Giriş kısmını fazla uzatmak istemiyorum. Burada, bir liseli olarak başımdan geçenler ve yaşadığım "müthiş" olaylar anlatılacaktır.

• Dilimizin kurallarına bu hikayede uyulmamasının sebebi, o dönemlerde bir andaval olan yazarın karakterini daha iyi anlamanızdır.

servis bizi okul disinda indirirken camlardan disariyi izliyordum; kuslarin ucustugu, guzel okulumzdan gulusme seslerinin geldigi, herkesin birbiriyle gulustugu guzel bir pazartesi sabahiydi.
servisten inerken servisciye kigib sesle "kolay gelsin abi" dedim, cevap vermedi. duyamayacagi sekilde kufur edip okulun kapisindan girdim. bu sefer cevap alirim umuduyla bekciye de "gunaydin" dedim ama o bana bakmakla yetindi. buyuklerin hepsi huur cocugu olsa da aralarina yeni girdigim liseli toplumu fena degildi. "saygi gormek ve statu sahibi olmak istiyorsan biraz caba harcaman gerekiyor" demisti ayni lisede okuyan kuzenim. hicbir gib anlamamistim. neyse, bu amk mali da hep sacma sapan seyler der zaten. sinifima cikarken 12.sinif abiler bana "kisa mi uzun mu? ehehahehahehaheha" diye bir sey sorup kahkaha attilar. bu soruyu hep sorarlardi ben de ayip olmasin diye hep gulerdim. yine guldum.
en ust katta bulunan sinifima girince yine bir soruyla karsi karsiya kaldim. Sinifta bir hafta icinde ortam yapmis, 9.sinifi bir kez daha okuyan bugra sinifa girdigimi gorunce arkadaslariyla konusmayi kesip bana dondu ve "hosgeldin amk cocugu, nasilsin?" dedi. Bir haftadir boyle sakalar yapiyor, anneme sovuyorlardi. lisede kendimizi boyle ifade ettigimizi yeni yeni anliyordum. bugrayi cevapsiz birakmamak icin guldum ve "iyiyim amk evladi, sen nasilsin?" dedim. bugra gulmedi.