/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +7 -1
    ANKARADA BiR PANSiYON
    GECE SAAT 02:30

    Ankara’nın en ışıklı, en sosyete dışardan bakıldığı zaman adeta avize gibi parlayan ve şehri simgeleyen semtinin ara sokaklarından birinde yer alan köhne bir pansiyonun odasında neredeyse benimle beraber 20 tane polis vardı…..
    Olay yeri inceleme ekiplerinden tutunda özel harekat mensuplarına kadar herkes buradaydı….
    Yerde yatan kanlar içinde bir ceset…
    Ve her cesedin başında olmasının gerektiği bizzat kutsal kitaplarda yazan…
    CiNAYET BÜRO……
    Cinayet büronun bütün elemanları buradaydı…eğer karşılarında bir fotoğrafçı ve yılışık bir müdürleri olsaydı orada o anda yerde yatan cesedin başında hatıra fotoğrafı çektirebilirlerdi.
    Yo hayır çok esprili ve eğlenceli bir büroya sahip olduğumuz için değil…..
    Yanlış anlamayın….
    Yerdeki cesedin daha önce hiçbir yerde görmediğimiz bir şekilde öldürüldüğü için…
    Öldürülme denirse tabi ki….
    Öldürme teorik olarak bir kişinin yaşama hakkının başka bir kişi tarafından elinden alınması olarak açıklanabilir…
    Yani daha önce gördüklerimiz hep bu şekildeydi….
    Ama bu başka bir şey….
    Daha önce etrafında onlarca mermi kovanı bulunan ve tam atardamarından sanki cerrahi bir müdahale ile yarılarak kanı boşaltılan başka bir ceset görmemiştim…
    Gerçi polis olmadan önce cesette görmemiştim ama bunun gibi bir şeyle karşılaşabileceğim aklımın ucundan bile geçmiyordu açıkçası….
    NASI BiŞiYDi BU HARBiDEN LA ?
    - Abi bu adamın vücudunda herhangi bir darbe izi yada buna benzer bir HEMATOM veya ezik yok….
    - Bu ne demek şimdi…
    - Bilmiyorum abi…adama kan pompalasak sapasağlam kalkacak gibi diri baksana…tek problem ölü olması..
    - Olm adamın vücudunda bir gram kan kalmamış lan……adamı kurutmuşlar resmen…
    - işte sorunda burada başlıyor zaten abi…sadece atardamarındaki açılan 2 milimlik iki tane yarıktan bütün kanı çekilmiş abi….
    Polis kolejinden beri arkadaşım olan Doğan yanımdaydı…kolejden beri arkadaşım ama akademide daha sıkı arkadaş olduk. Zaten cinayet büroyu seçmemin sebebi de ta kendisi….
    Bide alperen ve Furkan var…onlarda Doğanın arkadaşı….Akademiden hatırlıyorum onları ama çok konuşmazdık onlarla…
    Bide Burak ve Kutay var…
    Onlar bizden eskiler….
    Baya bi eskiler….fazla konuşmazlar….gerektiği zaman belki iki kelime ederler o kadar..
    Yaşları hakkında bi bilgi sahibi değiliz…
    Söylemiyorlar….
    Kalıplı hayvan kadar adamlar….tipleride genç gösteriyor baya dışardan baktığınız zaman en fazla 28-29 dersiniz…öyle düşünün
    Amirimiz var bide Hulusi adında…..Burak’la Kutay’ı alın ikiyle çarpın o kadar sessiz bi adam….saçları uzun ve kırlaşmış , aynı şekilde sakalları falan var gri falan….
    Grubumuz bu kadar…
    Doğanla ben cesedin başına eğildiğimiz zaman garip bir koku ile karşılaştık…sanki ölü olan bir insan değil de hayvan gibiydi….
    Hani olur bilirsiniz yaz sıcağında ölü hayvanlar kokmaya başlarlar o kokunun aynısı gibi ama daha hafif olanı gibi…
    Doğan bana bakarak….” Ahmet bu insan cesedi gibi kokmuyor lan “ dedi….
