/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +229 -74
    Öncelikle şunu belirteyim yazım baya bi uzun olacak, referandumdaki oyunu tek cümlelik kalıplara sığdıran, "Tororostlor hoyor dodoğo oçon ovot.", "Ovot doyen çomordor." gibi ayrıştırmalarla düşünenlere göre bir yazı olmayabilir. Parti fanatizmine karşı olan birisi olarak neden hayır dememiz gerektiğini başlıklar altında anlatıcam kardeşlerim. Başlıyorum;

    Yeni sistemdeki diktatörlük emareleri

    Şununla başlayayım, Tayyip Erdoğan bu sistemi özellikle zaman kazanmak, ülkeyi bir 10 yıl daha(yani 2029'a kadar) fazla yönetebilmek için istiyor, ülkenin kurucusu Atatürk bile ülkeyi 15 yıl yönetmiş bu adam neredeyse 30 yıl ülkenin başında kalmış olacak. Düşünsenize 2000'li nesli ömürlerinin yarısına kadar(ki benim bildiğim Rte hükümranlığının sonlarına doğru yine değiştirir anayasayı ömrü yettiği kadar yönetir ülkeyi.) belki de ömürlerinin sonuna kadar Tayyip Erdoğan'dan başka bir yönetim görmeyecek. Bu padişahlık değil de nedir? Bu vesayeti yıkmak boynumuzun borcudur kardeşlerim.

    - Cumhurbaşkanına koşulsuz olarak meclisi feshetme ve seçimleri yenileme yetkisi verilecek. Eğer tarih biliyorsanız, meclisi feshetme diyince aklınıza gelecek şey Abdülhamit'in meclisi feshi olmalıdır. Güya o dönem meşrutiyet vardı ama 1878'de feshedilmesiyle meclis tam 30 sene kapalı kaldı ve monarşiye dönülmüş oldu. Bu yetkide ile ise I. Tayyip hükümdarlığı başlamış olacak.

    - OHAL ilanına başkan karar verecek. Mevcut sistemde OHAL meclis onayı ile bakanlar kurulu tarafından gerçekleştiriliyor.

    - Cumhurbaşkanına HSK’nın başkanı ve üyelerinin yarısını atama yetkisi verilecek.(13 üyenin 6'sı, başta başkanı saymadan 12 yazmışım, başkanla beraber 13 olacak.) Eski adıyla HSYK'nın ise 22 üyesi var ve C.b yalnızca 4 üyeyi atayabiliyor. Yargı Tayyip Erdoğan'ın
    eline geçecek.

    Birazda başkanlık sistemini getirmeye çalışanların ülkeyi ne hale getirdiğini anlatayım.



    Ekonomi



    "Ehonomi joh eyi" diyen halkın zar zor geçinmesi gibi ironi var ortada. Bu insanların durumu aynı kendisini sömüren patronundan hakkını aramak yerine, ona yalakalık yaparak patronun gözüne girmeye ve yerini sağlama almaya çalışan işçiler gibi. Yapılan yatırımlar var mı var: Yollar, havalimanları, metrolar, hızlı trenler... Ama fakir halkın o yolda araba sürecek arabası, uçağa verecek parası yok. Halkın ekonomik durumunu iyileştirmeden halkın bu yatırımlara rağbet göstermesini nasil bekleyebilirsin ki? Ülkeyi dindar insanlara şirin göstermek için camilerle doldursan n'olur, o camilerdeki safları sıklaştıramamışsın ki!

    Üretim yetersiz, ar-ge yok, sonra dolar bozdurarak doları düşürmeye çalışırlar.

    Çiftçi ekonomik durumundan bakana dert yanar, bakan topuklar.

    Ülkenin başkan çıkıp ülkede tarım niye bu kadar kötü durumda der sanki 15 yıldır değil de 1 yıldır yönetiyor ülkeyi.





    Dış Politika



    Komşularla sıfır sorun parolasıyla yola çıkan hükümet şu anda komşularının hepsiyle kanlı bıçaklı duruma getirdi ülkeyi. Sınırları da aştı(!), şu an sorunsuz olduğumuz ülkeler varsa onlar da zaten dünyadan izole olmuş, yerlerini bilen yok.

