/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 1.
    +4 -1
    kangren.

    "Mersin'de olağan bir yaz içre olağan sıcaklar yaşıyorduk. Aylardır süregelen işsizliğin yaşattığı sıkıntı ve gerilim üzerime tünemişti, kalkacak gibi de görünmüyordu. Bunların üzerine sevdiğim kadının -ona isim gülmesinin güzelini verdim- annesi kanser tedavisi görüyor, sızımız katmerleniyordu. Gülmesinin güzeli biliyordu, ya da hayır! hastahaneye her defasında (bana baka baka) ölümü karşılamaya gidiyordu. içinde kocaman bir dehliz vardı ve umut burada kaybolurdu.
    Ben o kadınla hiç tanışamadım. Hastahane odalarına beni almazlardı, sakıncası vardı. Zaten kimse o durumda birisi ile tanışmak istemez, haklı. En fazla hastahane kapısından Aydan'ı 5-10 dakika görüp, oradan geri dönmüşlüğüm vardı. Ne zaman Aydan'ın yanına o kötü zamanlarında gidiyor olsam, kendi kendime içimden ismet Özel'in "(... ) sana durulanmış kelimeler getireceğim, çünkü seni dik tutacak, bilirim.." dizelerini yineleyip durdum. Onun yanında o kelimeleri hiç bulamadım. Hoş, zaten böyle zamanlarda iyi konuşmasını bilmem, ben zaten iyi konuşmasını bilmem, ama sıkı düşünürüm (bir gün hastahane kapısında eline şiir tutuşturmuştum!)
    Kısacası hayat pek iç açıcı değildi. 'nasılsın' demek ağır geliyor, çoğu gece uyku tutmuyor, uyuyabilmek için dişlerimi sıkarak ıslık çalıyordum, ya da rüyamda. Gerçeğe eklenmeliler, dehliz büyük. Okumaktan başka uğraş edinemedim (o sıralarda Turgenyev'in Bazarov'una -varolan değerlerin mutlak reddi cezbedicidir hey!- kafaya taktımdı)
    Bir taraftan da bu boşluğu lehime çevirmek ve küçük de olsa bir albüm kaydetmek istiyordum (acıdan ve öfkeden beslenmek gibisi yoktur!)
    Çok uzun süre kayıt yapacak stüdyo bulamadım, bu Kangren'i yazmama engel olmadı. Sanırım bir hafta içinde yazıp tamamlayacaktım. Ayşegül (babası ölü amcamdır, Kasım 13'te bulduk ölümü) bahsi geçen zamanın tanığı ve içindeydi. Şarkıma dahil olmasını istedim, oldu. 2012 Ağustos'unun, -sanırım- son gününde kaydettik.
    Artık şarkı çok defa çalındı, çok sigara yandı, çok kişi dinledi. Bugün 18 Ocak 2013 . Dün gece yine, omzuma ve göğsüme, gözyaşlarını döktü, döktü, döktü."

    saian

    Saian // Kangren
    ---

    Usandın şehirdeki girdaptan, boğuldun velhasıl.

    Söyle sana pencerenden etine saplanan güneşten başka ne lazım?

    Bakma bana, ben fırtına biçmek için rüzgar ekerim,

    Hiç düşündün mü?

    Bir manası var elbet çayla gelen iki küp şekerin!

    Tamam, yaşamak pek iç açıcı değil şu zaman, burkuldun.

    Ama kabul et sen de farkettin yağmurun nasıl büyüdüğünü, yutkundun.

    isterdim bir yağmurdan ardakalan koku şu şarkıya sığsın,

    Şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum; nasılsın?

    Ben fena değilim sadece biraz laçka,

    Elimden gelen yok, hastahane kapısında eline şiirler tutuşturmaktan başka.

    Bir de geceleri uyku tutmuyor, sabahı zor ediyorum.

    Ulan bu öfke denen illet var ya, dişlerimi sıkıyorum.

    Bazısı beyhude diklenir şu dünyaya hah!

    Ne diyeyim?

    Kızıyorsun, evet biliyorum ama işte ben onlardan biriyim.

    Olsun be, tutun yıkılma sakın!

    Hep ayakta kal, diren!

    Ben mesela oturup sana böyle bir mektup yazdım;
    ismi kangren.
    ···
   tümünü göster