/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    4. Bölüm

    Ortağımla beraber kamptan dışarı çıktık. Etraftan fazla uzaklaşmadan yakınlarda katilin saklanabileceği noktaları aramaya başladık. Çalılıkların arasına bakarken karşıda bir kulübe gördüm. Hemen bunu ortağıma söyledim. Kulübeye doğru yaklaştık. Kapı kapalıydı. Kapıya tekme attım ve açıldı. içeride duvara çivilenmiş bir ceset bulduk. Çürümüştü. Cam kırıktı ve etrafta kurşun delikleri vardı. Anlaşılan burada bir mücadele yaşanmış. Bizim ormana gelmemizden önce öldürülmüş. Katili yakalayana kadar bu kulübede kalabilirdik aslında. Etrafta ağaçlar da var. Ağaçların arasında arabanın geçebileceği kadar yer var. Kampa geri dönüp bunu ekip arkadaşlarımıza anlattık. Artık 4 kişi kalmıştık. Dolayısıyla daha korunaklı bir yere ihtiyacımız vardı.

    Çadırları kulübenin yanına taşıdık. Arabayı da kulübenin yanına park ettik. Misinayı da tekrar bağladık ve konserve kutularını da misinaya bağladık. Kulübedeki cesedi gömdük ve çürümüş yiyecekleri ve çöpleri temizledik. Yeni kampı kurmak uzun sürdü ve günbatımına doğru anca bitirdik. Akşam yemeğimizi yedik ve gece nöbeti tutmaya başladık. Ekiptekilerden biri bana katıldı ve kahve içip katil gelince ne yapmamız gerektiğini konuştuk. Katil saldırma tekniği falan bilmediği için bize bodoslama girecekti. Bizde onun kıçına kurşunu sokacaktık.

    Aniden bir hışırtı sesi duyduk. Çok yakınımızdan geliyordu. Tüfeği sesin geldiği yöne doğrulttuk. Çalıların arasından siyah bir şey göründü bende hemen ateş ettim. ikimizde vurduğum şeyin yanına gittik. Sadece kirpiymiş. Allah kahretsin. Aniden yanımdaki ekip arkadaşı yere düştü ve çığlık atmaya başladı. Katil onu kaçırmaya çalışıyordu. Bu sefer olmazdı. Arkadaşın kolunu tuttum ve onu kendime doğru çekmeye başladım. Katil yere düştü. Yerde yuvarlanmaya başladı ve cebimden tabancamı çıkarıp ona ateş ettim. Kamptakiler uyanmış bize doğru geliyordu. Katili koşarak takip ettim ve onu ayağa kalkmaya çalışırken gördüm. Bu sefer işi bitmişti şerefsizin. Silahımı ona doğrultup omzundan vurdum onu. Hemen yanına gittim. Tam suratını yumruklayacakken bir de ne göreyim! Katilin suratı bir milyon parçaya ayrılmış gibi görünüyordu. Ortasında kocaman bir delik vardı. O anda morgda adli tıp uzmanlarının dedikleri aklıma geldi. Katilin ağız yapısı dünya üzerindeki hiçbir canlıyla uyuşmuyordu demişti. Demekki bu yüzdenmiş. Ekip arkadaşlarım yanıma geldi. Silahımı alıp katilin kafasına sıkarak onu öldürdüm. Böyle bir tipi nasıl sorgulayabilirdik ki? Kampa geri döndük ve katilin cesedini arabanın bagajına koyduk ve kampı toparlayıp ormanı terk ettik. Cesedi morga zütürdük ve hepimiz evlerimize gittik.

    Ertesi gün, karakola geldim ve ortağım bana adli tıp raporunu getirdi. Kahvemi aldım ve masama oturup raporu okumaya başladım. Katil, eskiden bir insanmış ve bir taksi şöförüymüş. işin asıl ilginç kısmı katil, 3 yıl önce bir araba kazası geçirmiş. Arabası alev almış. Suratının neden böyle olduğu anlaşıldı. Ama işin asıl ilginç kısmı da araba kazasında arabası yanmaya başlayıp patlamış! Raporda o kazada hayatını kaybettiği yazıyor. Hatta hangi mezarlığa defnedildiği bile yazıyor! Yok artık dedim içimden ve internetten bu kazaya dair haber yapan gazetelere baktım. Cidden de öyle diyor! O zaman ormanda nasıl insanları öldürebiliyordu ki? Ya şimdi de tekrar ölmediyse ne olacak?

    Hikaye bitti arkadaşlar zamanını ayırıp okuyan herkese teşekkür ederim. Yorumlarınızı ekgib etmeyin.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster