. ideolojilerini sevmesem de kararlılıklarına, adanmışlıklarına bütün dünyaya tek başlarına kafa tutmalarına ve ciddi başarılar elde etmelerine hayranım. şu komikli videoların yapıldığı, hitlerin subayları ayağa dikip azarladığı sahne bu filmdendir. izleyin, izlettirin.

      bütün pixar filmleri

      hangisi olduğu fark etmez. hepsi şükela birer sanat eseridir. keyifle seyredilir. animasyon film seyredecekseniz bunlardan şaşmayacaksınız. tek tek yazmayayım dedim. http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_Pixar_films buradan bakar bakar izlersiniz. son filmleriyle seviyeyi düşürüyor gibiler. adam olsunlar amk.

      the cabin in the woods (2011)

      alternatif bir film. listedeki tek korku filmi budur. korku filmlerini saçma, gibik, boş bulan biri olarak bunu yazıyorum. ancak korku öğeleri barındırmıyor pek. daha çok senaryoya ve kurguya bakacaksınız. korkmak için seyrederseniz aradığınızı bulamayabilirsiniz. kesinlikle türün öncülerinden biri. çıtayı yukarılara taşıyor. klagib teen slasher gibi aslında ama öyle değil :/ klişeleri farklı yorumlayan bir sanat eseri.

      le fabuleux destin d amélie poulain (2001)

      muhteşem ötesi, harikulade inanılmaz süper bir fransız filmi. fransızları sevmesem de bu eser ile sinema tarihinin en şükela filmlerinden birine imza atmışlar. amelie isimli genç kızımızın hayata sıradışı bakışı filmin içine çekecek sizi. filmi izledikten sonra sokağa çıkıp amelie arayabilirsiniz. yapmayın, bulamazsınız. kurgu bunlar :(

      the usual suspects (1995)

      bu filmi yazmam için o kadar ısrar geldi ki anlatamam. şu ana kadar yazmamamın tek nedeni filmin sonunu en başından tahmin edebilmiş olmam. ki öyle filmin sonunda ne olacak diye tahmin yapan bir insan değilim ama bu biraz bağırıyordu. yine de güzel film. polisin bir mafya elemanını sorgulaması üzerine ortaya çıkan inanılmaz zekice bir tezgah.
      Tümünü Göster
      ···
    4. diğerleri 1
   tümünü göster