/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +3
    DECCALi SiSTEM OLAN MASONLUK, ALLAH'I iNKAR EDER VE ŞEYTANA

    DECCALi SiSTEM OLAN MASONLUK, ALLAH'I iNKAR EDER VE ŞEYTANA TAPAR Avrupa'da 14. yüzyılda, kökenleri Kabala'ya dayanan hümanist ve masonik bir örgütlenme doğmuştu. Bu örgütlenme, Allah'ı, Yahudilikte, Hıristiyanlık'ta ve islam'da olduğu gibi, tüm kainatın yaratıcısı, hakimi ve tüm insanların tek Rabbi ve ilahı olarak görmüyordu. Bunun yerine, "Kainatın Ulu Mimarı" gibi farklı bir kavram kullanıyordu ve kast ettikleri bu varlık, onlara göre "maddesel evrenin bir parçası"ydı. 

    Bir başka deyişle, aslında kökeni çok eskilere dayanan, ancak 14. yüzyıl Avrupası'nda günışığına çıkarılan bu gizli örgütlenme, gerçekte Allah'ı inkar ediyor ancak, "Kainatın Ulu Mimarı" kavramı ile, maddi evreni ilah olarak kabul ediyordu. Masonluğa göre bu maddi evren, daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz gibi, evrim teorisine dayandırılan, sözde tesadüflerle meydana gelmiş, ezeli ve ebedi olmayan maddesel bir kavramdı. 

    Bu çarpık inancın daha açık bir tarifini, günümüz masonlarının kendi üyelerine mahsus olarak çıkardıkları yayınlarda görmek mümkündür. Örneğin en kıdemli Türk masonlarından biri olan Selami Işındağ'ın, genç masonları eğitmek için yazdığı ve 1977 yılında sadece masonlara mahsus olarak yayınlanan Masonluktan Esinlenmeler adlı kitabında, masonların "Kainatın Ulu Mimarı" hakkındaki inançları şöyle anlatılır:

    Masonluk Tanrısız değildir. Ama onun benimsediği Tanrı kavramı, dinlerdekiyle aynı değildir. Masonlukta Tanrı bir yüce prensiptir. Evrimin son aşaması, doruğudur. Özvarlığımızı eleştirerek, kendi kendimizi tanıyarak, bilerek,  bilim, akıl ve erdem yolundan yürüdükçe, onunla aramızdaki açı azalabilir. Sonra, onda insanların iyi ya da kötü nitelikleri yoktur. Kişileştirilmemiştir. Doğanın ve insanların yöneticisi sayılamaz. Evrendeki büyük ve yüce çalışmanın, birliğin, harmoninin Mimarıdır. Evrendeki tüm varlıkların toplamıdır. Her şeyi kapsayan total güçtür, enerjidir. Bütün bunlara karşın, onun bir başlangıç olduğu benimsenemez... Büyük bir gizem (sır)dır. (Allah’ı tenzih ederiz)
      
    Yine aynı kaynakta, masonların "Kainatın Ulu Mimarı" derken, aslında doğayı kastettikleri, yani "doğaya tapındıkları" şöyle ifade edilir.

    Doğa dışında bizi yöneten, düşünü ve davranışlarımızdan sorumlu bir güç olamaz... Masonik ilke ve öğretiler, temellerinde bilim ve akıl bulunan bilimsel gerçeklerdir. Ekosizmin temel koşulu budur. Tanrı salt evrimdir. (Allah’ı tenzih ederiz.) Bunun bir ögesi de doğanın gücüdür. Böylece salt gerçek de evrenin kendisi ve onu kapsayan enerjidir.
      
    “Kainatın Ulu Mimarı” tanımlaması ile masonlar, maddesel hayali bir varlığı ifade etmektedirler. Söz konusu açıklamalarda muğlak ifadelerle tanımlanmış olan bu varlık, üst düzey masonların ritüellerine ve sözlerine bakıldığında açık ve net şekilde ortaya çıkmaktadır. Masonlar, Kainatın Ulu Mimarı tanımlaması altında, tek bir şeye tapar ve yalnızca ondan emir alırlar. Masonları yönlendiren bu güç, ŞEYTANDIR. 

    Masonluğu Şeytan Yönetir 

    Şeytan, Hz. Adem devrinden beri hep aynı aldatmacayla insanları saptırmaya çalışmıştır. Bu aldatmaca, Allah inancını reddeden, tüm varlıkların tesadüfen meydana geldiklerini savunan Darwinizm’dir. Masonluk da Hz. Adem devrinden beri devam eden, şeytani bir örgütlenmedir. Ve bu deccal sistemi de, şeytanın en büyük oyununu kullanarak insanları aldatır. Kendisine doğayı, şuursuz tesadüfleri ilah edinmiş olan deccali sistem masonluk, aslında yalnızca şeytana hizmet eden sapkın bir dindir. 

    New Age akımının kurucusu ve Fransa’daki Meşrik-i Azamlığı’na bağlı 32. dereceden mason olan Madame Petrovna Blavatsky bu konuyla ilgili şunları söylemektedir: 

    ... gezegenimizin ilahı ve tek ilah şeytandır.  (Allah’ı tenzih ederiz.) 

    1 Mason yazar Eliphas Levi, kendi liderinin Baphomet, diğer adıyla şeytan olduğunu açıkça ifade etmektedir. Eliphas Levi’den ilginç bir alıntı şöyledir:

    Aydın Lucifer (şeytan), ... kutsal ruh’tur, fiziksel anlamda Lucifer ise evrendeki manyetizmanın en büyük etkenidir. 

    2 Albert Pike’ın kitabı Morals and Dogma (Ahlak ve Dogma) hala ABD’de iskoç Riti Masonluğu üyelerine tavsiye edilir ve iyi tanınmış mason yazarlar tarafından masonluğun Eflatunu olarak isimlendirilmiştir. 33. dereceden mason olan Albert Pike’ın Morals and Dogma adlı kitabındaki açıklaması şöyledir:

    LUCIFER (şeytan), ışığın kaynağı! Karanlığın Ruhu...

    Petrovna Blavatsky, bu kavramı şöyle özetlemiştir: 

    Lucifer ilahi ve dünyevi bir ışıktır, ‘Kutsal Hayalet’ ve ‘Şeytan’dır...

     3 Yine New Age hareketinin öncülerinden filozof mason David Spangler’in bu konudaki görüşleri ise şöyledir: 

    Lucifer (şeytan) bize bütünlüğün son bağışını vermeye gelir. Eğer bunu kabul edersek, o zaman özgür olur ve biz de özgür oluruz. Bu Lucifer başlangıcıdır. Bu, şimdi ve önümüzdeki günlerde pek çok insanın yüzyüze geleceği bir şeydir, çünkü bu, New Age’in başlangıcıdır .” 

    4 Masonlar açıkça, şeytanın himayesinde hareket etmekte ve onun emirlerini yerine getirmektedirler. Bu gizli tarikatta en önemli sembol olarak kullanılan “her şeyi gören göz”, “Lucifer’in gözü” olarak tasvir edilmektedir.

    5 Bunun dışında tüm masonik semboller de aynı amaç için tasarlanmıştır. Tersine yıldız, Baphomet (keçi şeklinde şeytan) adını taşır ve şeytan’ın sembolüdür. Büyücülükte tersine beşgen yıldız yalnız bir amaçla kullanılır, şeytan’ın gücünü çağırmak için!6 Dolayısıyla tüm masonik semboller aslında masonluğun temelinde yatan inancı, yani şeytana tapınmayı sembolize etmektedir. 

    Yazının büyük bir kısmı ordan burdan araştırdığım bilgiler.

    Yani bana biraz saçma geldi Allah'a inanıp şeytana tapmak nedir abi seni kötü yola sokacağı açık açık söylenmiş amacın ne cehennemde torpil mi geçecekler sanıyosun
    ···
   tümünü göster