/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3 -1
    Adam: Ben yardımcı hakemim, Hakan sizinle başlangıç çizgisinde buluşmak istiyor. Bu yüzden sizi durdurdum.
    Tepki bile vermeden R ye aldım. Normal bir hızda yukarı çıkmaya başladım. Ne çok basıyor, ne de drift yapıyordum. Ama köşeleri dönerken köşedeki her bireyden alkış alıyordum. Bu öz güvenimi nasıl arttırmıştı kim bilir.
    Başlangıç çizgisine varmıştım. Bana dağın tepesinin biraz ilerde olduğunu ve orada benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben bu dağı avucumun içi gibi biliyorum yannam sen hayırdır ? Hiçbir tepki vermeden aracına geçmesini ve ilerlemesini bekledim.
    Dağın tepesine gelmiştik. Arabadan önce Hakan, sonra ise Buse indi. Buse tedirgin bir ifadeyle göz kontağı kurmaya çalışıyordu benle. Ben ise ikisini de giblemek istemiyordum ama bu Hakan denen hıyar kim bilir annemle ne tartışmalar yaptı.
    H: Vaktin var değil mi ?
    Eirene: Buraya geldiğime göre ?
    H: Yaklaşık 4 yıldır sokakta sürüyorum, ondan önce 13 yaşımdan beri ailemle birlikte piste çıkıyorum. Dostum, nasıl oluyor da beni geçebiliyorsun ? Ehliyetin var mı ? Araba sürmek için çok genç değil misin ? Böyle sürmeyi nasıl öğrendin ?
    E: Bu sorular ne cennete geçiş sınavı falan mı ?
    H: Mizah konusunda da bayağı yeteneklisin bakıyorum.
    E: Herkes aynı şeyleri söylüyor, bu övgü değil nesnel bir yargı oldu artık (bin sırıtışı)
    H: Neyse, (tam bu sırada konuşmaya biraz ara verir ve kaputa yaslanır, cebinden CF marka cugara çıkarır ve ikram eder) içer misin ?
    E: Bende parli var sen içer misin ?
    H: Yok panpa parli bozdu yaa. Seni buraya bir teklif için çağırdım. Ateş böcekleri takımına katıl. Gayet iyi sürüyorsun. Ayrıca başı boş bir yarışçısın. Bizim takımda gayet iyi para var.
    E: Orada dur zengin züppesi. 1. si ben yarışçı değilim ve bir takıma ...
    H: O zaman bugün neden burada beni mağlup ettin ?
    E: Bak dostum sana tek bir açıklama yapacağım, annem bir tekel bayii işletiyor biliyorsun. Bende aileme destek olmak için dağıtım işini üstleniyorum. 17 yaşındayım ve 13 yaşımdan beri bu dağdaki otellere dağıtım yapıyorum. Daha fazla bir şey yok. Ne ehliyetim var ne de yarışçıyım. Benden bu kadar.
    ( https://youtu.be/290ds--GJtk )
    Açıkçası bana yarışcı denmesi çok ağrıma gitmişti. Babam denilen o gereksiz insan gibi biri değildim ben. Belki de yanlış düşünüyordum kim bilir ? Arkamı döndüm ve gitmeye hazırlanıyordum ki :
    Buse : Eirene, iki dakika seninle konuşabilir miyim ?
    Eirene: Bak Buse, konuşulacak bir şey yok, ne sen beni gördün, ne de ben seni. Bundan sonra ne yanıma gel ne yanına geleyim ; kapiş ?
    Arabaya bindim ve hızlı bir şekilde eve doğru koyuldum. Normalde çok içen birisi değildim fakat bu gece yarışı kazandığım için annemin hem eve geç gelmeme hem de içmeme kızacağını pek düşünmüyordum.
    Dağdan şehire indim ve bir tekelden 3 kutu bira aldım. Yanımda zaten sigara vardı. Ama canım pro çekmişti. Çilek en sevdiğim aromaydı. Çilekli pro aldım ve tenha bir tepeye doğru yola koyuldum. Şehre inerken yine onun yolundan geçtim ... Ebru ... ismini duyunca yutkunamıyordum. Ama öfkem dinmiş gibiydi.
    Tepeye geldim ve manzara harikuladeydi. Bu tepenin adı Huzur tepesi olmalıydı. Püfür püfür esen serin bir tepeydi. Tüm şehir ayaklarının altında, ne ışıkları ile gökyüzünü kirleten bir şehir, ne de yıldızları olup şehri olmayan açık bir gökyüzü vardı. Biralarimi aldım ve arabadan indim.
    Bir ağacın altında uzandım. Telefonumu kapadım. Yavaş yavaş biramı yudumlarken bir yandan da dumanlanıyordum. Oturdum ve düşündüm, neden hep bunlar benim başıma geliyor, ben artık bir kadına güvenemeyecek miyim ? Düşününce tüm cevapları kendiliğinden bulmuştum zaten. Hayır, güvenemeyecektim. Anneme bile söyleme dediğim şey üç gün sonra komşudan kulağıma geliyordu. Anneme güvenmeyen ben başka kadına nasıl güvenebilirdim ki ? Sonra neden güvenmiyorsun diye tatava yapıyonuz, sizin de bir dediğiniz bir dediğinizi tutmuyor ki dıbına çakayım.
    Biralarım biter bitmez telefonu açtım, tonla cevapsız çağrı, mesaj ve bildirim vardı. Hiçbiri gibimde değildi. Saat 24.00\'a geliyordu. Eve doğru yavaş yavaş yola koyuldum. Yolda pek bir şey yoktu zaten, hayat kadınları, hayat kadını arayan adamlar, benzinlik gibi açık yerler, bir kaç araba ve benzeri şeyler.
    Eve vardım. Arabayı 1 dakika kadar rölantide bıraktım. Motoru durdurdum ve indim.
    B:(Alçak sesle) Ben geldim.
    A: Sonuç ?
    B: Kazandım.
    Annem sevinçten sarılmıştı, tebrik etti ama umurumda bile değildi.
    B: Tebrik etmek istiyorsan dolaptan soğuk bir bira verebilirsin mesela.
    A: iyi misin ?
    B: Sadece her zaman ki halim.
    A: Yine mi kabuslar ?
    B: Hmhm.
    A: Pekala, al sana bir bira. Çok oturma yat sende.
    Bu saate kadar nerede olduğumu, neden telefonumu açmadığımı sormak yerine, 6 yaşımdan beri gördüğüm kabusları sordu. Anne gibi anne be .
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster