/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +1
    beni sakin sanır insanlar genelde. hani öyle çok umursamaz diye düşünürler ama aslında acayip kindar bir adamımdır ve hiçbir şeyi kolay kolay unutmam. 

    üniversiteyi ilk kazandığım sene konya’ya liseden arkadaşlarımı ziyarete gitmiştim. onlar da selçuk üniversitesinde okuyorlardı o dönem. neyse bir gece içkiyi biraz fazla kaçırınca koltukta sızıp kalmışım. sabah kalktım ki hababam sınıfındaki domdom gibi beni gören t.şak geçiyor. lan bu binler ne yaptı acaba derken yüzümü yıkamak için banyoya geçtim ki ne göreyim… herifler suratımın ırzına geçmişler. hayır ayakkabı boyasından tut da rengarenk ne buldularsa sürmüşler… benim de şöyle bir huyum vardır ki, vücudumun herhangi bir yerinin boyanmasından nefret ederim ki bizimkiler bunu çok iyi bilirler. ruj izinden bile tiksinirim ben. hani lisede millet koluna tükenmez kalemle saçma sapan şeyler çizerler ya ondan bile tiksinirdim ben. hatta çocukların yüzlerine kedi bıyığı falan çiziyorlar ya boyalarla, zamanında annem de yazık diğer çocuklarla kaynaşayım diye bu aktiviteye katılmam için zorlamıştı da yüzümü boyamaya çalışan palyaçoyu tekmelemiştim... tarihimde yoktur yani yüzüme gözüme bir şeyler sürdürmüşlüğüm… abi ben o gün bir şey demedim haliyle ama çok kızdım… hani bildiğin dalsam elimde kalacaklardı öyle kızdım… 

    neyse bu olaydan 1 sene sonra. izmir'de bizim okulun şenliklerine avea gelmiş, stand açmış. playstation’da 5 penaltı vuruşunu da gole çevirene bedava hat veriyorlardı. ben tabi yapıştırdım 5’ini de doksana, kaptım bedava hattımı. hala da o hattı kullanırım bir daha değiştirmedim numaramı. şimdi yeni hattı alınca bende bir fikir canlandı hemen. bak bir sene geçmiş ama ben o mevzuyu unutamadım bir türlü. içime dert olmuştu baya. bana yapılan şakanın fikir sahibi de bizim mert’ti. dedim ben şu binten intikamımı bir alayım… 

    bu denyo özünde çok güzel bir insan olsa da liseden beri bilirim ki konu hatunlar olduğu zaman bunun iq 20’lere falan düşüyor. yani biraz eli yüzü düzgün bir hatun görsün hemen yelkenleri suya indirirdi bu salak. zaten onun platonik aşkları uğruna lisede yemediğimiz tak kalmadı anasını satayım kızı buna ayarlayacaz diye… benim aynı üniversitede okuduğum bir hatun kuzenim var o dönem. hani ben bir binsem bu hatun 4 bin. eline düşüne allah kolaylık versin. mesaj attım buna akşam bana gel diye. neyse akşam oldu bu geldi benim eve. 

    durumu ve planı kuzene izah ettim. plan bu yeni hat üstünden mert’i onu beğenen bir hatunmuşum gibi kafalayıp süründürmek. neyse ben ev arkadaşının telefona hattı taktım. ilk mesajımı attım: 

    -merhaba mert. ben gözde. ya geçen gün kamu bölümünün bir dersine girdim ilk orada gördüm seni. şimdi ismini vermeyeceğim bir arkadaşımdan da numaranı buldum. rahatsız ettiysem kusura bakma lütfen ama o yeşil gözlerini gördüğümden beri başka bir şey düşünemiyorum… ya çok da utanıyorum ama bunu yapmak istedim. lütfen kusuruma bakma… 
    lan ne rahatsızlığı… ben bilmiyor muyum şimdi mert o mesajı 20 kere okuyacak. sonra beyne yürüyen kan akış yönünü aşağılara çevirip bizimkinin iq’yu 20lere çekecek. bi 5 dakika sonra ilk mesajı geldi. 

