-
1.
+3Vaktiyle Birbirini Çok Seven iki Kardeş Varmış.
>
> Büyüğü Halil.
>
> Küçüğü ise ibrahim...
>
> Halil, evli çocuklu.
>
> ibrahim ise bekârmış...
>
> Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...
>
> Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.
>
> Bununla geçinip giderlermiş...
>
> Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.
>
> ikiye ayırmışlar.
>
> iş kalmış taşımaya.
>
> Halil, bir teklif yapmış :
>
> ibrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
>
> Peki, abi demiş ibrahim...
>
> Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .
>
> O gidince, düşünmüş ibrahim:
>
> Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
>
> Böyle demiş ve
>
> Kendi payından bir miktar atmış onunkine...
>
> Az sonra Halil çıkagelmiş.
>
> Haydi ibrahim. De miş, önce sen doldur da taşı ambara.
>
> Peki abi.
>
> ibrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
>
> O gidince, Halil düşünür bu defa:
>
> Der ki:
>
> Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
>
> Ama kardeşim bekâr.
>
> O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.
>
> Böyle düşünerek,
>
> Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
>
> Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
>
> Bu, böyle sürüp gider.
>
> Ama birbirlerinden habersizdirler.
>
> Nihayet akşam olur.
>
> Karanlık basar.
>
> Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
>
> Hatta azalmıyor bile.
>
> Hak teala bu hali çok beğenir.
>
> Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...
>
> Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
>
> Şaşarlar bu işe...
>
> Aksine çoğalır buğdayları.
>
> Dolar taşar ambarları.
>
> Bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir.
> Bu bereketin adı: Halil ibrahim bereketidir.
başlık yok! burası bom boş!