    Suriye'deki savaşa çanak tuttular. Evet Suriye'deki savaşta en büyük paylardan biri hükümete aittir. Nasıl ve niye başladı bu savaş peki? 2009 yılında Suriye hükümeti, Basra Körfezi’nde bulunan ve iran ile Katar arasından başlayan ve Katar - Suudi Arabistan – Ürdün – Suriye - Türkiye güzergahı üzerinden Avrupa’ya doğalgaz sağlayacak bir boru hattı projesinde yer alma teklifini o tarihte reddetti. Onun yerine iran- Irak-Suriye üzerinden geçecek bir "Şii" güzergahını tercih ettiler.

    Bunun üzerine Amerika ve Avrupa, Suriye'yi karıştırıp bizim "Sünni" ülkelerin de desteğiyle Suriye'de "sünni" isyanı başlattı. Hatta hatırlarsanız ilk zamanlarda hükümet, bu isyancılara Amerikalılarla beraber bir eğitim verdi ve Suriye'yi işgale girişti. "Şam'da cuma namazı" hedefiyle yola çıkanlar, sınırlardaki ateşin bize de sıçramasıyla ülkenin doğusuna gidemez oldu. Ankara'nın doğusunda cuma namazı kılamadılar o bataklığa düştükten beri. isteyen varsa Suriye savaşını, şu yazıda daha ayrıntılı bir şekilde okuyabilir: http://m.t24.com.tr/yazar...isi-ve-neden-onemli,15525

    Tabi bu arada Rusya, Amerika, Avrupa şeytan üçgeninde gidip geliyor ülke.

    Devletlerin dostluk ilişkisi ile değil çıkar ilişkisiyle hareket edebileceğini kavrayamayan hükümet ülkeyi uluslararası arenada rezil etmekte üstüne tanımıyor.





    Güvenlik



    Suriye savaşıyla terör bataklığına sokulan Türkiye, cumhuriyet(bitmek üzere olan) tarihinin en huzursuz yıllarından birini yaşıyor. Ayda bir patlayan bombalar, her gün şehit olan askerler içimizi yakıyor.

    Diğer yandan hükümet baskı ve şiddet ile sorgulamayan, eleştirmeyen dilsiz bir toplum oluşturmaya çalışıyor. 1-2 gazete(T24'ü öneririm) dışındaki bütün gazeteler hükümetin kontrolünde. Halk gazetelerde hep hükümetin kendi dayatmalarıyla dolu olan bilgi ve haberlere maruz kalıyor. insanlar fikirlerini dile getirmeye korkuyolar.
    Dile getirenler susturuluyor, engelleniyor.





    Recep ile Tayyip'in çatışması



    Sakın sanmayın ki, getirlecek sistemde tek başlılık olacak. Çift başlılık Recep ve Tayyip Erdoğan'ın çatışması suretinde baş gösterecek.

    Recep israil başkanna tepki gösterirken,
    Tayyip çıkısta o başkanndan özür diler.

    Recep teröristlerle görüşmeyiz derken,
    Tayyip terörist başıyla çözüm süreci başlatır.
    Sonra Tayyip tekrar çıkıp çözüm sürecini bitirir.

    Recep Rusya'nın uçağını düşürtüp Rusya'ya atarlanır,
    Tayiyip mektup yazıp özür diler.

    Recep başkanlık sistemi Amerikan dayatmasının ürünüdür derken,
    Tayyip başkanlık sistemini över.

    Recep Almanya ve Hollanda'ya Nazi benzetmesi yapar,
    Tayyip aynı Hitler'in yaptığı gibi yetkileri elinde toplamaya çalışır, Hitlerin kendini "Führer" ilan etmesi gibi kendini "Başkomutan" ilan eder.




    Aman diyim evet diyecek arkadaşlar Tayyip başkanlığı getirise, Recep ülke yıkılmadan önce çıkıp kandırıldığını, bu sistemin kendisine yanlış tanıtıldığından dem vurup ülkenin yıkılmasından başkanlığı sorumlu tutabilir, aklınızda bulunsun.

    Hadi "hayır"lı günler, kalın sağlıcakla.

    Edit: C.başkanının seçimleri yenileme yetkisi ve meclisin seçimleri yenileme ile feshi yetkisi 11. Maddede, Ohal yetkisi de 12. Maddede mevcuttur.
    ···
   tümünü göster