/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +3
    Babam o günden sonra şeçimlerimde baskıcı bir tutum takınmadı. Okuluma gidiyor, diğer arkadaşlarımın çoğu hecelerken öğretmenimin bana verdiği cin ali, kuzu ve kurt gibi basit çocuk kitaplarını okuyordum. öğretmenime gelince 1.70 m boylarında, göbekli, bıyıklı, bazen çok sert bazen çok sevimli olan bir adamdı. Bizim eğitimimiz için kendi parasından dahi harcama yapar, bize çocuğu olmadığı halde çocuk kitapları almıştı en başta. Fakat bilirsiniz, eğer köyde yaşıyorsanız ve tarlalarınız, hayvanlarınız varsa öğretmenler potansiyel iş gücünü çalan, çocukların aklına şehir hayalleri ve olmayan fırsatlarıyla, gerçekçi olmayan boş düşünceleri çocukların aklına ekiyormuş gibi düşünen insanlarla doludur. Aslında bir bakıma doğrudur bu. Çünkü öğretmen oradaki insanların çamura batmaktan dahi keyif aldığını unutup, sürekli işkence çekiyormuş gibi bir halleri olduğuna inanır. Bu da onlara köylüye karşı acıma hissi uyandırmakla kalmayıp, aynı zamanda onları yalnızca okul yoluyla kurtarabileceğine inanır ve onlara inanılmaz vaatleriyle dolu, her şeyin kolay olduğu harika bir şehir hayali kurdurur. Bu şekilde onların buradan çıkma arzusunu körükleyecektir aklınca.

    Aileler ise tamamen çocuklarının iyiliğini ister, bilirler ki ister köyde ister şehirde çalışmadan acı çekmeden yaşamak ancak ya babanın parasına, ya da bir şekilde kandırıp parasını alabileceğin insan sayısına bağlıdır. Bu kandırma bir çok şekilde olabilir, belki bir bankacı rolüyle, belki de kurtarıcı.
    Babam siyasetin hiç bir türlüsünü sevmezdi. Nadiren bizi soymayı düşünmüyorlar derdi, hangisi köylünün yanında ki ? Babam için siyasetin bu kadar kompleks olması, onu anlayamayacak insanları aptal yerine koyup soymak içindi. Diğer taraftan hiç kimse soyulanlar adına düşünmezdi. Hangi memur köylü ve işçinin yaşam koşullarını, aldığı riskleri ve verdiği emeğe karşı aldıklarını sorgular ki ? Belki sadece aldığı parayı ve yaşaması için gereken parayı düşünür, kuduz salgını dediğin nedir ki hayvanı olmayan için ? Biz aşısını yaptırdık derler...

    Bu anlattıklarım öğretmen ve veli gözünden köy ve kırsal kesimlere bakabilmeniz içindi. Bu iki taraf birbirlerine göre bir şeyi anlamazlar, ikisi de birbirine göre gözü kapalıdır ve gerçekleri reddeder.
    Ama biliyorum ki ikisi de iyi insanlardır ama yapabilecek bir şey yok ortak noktaları çok az...
    4. Sınıftan sonra okumaya devam edebilmek için köyden ayrılmalıydım. O zamanlar hatırladığım kadarıyla 5-8 okulundan sonra aynı ad altında devam eden liseler veya sadece dört veya üç yıllık liseler vardı. Bizim grup vardı hani dört kişilik muşambaya sarılı çocuklar... Adem 1 sene önceden bitirmişti, Emine'yle Yusuf'un aklında büyük ihtimalle okumak bile yoktu. Ben de onları köyde bırakıp gidecek değildim. Yıllardır birbirimizi tanıyorduk yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemişti. Yazın bir günü Arif abinin verdiği benim boyumda bir köpekle oynarken, okula giderken hep geçtiğimiz kocaman bir ağacın altında üçünü toplanmış gördüm. Bu pek rastlanacak bir şey değildi çünkü herkesin bir işi olurdu genelde, kimisi koyun güder kimisi çalı çırpı yığardı kışın yakmak için. Onları görüp konuşma mesafesine koşarak geldiğim anda Adem, yüksek bir sesle oku! dedi. Hemen Yusuf söze karıştı ve o sevimli ve çocuksu köylü aksanıyla hocanın bize anlattıklarını güzel bir tekrar geçti. Emine ise taşın üstüne oturmuş, önüne bakıyor, bacağını sallıyordu. Sence dedim, bana baktı, gülümsedi, kafasını indirip önüne bakmaya devam etti. Duymuştum, demek istediklerini duymuştum: Senin gitmene üzülüyorum, keşke burada kalabilsen. Ama kendin için git, beni düşünme, daha iyi bir insan olmak için git, seni burada bekliyor olacağım. Artık kelimeleri kullanmadan konuşmanın yollarını bulmuştuk...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Güzel yazıyosun panpa takipteyim
      ···
   tümünü göster