/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    -2
    7 Haziran 2015 seçim sonuçları açıklanır ve hiçbir parti tek başına iktidar olacak oyu alamaz.

    2009 yılında devlet ağzıyla ilan edilen çözüm süreci ve habur rezaleti, 2012 itibariyle resmiyet kazanan görüşmeler sonucu 2013 ve sonraki süreçte Türkiye topraklarından silahlı unsurlarını çekeceğini açıklayan PKK terör örgütü her ne olduysa 22 Temmuz 2015 tarihinde evinde uyuyan iki polisi Şanlırfa'da şehit etti.

    Sürecin hemen öncesine tekrar geri dönelim. Hükümet kanadı çözüm süreci adı altında imralı'daki teröristbaşı ile görüşür halde. Teröristbaşının şartlarını ve düşüncelerini temsil heden HDP ve PKK ile olan Oslo görüşmeleri ve Dolmabahçe mütabakatı bunun resmi açıklamalar haricinde, resmi kayıt altındaki ispatlarıdır.

    Böyle bir süreç devam ederken, başkannın bizzat kendi ağzından bu süreçte valilere operasyon yapmayın talimatı verdik dediği, AKP mv. adayının süreç bittikten sonra dahi bu konuşmayı yapabildiği
    ( https://www.youtube.com/w...7ay4&feature=youtu.be )
    bir ortam varken PKK ne oldu da tekrar saldırıya geçti?
    Teröristbaşına olan sevgi bu denli fazlayken ve süreç bu denli terör örgütünün lehine ilerlerken ne oldu da terör örgütü tekrardan saldırıya geçti? 7 haziran sonrası kaos ve panik ile insanları korku pgibolojisiyle yönetenlerin bu işte bir etkisi olabilir mi? Bu eylemler kimin işine yaradı? 7 haziran ile kasım seçimlerine kadarki süreçte yüzlerce asker/polis hayatını kaybetti. Onlarca bombalı saldırı gerçekleşti. Yüzlerce sivil hayatını kaybetti, yaralandı. Bu sürecin kazananı tek başına iktidar olmayı başaranlar diyebilir miyiz?

    Kasım seçimlerinde seçilen başbakan Ahmet Davutoğlu "kimse bizi kobani hakkında suçlayamaz" dedi. Haklıydı. PYD unsurları Türk topraklarından Şanlıurfa'dan gösterilerle geçerek Kobani'ye savaşmaya gittiler. HEM DE 29 EKiM 2014 TARiHiNDE GERÇEKLEŞTi BU ALÇAK OLAY. TÜRK iSTiKLAL MÜCADELESiNiN TAÇLANDIĞI, CUMHURiYETiMiZiN iLAN EDiLDiĞi 29 EKiM GÜNÜ TÜRK iSTiKLALi HiÇE SAYILARAK TERÖR ÖRGÜTÜ UNSURLARI DAVULLAR ZURNALAR EŞLiĞiNDE TÜRK TOPRAKLARINDAN GEÇiP GiTTiLER.

    Çözüm süreciyle hem içerde hem dışarda güçlenen PKK/PYD şimdi bu kadar büyük bir tehdit haline gelmesinde kimlerin katkısı var ya da ihmali var? Sorumlular kim?
    PYD başkanını Türkiye'de ağırlayanlar diyebilir miyiz? 2011'den 2017 yılına kadar iktidarda olup Kuzey Suriye'de bir terör devleti, terör kantonları oluşmasını engellemeyenler diyebilir miyiz?

    Çözüm sürecinde pkk şehirleri bombalarla doldururken müdahale etmeyenler, meskun mahal operasyonların şehit olan asker/polis/sivillerden sorumlu değil midir? Cevabını başkanmızdan dinleyelim. Kendisi siyasilerin ülkelerinde işlenen cinayetlerden, terör olaylarından sorumlu olduğunu, insanların can güvenliğini sağlaması için siyasilere oy verdiğini söylüyor.

    Sur,Silvan,Lice,Hani,Hazro,Bismil,Dicle,Bağlar,Kayapınar,Yenişehir,Kocaköy,Nusaybin,Dargeçit,Derik, Şırnak Merkez,Silopi,Cizre,idil,Varto,Sason,Kozluk,Arıcak. Bu ilçelerin hendekler barikatlar patlayıcılarla doldurulmasından sorumlu olanlar çözüm sürecini yapanlar değil midir? Eğer öyleyse şehitlerin sorumlusu da onlar değil midir?

    istihbarat zafiyeti sonucu büyük şehirlerde patlayan bombaların hesabı kimden sorulmalıdır? Saray darbesiyle başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalan Davutoğlu'ndan mı yoksa yerine gelen sayın başbakan Binali Yıldırım'dan mı? Göreve gelir gelmez ilk söz olarak terörü ülke gündeminden çıkaracağız demesine bakarsak Binali Yıldırım daha makul gözüküyor. Üstelik kendisi hala görevde. Evet verilen şehit sayısı binin üzerinde fakat hala ısrarla görevi layığıyla yaptıkları kanaatindeler.

    2002 itibariyle mevcut siyasi iktidarın pkk terörüyle ilişkisine bakarsak, 2004'te AB uyum yasaları bahanesi ile pkklı belediyeler güçlendirilmiş, 2009'da başta şehit aileleri olmak üzere Türk milleti aşağılanarak teröristler kahraman gibi Habur'da davul zurna ile karşılanmış, seyyar mahkeme ile o gün pkklıları serbest bırakan hakim Asabil Yırtıcı mükemmel bir şekilde yükselmiş, 2012 itibariyle teröristbaşı muhattap alınmış ve barış elçisi havası verilmeye çalışılmış, 2013'te pkk'nın Suriye kolu pyd başkanı Ankara'da ağırlanmış, Bülent Arınç pkk paçavralarını serbest bırakmalarını, özerklikten bahsedilmesinin ve teröristbaşına sayın denmesinin suç olmaktan çıkarmalarını övünçle anlatmış, 2014'te pyd güçlerini Türk topraklarından -Türk istiklalinin taçlandığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramın'da- geçirmiş, şehide kelle teröristbaşına sayın denmiş, 2015 seçimlerinden sonra ülke kan gölüne dönmüş onlarca bomba patlamış, asker/polis/sivil binin üzerinde şehit, binlerce yaralı vatandaş...

    Sonuç olarak mevcut yönetim pkk terörünü büyütmekten başka hiçbir işe yaramamıştır. Üstelik bu süreçte Türk milleti aşağılanmış, şehitlerin kanı yerde bırakıldığı gibi kemikleri de sızlatılmıştır. Bütün bunlar olurken sesini yeterince çıkarmayan herkes aynı derecede suçludur. Tepkisini ortaya koymayan herkes aynı derecede suçludur. Bu politikaları destekleyen herkesin eline şehit kanı bulaşmıştır. Artık Uyanış vakti. Farkına varma zamanı. Bu gidişe dur demek seçmenin elinde. Bu bilinçle bunları okumalı ve okutmalıyız. Bir kişi ekgibken bir kişi eksiğiz.
    ···
   tümünü göster