/i/Tespit

  1. 1.
    +61 -24
    1. Atatürk'ün sol gözünün şehla olduğunu belki de hiç fark etmemiştiniz bile. Oysa dikkatlice bakıldığında, özellikle bazı fotoğraflarında sol gözünün bir miktar şehla olduğu görülebiliyor.

    Bunun nedenini öğrendiğinizde emin olun onu çok daha seveceksiniz.

    2. 23 Temmuz 1908'de, II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Libya'daki aşiret liderleri, halkı ayaklanmaya çağırma uğraşındaydılar.

    Çünkü meşrutiyetin, hilafete karşı bir tehlike arz ettiği fikrindeydiler.

    Bu isyanı bastırmak için ittihat Terakki Genel Merkezi’nde bir karar alınır, isyanın olduğu yere Mustafa Kemal gönderilecektir.

    Atamız, bu isyanı kontrolü altına almak için 20 Eylül 1908'de Libya yollarına düşer...

    Mustafa Kemal, uzun bir deniz yolculuğu sonrasında Trablusgarp kıyılarına adımını atar.

    Burada Türklerin kolları bağlı halde vapurlara bindirilerek tahliye edildiği manzarasıyla karşılaşır.

    Vapurun demirlediği sahilde bir rıhtım bile yoktur. Bir Arap kayıkçı Mustafa Kemal’i bomboş bir kumsala bırakır.

    O gün kendisini karşılamaya kimse gelmez, elinde bavuluyla kalacak bir yer arar ancak bulamaz. Bulamayınca sahile döner, bavuluna başını koyup kumsala uzanır.

    3. Bir süre sonra, yaverliğine Teğmen Murat verilir. Ardından o günlerde ölen Trablusgarp Valisi Recep Paşa'nın köşküne yerleşir.

    Trablusgarp Polis Müdürü Cemal Bey’den aldığı ilk bilgi korkutucudur: Aşiretler kenti ele geçirmiştir ve Mustafa Kemal'i bulduklarında ya öldüreceklerdir ya da geri göndereceklerdir.

    Mustafa Kemal korkusuzdur; yaveri Murat ile birlikte isyancıların olduğu medreseye kararlı bir şekilde kalabalığı yararak girer.

    Onları yönetenlerin kim olduğunu sorar sert bir şekilde.

    4. Kendisine gösterilen yere gider ve kendinden emin görünen 27 yaşındaki bu adamdan herkes korkar.

    Çünkü Ata'nın o korkusuz tavrı nedeniyle bir ordu tarafından kuşatıldıklarını sanırlar.

    Onlarla konuşunca asıl sorunlarının yeni idarede, eski imtiyazlarını kaybetmek olduğunu anlar. 

    "Ben sizin çıkarlarınızı korurum, ama izin verin burada toplanan halkla konuşayım" der. Gece, avludaki havuzun başında, tercüman aracılığıyla isyancılarla konuşur:

    "Ey din kardeşleri! Memleketinizin korunması için güç birliğine ihtiyacımız var. Ayrılırsak güçsüz kalırız" der.

    5. Mustafa Kemal, Trablusgarp’ta 1 ay kalır. Dönüş yolunda Bingazi’ye uğrar.

    2.5 ay kadar kalacağı Bingazi’de bölgenin idaresini elinde tutan Şeyh Mansur‘la tanışır.

    Kaldığı otelin salonunda otururlarken bir telaş olur, "Şeyh Mansur hazretleri"nin geldiği söylenir.

    Bingazi’de Osmanlı’nın bir sancak başkanı olduğu halde bütün güç bu Şeyh‘in elindeydi. Gücünün kırılması gerekliydi.

    6. O yüzden Şeyh salona girdiğinde herkes ayağa kalkarken Mustafa Kemal, yerinden kımıldamaz bile...

    Oturması için yer göstermediği Şeyh‘e dönüp şöyle der:

    "Şeyh Mansur! Sen hiç sıkılmaz mısın? Buradaki sancak teşkilatının senin iradene uyacağını sanarak birtakım cüretkârlıklarda bulunuyorsun. Bu küstahlığın derecesini fark etmiyor musun? Ben sana haddini bildireceğim. Haydi çık dışarı!"

    Şeyh Mansur, boynunu bükerek çıkar. Polis ve jandarma hayrete düşer.

    7. Mustafa Kemal, yeniden buluştuklarında Şeyh Mansur'a Meşrutiyet'i anlatır.

    edit:beyler devamı giblenirse atacağım. gercekten cok ozel bilgiler var
    edit2:onedio dan alıntıdır beyler cok eski bi yazı
    bi nick6 alırım beyler
    (bkz: benkamburdegilimm)
    ···
   tümünü göster