    Evet dedim bende farkındayım…
    O sırada yanımıza Burak geldi, cesedi çevirdi ve giydiği gömleğin omuz kısmını biraz araladı…
    Araladığı yerde cesedin kürek kemiğinin olduğu yerde yani dövme benzeri bir resim vardı….
    Resimde bariz belli olan bir dolunay şekli, dolunayın içinde bir kurt kafası resmi ve etrafında bazı simgeler vardı….
    Burak dövmeye bakarken yanına Kutay geldi…
    Kısa bir süre birbirlerine baktıktan sonra ilk kalkan Burak oldu ve sonrasında Kutay gözlerimin içine baktı….” Gidelim “ dedi sadece….
    Ofise geçip raporlarımızı yazarken telefonumdan beni Alperen aradı... cesedin otopsisi için acil gelmemiz gerektiğini söyledi…
    Doğanla raporlarımızı yarım bırakarak acele bir şekilde adli tıp binasının yolunu tuttuk…
    Kapıda Furkan vardı.
    Ağzını burnunu kapatıyordu….
    Neden diye sormaya kalmadan sebebini öğrendik….hayvan ölüsü gibi kokuyordu ortalık…
    Konuşmadan sadece içerisini işaret etti.. diğer eliyle de kokudan fazla etkilenmeyelim diye ağız maskelerinden verdi.
    içerde cesede otopsi yapan ekibin fazla oluşu ilk dikkat çeken şeydi…
    Alperen bizi gördüğü anda yanımıza geldi…onun suratında diğer otopsi grubunda olduğu gibi sadece ağzını ve burnunu kapatan bir gaz maskesi vardı….
    Sanırım Furkan’a yetmediği için o dışarda kalmıştı…
    Masanın üzerinde az önce yanından geldiğimiz ceset vardı. Göğüs kafesininin üzerinde demir parçalar bulunuyordu….
    Alperen bizim yanımıza gelerek cesedin başına zütürdü…
    Cesedin göğüs kafesinin üzerinde demir parçalar vardı.
    Bunlar nedir diye sordu Doğan….
    “Açtığımız kesiğin tekrar kapanmaması için bunu yaptık” dedi doktor…
    Doğanla beraber alperene bakakaldık…
    Doktor bize bakarak konuşmaya devam etti ….
    “ Cesedi bize getirdiğiniz zaman normal prosedürleri uygulayarak önce göğüs kafesini açtık ve ne tür hasar aldığını görmek istedik….fakat karşılaştığımız şey tam olarak şuydu” diyerek elindeki bistüri ile cesedin kolunu derin bir şekilde yardı…..
    Sonrasında gördüklerimiz gözlerimizin tamamen kocaman olmasını sağladı….
    Yarık saniyeler içinde tekrar iyileşmişti….
    Doktor bize bakarak…” bunun sizi şaşırttığının farkındayım…bizde ilk başta gözlerimize inanamadık….ilk olarak tam atardamarın üzerinden milimlik iki adet kegib var ve bütün kan bu kegiblerden dışarı tahliye edilmiş…bu şekilde açılan kegibler mutlaka cerrah işidir….başka şekilde yapamazsınız…ayrıca bütün kanı çekmenizin imkanı yok….diğer taraftan cesedin göğüs kafesini 20. Denememizde ancak bu yolla açabildik….ancak şu gördüklerimiz…hepsini solda sıfır bıraktı” diyerek açık göğüs kafesine bakmamızı istedi….
    Elinde büyükçe bir kağıtta bir insana ait açık bir göğüs kafesi resmi vardı doktorun, o resmin arkasındada bir hayvana ait olduğu belli olan bir başka resim…
    “ bu elimde gördüğünüz resim normal bir insana ait açılmış bir göğüs kafesi resmi……” dedi ve arkasındaki hayvan resmini çıkardı…” buda bir kurda ait açılmış bir göğüs kafesi resmi….bu iki resmi size şunun için gösterdim….masada yatan şey bir insan değil…..iNSANLARA AiT ORGANLAR BU KiŞiDE YOK…..MASADA YATAN ŞEY BiR HAYVAN…..SANIRIM BiR KURT….”
    Odada bir sessizlik oluşmuştu….
    Ve bu sessizlik hiçte hoş değildi….
    ···
   tümünü göster