    -ya ben dikkat etmemişim ama ulaştığın iyi oldu. sen hangi bölümdesin ? 
    salak napacaksa bölümünü. kız direk mesajı vermiş bizimki hala neyin derdinde. neyse bir iki mesaj daha attım buna ama arayacak biliyorum. kuzenle de birlikte yazıyoruz ya mesajı bu duruma hakim. mert’in fotoyu da gösterdim buna. tipe de hakim. neyse 5-6 mesaj sonra bu aradı… 

    bizim kuzen tam bin. böyle nasıl utanmış utanmış konuşuyor. nazlı nazlı böyle… lan dedim bu hatun milleti çok tehlikeli. neyse bunlar bi yarım saat konuştu… bizim oğlan tabi iptal olmuş durumda… 

    neyse biz ondan sonra mert’le mesajlaşmaya başladık. yemin ediyorum erkek milletinden tiksindim tekrar. hani hepimiz hatunlarla mesajlaşırken saçmalarız genelde ama neler yazıyormuşuz arkadaş neler. hayır tanımasam ib.eyi ben aşık olacam yani. nasıl anlatıyor kendini bir görseniz… arada arada arıyor bu tabi ben meşgule veriyorum “şimdi müsait değilim canım annemler var sonra konuşalım…” diye. bu da hatunların en baba tekniği bak. bu "şimdi müsait değilim" anlarının var ya bence %70’i 80’i falan hikaye. annem var babam var deyince de mevzu direk kapanıyor. bu aslında şaka olarak başladı ama benim için de çok pis sosyal deneye dönüştü. neyse aralarda bu kıllanmasın diye biz okulda kuzene denk geldikçe buna aratıyordum gene… bizimoğlan bildiğin kuzenin sesiyle, benim yazdıklarıma aşık oldu… 

    neyse 4-5 gün geçti böyle ki bu başladı yalvarmaya buluşalım. nolur seni görmek istiyorum demeye. tabi o kan 5-6 gündür beynine hiç uğramadığı için adam da haklı… ben de en sonunda dedim ki “tamam buluşalım ama…” 

    işte asıl planın finali o “ama….” kısmıydı. ben buna "çevredekilerin görmesinden çekiniyorum. biliyorsun bizim kampus biraz sıkı. o yüzden diyeceğim yerde buluşalım... " dedim. dediğim yer de selçuk kampüsünü görenler bilir; uçak heykelinin orası. bu uçak heykeli arkadaşlar allahın sktr ettiği yerde, kampüsün en ücra yerinde dikili bir uçak heykeli. buraya gençler genelde yiyişmeye ya da işte gizli işler çevirmeye giderlerdi. buna da yarın saat 2’de orada ol dedim… bu tabi hemen kabul etti… gece boyu da nasıl heyecanlı mesajlar... yok seni şöyle merak ediyorum, sana şunları yapacağım falan... bildiğin tacize uğradım tüm gece...

    o gece de konya’daki diğer arkadaşımı aradım. durumu anlattım. dedim ki “abi şimdi bi fotoğraf makinası buluyorsun. bu pekekenti orada beklerken fotoğraflıyorsun bana…”. bizim bu arkadaş da çok sever böyle aksiyonları hemen kabul etti. 

    neyse ertesi gün oldu saat sabah 11 gibi "buluşuyoruz değil mi ?" dedim. olumlu cevabı alınca saat 2’de görüşürüz dedim. başladım beklemeye. saat 2 oldu… bu mesaj atıyor ben geldim diye. hemen aradım diğer arkadaşı adam gülmekten konuşamıyor… bu yavrum almış bir demet çiçek. öyle uçak heykelinin dibinde elinde çiçekle bekliyormuş… dedim çektin mi foto. "bol bol... " dedi… neyse saat 2.30 oldu bu sürekli arıyor mesaj atıyor ben cevap vermiyorum… en sonunda gene aradı, telefonu ben açtım bu sefer… erol taş gülüşümü yaptıktan sonra “olum o gece benim yüzümü boyamayacaktın…” dedim kapattım… 

    3 ay konuşmadı mert benimle… sonra bu fotoğrafları çeken arkadaş bana o fotoğrafları gönderdi. lan 3 gün güldüm… adam canti canti giyinmiş… saçlara 3 kilo jöle yedirmiş… elinde bir demet çiçek… lan bak gene hatırladım güldüm… ben de o fotoğraflardan bir tane çerçeveletip gittim konya’ya... öyle barışmıştık
    ···
   tümünü göster