/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 226.
    +5
    Meryem akşam Cemil gelene kadar odadan çıkmadı. Cemil geldiğinde de bana hiç görünmedi. Cemil’e, “Başım ağrıyor oğlum, ben yatacağım. Yemek yapamadım, sen ekmek arası bir şeyler yersin!” dediğini duydum. Cemil salonda, “Abi bugün annemle dolaştınız mı?” diye sorunca, “Eminönü’ne gittik ama erkenden geldik eve. Galiba deniz havası çarptı anneni... ” dedim. “Galiba, baksana bu saatte uyuyacağını söylüyor!” dedi Cemil. Oysa o gün yaşadıklarımızı bilse kim bilir nasıl tepki verirdi. 

    Ertesi gün erkenden kalktım. O gün bir dersim vardı sadece. O da çok önemli değildi. O nedenle gitmemeye karar verdim ve yatağın içinde uyanık halde bir sağa bir sola dönüp durdum. Evde ölüm sessizliği vardı. Acaba Cemil'le birlikte annesi de mi gitmişti? Saat dokuz olmak üzereyken daha fazla dayanamadım ve kalkıp salona geçtim. 

    Cemil’in odasının kapısı yine kapalıydı. Kilitli mi değil mi diye yoklamak istedim, ama sonra vazgeçtim. Televizyonu açtım. Birkaç dakika sonra ise odanın kapısı açıldı ve Meryem salonda göründü. Dünkü halinden eser yoktu hiç. Süt dökmüş kedi gibiydi, bakışlarından anlaşılıyordu bu hali. Karşıma geçip otururken, “Seninle konuşmak istiyorum!” dedi. Televizyonu kapadım. “Söyle, seni dinliyorum?” dediğimde, “Dün olanlar ikimizin arasında kalacak, kimse bilmeyecek!” deyince, “Benim de zaten kimseye söylemek gibi bir derdim yok!” dedim yanıt olarak. 
    ···
   tümünü göster