/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +6
    Kirli elleriyle tuttu matarayı, gözümün içine baktı ilk başta, bastırdı göğsüne, çocuksu bir masumlukla dudağını kuzu gibi büküp hüngür hüngür ağladı. Onu teselli etmek isterdim ama yedi yaşındaki bir çocuğun lügati böyle büyük bir duyguya kelime bulamıyordu, ben de vücut dilimle yapabileceğimin en iyisini yaptım ilk önce sarıldım ona, üstüm kirlenme pahasına, sonra bir oyun geldi aklıma ; atladım çamura tuttum çektim elimle onu da... Hatta Adem'le Yusuf da bize katıldı öğlene kadar kar çamur demeden boğuştuk çamurun içinde. Yoktu bizde öyle birisi kirli kalacak da diğerleri temiz olacak. ilk defa okulu asıyordum ama o gün hayatımın en mutlu anlarını yaşamıştım, bir daha olsa gözümü kırpmadan bir daha yaparım.

    O soğukta hasta olmamak gerçekten imkansızdı fakat o zamanlar bünyemizden midir yoksa doğal beslenmemizden mi kimse öyle yataklara düşmedi. Elbette boğaz ağrısı burnun akması normaldir. Benden başka kimsenin ailesi okul ve disiplin için bu kadar zorlayıcı değildi zaten, Ademle Yusuf'un ailesi çocuktur kirlenir derdi. Emine'nin ailesi kızdır okumazsa koca bulur derdi, en nihayetinde sizin sevgili yazarınız dayak yerdi. ilk başlarda haylazlığım umursanmazdı aslında küçük vitaminsiz bir çocuktum. Sonradan kısa boylu da olsam tombul ve balık etli olduğumdan dolayı bazen sırf babamın beni zevk için tokatladığını düşünür olmuştum. Canımı yakmazdı ama zehir ederdi hem hayallerimi hem de yaşadığım anımı. Sürekli kendisini tek örnek olarak görüyor gibi hissediyordum en başta. Ama fikirleri çok değişkendi ve onun gerçekten ne istediğini anlamak zordu.

    O gün sert gününe denk gelmiştim. Üstüm başım çamur içinde, ve üstüne kendisi için neden olduğunu bilmediğim fakat önemli olduğunu bildiğim matarayı kaybetmiştim. Beni o halde bahçe kapısında gören ablama sus işareti de yaptıysam da, ah işte o küçük ablam her şeye bağırma huyu yok mu, önemli bir şey olduğunu düşünüp cıyak cıyak babaa senin oğlun kapkara olmuş, ay bişey olmuş bunaa diyerek babamın ta 3. kattan koşa koşa inmesine sebep oldu. Babam beni o halde hem de öğle sonrası görünce inanılmaz biçimde sinirlendi ve ensemden kavradığı gibi yere atıp soydu, bahçe hortumunu aldı ve ortalama 10 saniyede bir düzenli olarak kızarıncaya dek popoma hortumla vurarak beni bir güzel yıkadı. Büyük ablamın getirdiği havluya sardı, büyük ablamın kucağına verdi. Açıkçası 12 yaşında bir kızın kucağına verilmek için gayet tombul bir çocuktum ama babam beni kucağına alıp bir yere zütürmeyi şımardığım gerekçesiyle bırakmıştı. Ağlamaktan ve soğuk su yemekten yorulmuş halde, dedim bari dayağı yedik hepsini toplu yiyelim, ablamın kucağındayken bir miyavlamadan eminim daha düşük yükseklikte Baba, hani senin çok sevdiğin bana verdiğin matara vardı ya kaybettim onu dedim Babam o korkunç bir kaplan gibi bakışıyla bana baktı ve hiç bir şey söylemedi. Ama o bakış anında etkisini gösterdi ve hani küçük kız var ya Emine, çamura düştü ben de ağlamasın diye ona verdim dedim.

    O gün anlamamıştım ama babam dedesini görmüştü bende. Biliyordum benim kendisi gibi değil de dedesi gibi olmamı hayal ediyordu o an. Şefkatli, hata yapanı affeden bir insan olabileceğimi görmüştü, her ne kadar haylaz bir çocuk olsam da. bu güne kadar yaptıklarından da pişmanlık duyduğunu seziyordum. Aldı kucağına zütürdü eve saçımı okşayarak, anlat bakalım dedi. Anlattım, Yusuf'a kemerimi verdiğimi, Emine için sabunun ne kadar değerli olduğunu anlattım. O kirliyken ben temiz duramazdım o ağlarken ben susamazdım dedim. Hikayemi bitirdiğimde ilk defa ağlarken görüyordum onu. Okşadı yanağımı benim aslan oğlum sen benim gibi olma dedi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster