Köpeği öldürmek zorunda kaldım. Hiç unutamıyorum bu olayı. Yaklaşık 1.5 sene önceydi. Biz köyde yaşıyoruz beyler. Babam kendimi bildim bileli çiftçilikle uğraşır. Her yaz sonu beraber zeytin toplamaya çıkarız. Zaten bir yazın gördüğüm var ailemi. Bir ara zeytin toplarken sohbet koyulaşmış geç vakte kalmıştık. Babam traktörün kasasını doldurunca tek başına gitmek zorunda kaldı. Normalde yanına binerdim fakat engebeli yollar buna izin vermedi. "Sen in ben peşinden geleceğim" dedim. Hava kararmış ve ben eve doğru ilerlerken zannedersem bir çobanın köpeğinin ( kırma kangal veya kangal diye biliyorum ) hırlamasıyla irkilmiştim. Köpek yaklaşık otuz saniye kadar hırmalaya ve kegib kegib havlamaya başladı. Başta o kadar korkmadım. Ne de olsa bir köpek dedim geçtim. Hoşt kışt derken ani bir hareketle paçamdan kavrayıp yere düşürdü ve ardından bacağımı sert bir şekilde ısırıp kafasını sağa sola çevirmeye başladı. Sanki ayı kapanına takılmışsınız gibi. Köpek zaten iri yarıydı üstümden atmam pek mümkün değildi. Şimdiye kadar bende saçma bulurdum ama klagib türk filmlerinde olur ya hani, tam tehlikeli anda yanda bir silah veya herhangi bir öldürücü alet olur. Aynen benimde cebimden düşen çakı elimin üstündeydi. Bacağımı çekiştirmeye başlayınca çakıyı karın bölgesine saplamak zorunda kaldım. Çok kötü bir durum beyler. Yaptığımı marifet olarak anlatmıyorum. Hatta bazen gözlerim doluyor. Ha bir hayvan öldürmüşsün ha bir insan. Neyse dert köşemizde bugün böyle olsun. Vaktinizi aldıysam hakkınızı helal edin dostlar.