/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    Üzerindeki siyah takım elbiseyle anında tanımıştım, zira 2 gün önce kendisine sizi nasıl tanıyacağım diye sorduğumda “üzerimde siyah takım elbise olacak” demişti. Kendi kendime düşündüm, sinirlendim, sanki tek siyah takım giyen oydu. Belki de yanlış tanrıyı karşılayacaktım. Ama geldiği gün sadece bay T nin üzerinde siyah takım, geri kalan tüm insanlarda, makinistinden, yolcusuna yani herkeste beyaz takım elbise vardı. Hatta ufacık bir golden cinsi köpeğin üzeri bile beyaz takımdı. Belki güç gösterisi yapıyordu, belki eğleniyordu bilmiyorum. Ama duyduklarıma göre bay T tüm insani duygulardan yoksundu. O yüzden eğlenmediğini ya da güç gösterisi yapmaya çalışmadığını düşünmeye başladım. iyi de o halde neden böyle bir işe kalkışmıştı. Siyah takım giymesine ne gerek vardı, yakasına bir gül koyabilirdi. Ya da ne bileyim bir fötr şapka takabilirdi. Ama o sıradan bir insan gibi siyah takım elbise giyip, sıradan bir tanrı gibi tüm insanlara müdahale etmişti. Bay T, anlamak da güçlük çekiyorum, kendisine soramıyorum, zaten hayatım ipin ucunda duruyor, parmaklarıyla beni işaret ederek bile yok edebilir. Hatta ben bunları düşünürken aklımı okuyordur, hatta ve hatta şu an bu hikayeyi yazarken bile arkamdan gizlice beni izliyordur. O yüzden saygı çerçevesinde yazmak zorundayım. Kendisine küfür edemem, kendisini eleştiremem. Herneyse devam edelim, karnının aç olduğunu söyledi tam aklımdan nasıl bir yere gidip yemek yiyebiliriz derken iç cebinden peçeteye sarılmış jambonlu bi sandviç çıkardı. Hızlıca yedi, yan yana yürürken, insanların neden bu tanrıyı karşılamak istemediklerini anlamadım, sonuçta kendi istediğim ne varsa alacaktım.
    Ben tanrı ve insanın arasında yapılabilecek aktivite düşünürken, bay T hadi bir oyun oynayalım dedi, kabul etmeme şansım yoktu, ne kadar ısrarcı görünmese de ağzından çıkan her kelimeyi yapmak zorundaydım. Ne oyunu olduğunu sormadan direk oynayalım dedim. Aklından bir sayı tut dedi, tuttum, bilemedi.
    Sıra sende dedi, kendisi sayı tuttuğunu söyledi, ama dikkat ettiğim kadarıyla sayı tutarken ne gözlerini yukarı aşağı hareket ettirdi, ne de düşündü, sayı tutmadığını ben ne söylersem doğru söyledin diyeceğini düşündüm. O sıra göz göze geldik, bildin dedi. Tanrının aklını okumak oldukça ego kabartıcıydı, bunu bir üst seviyeye taşıyarak onun yerine geçebilirdim, ama hala düşüncelerimi okuyordu, öyle bir ihtimal ortadan kalkmıştı, ya da umursamıyordu. Ölüm sessizliği vardı aramızda, kaç yaşında olduğunu sordum, 1 milyar küsür dedi. Daha henüz yavru bir tanrıydı bu, her düşüncemden sonra göz göze geliyorduk, kötü bişey düşünmemeye çalıştıkça, onu çıplak hayal ediyordum, beynim kendi kendine çok absürt hayaller kuruyordu. Eğer bu tanrı isteğimi kabul edecekse, benim o isteği düşünmemem gerekiyordu. O sıra beynim yine madara oldu, karman çorman bir şekilde milyonlarca şey düşündü. Bir yandan ya herşeyi düşünürsem diye korkarken, bir yandan da kötü şeyleri düşünüp bay T nin listesinden çıkardığımı varsayıyordum.
    Yaklaşık 10 gündür beraberiz bay T ile. Benim evimde yaşıyor, benim şampuanımı kullanıyor, neden otele gitmiyor ki, neden en pahalı en lüks yerde yaşamıyor, neden evimi güzelleştirip içerisini içki uyuşturucu ve kadınla doldurmuyor. Ne gerek varki bunu yapmasına, zaten umrunda bile değil, ayrıca neden geldi ki dünyaya. Bunları düşünürken uyuyor karşı kanepede. Bakıyorum da yakışıklıymış aslında. Ama ne fark ederki, ben 10 gündür kendi kendimi yiyorum, düşünmediğim şey kalmadı dünya üzerinde, herşey karman çorman kafamın içinde, rüyalarım bile acayip karışık.

    Bay T ile 14 gün bitti, dün beni karşısına aldı ne isteğimi sordu. Ne yani tüm düşüncelerim boşuna mı gitmişti, hem nerden bilecektim bu adamın tanrı olduğunu, her böyle düşündüğümde gözlerime bakıyordu. dün dileğimi gerçekleştirdim, insani duygulardan yoksun olmayı diledim, birazdan o kişiliğe kavuşurum
    ···
   tümünü göster