Demokrat Parti denilen illet hükumet olduğu gibi ilk iş Anadolu da saklanan Şeyh Sa-iti "sizin devriniz geldi" diyerek getirmek oldu, o geliş ki 1952 yılından itibaren Türkiye'de türban denilen üniformalar yayılmaya başladı. Bugün Emine Erdoğan'nın başını bağlama şeklinin adı "şulebaşı" tarzındadır, Şule Yüksel Şenler adlı kadındır yani, bu kadının ağabeyi Üzeyir Şenler'dir ve sa-itin şakirtidir. Cumhuriyetçi bir ailenin ferdi olan Üzeyir Şenler'e ne vadettiler bilmiyoruz ama Üzeyir Şenler'in sa-itin kitaplarının basımını üstlendiğini biliyoruz... O yıllarda haftalık kadın dergilerinde köşe yazan Üzeyir Şenler'in kız kardeşi Şule Şenler'de anlamsız bir şekilde batılı tarzının dışına çıkarak dindarlaşmaya, haftalık yayımlanan kadın dergileri köşelerinden tesettür pompalamakta ve tabi ki Demokrat Parti tarafından desteklenmektedir. Bu desteği arkalarına alan kardeşler zevki sefa içinde yaşaya dursun, neredeyse henüz kurulmuş çiçeği burnunda cumhuriyetin her şeye aç ahalisini derinden etkilemiş, yüzünü batıya dönmüş yoksul ve yoksun halklarını yine Arap sarmalına sokarak cumhuriyete ve Laikliğe en büyük baltayı indirmişlerdir. Yazık... Sadece Köy Enstitüleri bile kapatılmamış olsaydı, %99 eminim ki Avrupa Birliğinin seçkin devletlerinden biri olarak yaşıyorduk şu an, öyle portakalın kafasına filan silah dayamıyor olurduk en azından..