Su doldurduğum matarama konan uç uç böceğini nasıl doyurabileceğimi düşünüyordum musluğun başında. Tek ayak üzerinde bekletilme gerekçem buydu mesela…

Devletlerin tarihçeleri, savaşların sebep ve sonuçları ve sürekli değişen yasalar ilgimi çekmedi hiç. Dünyanın en yaşlı ağacının 9500 yaşında olduğunu biliyorum. Kutsanması gerekenin; devletlerin, savaşların, yasaların değil, bir ağacın olması gerektiğini de. Bunları biliyorum diye birçok kez azar işittim öğretmenimden…

Dikdörtgenin çevresinin, karenin alanının ve üçgenin iç açılarının topldıbının hesaplanması… Benim de hesapladıklarım var. Ağaçlarla arkadaşlık eden çocukların çevresinde, masallar anlattığı oyuncak bir bebekten ve kuşlardan başka hiçbir can yoktur. O masalların alanları özgürlük kadar bitimsizdir ve masal anlatabilen her çocuğun ruhunun iç acılarının toplamı, matematikle değil, mesela, bir kedinin sezgileriyle açıklanabilir…

Devam edecek güzel bir hikaye geliyor..