/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +3
    Fazla hareket etmekten kızarmıştım. ikimiz de boşlayınca birbirimize sarılıp yiyişmeye başladık.
    Buse: Yanıyorum, ahhh.
    Eirene: Yetmedi mi ?
    B: Bunu demedin olarak var sayıyorum.
    Açıkçası abaza olan kızdı, ben değil. Bence,bu sadece ona yaptığı yardımlar için ufak bir teşekkürdü.
    Eirene: Duşa mı girsek ? Hem temizleniriz hem de ateşin söner.
    B: iyi fikir.
    Zaten ikimiz de anadan üryan bir şekildeydik. Yatağının baş ucunda duran masadan mendil alıp zütünü temizledim. Çadır hâlâ kalkıktı, ama bunun dahası da olacak belliydi. O yüzden abaza gibi birden yapmak yerine keyfini çıkarıp yavaş yavaş yaşamayı tercih ettim. Bu banyoya gitmek için kalktı, önümden yavaş yavaş kırıtarak yürüdü. Topal olduğum için bu kadar yavaş yürüyordu herhalde, birden bana döndü ve gülümsedi. Eli ile çavuşa hafif darbeler atıyordu. Çomar durur mu, yapıştırdı hafif şaplağı marmarise, 7.9 şiddetinde deprem oldu.
    Duş ve yiyişmenin ardından sıra giyinmeye geldi. Giyinirken beni izliyordu, açıkçası gözünde verdiği emekten dolayı şaheser gibiydim. (Yazar notu, kızlar size ne kadar emek verirse değeriniz o kadar artar. Sosyal statünüz ne kadar yükcikse istenmeniz o kadar artar.)
    E: Giyinmeyecek misin ?
    B: Gel birde üstümü ört, millet beni yatağa atmak için annesini satar ama sen ... (güler)
    E: O onların aptallığı, seni dıb ve zütten ibaret görüyorlar. Halbuki sende bir insansın. Bizden farkın yok (iç ses: yaratılış itibariyle ezik olman dışında)
    B: Yiaaa (kezban tavırları), seni bu yüzden seviyorum işte.
    E: Sevdiğini söylemiştim. (hafif küstah ve bol mizahi bir tavır ile)
    B: Bunu demenden nefret ediyorum (kaşlarını çatar, biraz bozulur fakat hiçbir şey olmamış gibi devam eder).
    E: Neyse, giyinmek yerine anadan üryan duracaksan hasta olacaksın.
    B: Hasta olsam bana bakar mısın ?
    E: Ben şuanda sana bakıyorum zaten (ihihihi diye güler).
    B: Yaaa, ciddi ol.
    E: Sen zaten hastasın, hem de bana (bol mizah + küstah).
    B: Bildin, hadi bana bak.
    E: Baktım ama açıkta olmaması gereken şeyler gördüm. Hadi kapatalım.
    B:Üüüf çok sıkıcısın.
    E: Tüm eğlenceyi bir güne sığdırmaya gerek yok, bol bol vaktimiz var (bin sırıtışı).
    Sonunda üstünü giyindi, giymese bir tur daha giberdim herhalde. Ama abaza gibi olmaya da gerek yok, her rakip sahaya giden top gol olmak zorunda değil.
    B: Ben kahve yapacağım, ister misin ?
    E: Olabilir, bu arada sodan var mı ?
    B: Üh ya, fil gibisin he. Sürekli soda içiyorsun. Baban doğal kaynak suyu sahibi falan mı ?
    E: Hayır, düpedüz huur evladı.
    B: Ha ?
    E: Açıklamaya gerek duymuyorum, baba benim değil mi ister söverim ister anasını bile giberim.
    Ailevi meselelerimi bilmesine pekte gerek yoktu. Buse ile ilgili aklımdaki analizleri ortaya döktüm.
    -Farklı bakış açısı ile yaklaşmam onu etkilemişti.
    -Duygu yaşattığım için ona hükmediyordum. Aynı şekilde ne kadar duygu yaşatırsam o kadar hükmederdim.
    -Eski erkek arkadaşı ile para için çıkıyor fakat nasıl bakire kalabiliyordu, anal da açık değildi ?
    -Karşımda, seni sevdiğim için böyle bir şey yaptım ama sen beni gibip attın deme ihtimali vardı. Bu yüzden bekaretini almayacak, her zaman ki gibi farkındalığımı elden bırakmayacak, ona inanmayacak, onu düşünmeyecek, ona karşı duygu beslemeyecektim. Bunları yaparsam o zaman ipleri o eline alırdı.
    -En önemli konu ise asla güvenmememdi, içinde uyuyan bir huur vardı.
    B: Babasına söven biri, bana neler ya-
    E: Seni ilgilendirmez, o ben ile babam arasında.
    Hafif hafif sinirleniyordum. Eğer böyle devam ederse biraz mesafe koyacaktım.
    E: Neyse, ben fön çekeceğim.
    B: Elektrik faturasını sana ödeteceğim bu gidişle (hafif bozuk bir tavır)
    Saçıma başıma, kısaca kendime çok özen gösteren biriyimdir. Gerçi bunu sizin anlamanız da çok zor olmamıştır.
    Fönün ardından kahveleri içmeye çağırdı. Biraz bozuktu ama ben üstüne gitmeyince bir şey olmamış gibi davrandı. Kahvenin ardından başka bir aktivite aradık, en mantıklı gelen şey bu sağanakta korku filmi izlemekti. Filmin her jumpscare sahnesinde benle fiziksel temas kuruyordu. Bu iyi bir şeydi fakat bana pek fazla dokunulmasını sevmezdim. Bu bana ait olan şeyler için de geçerlidir. Sınırlarınızın olması iyidir, bizi biz yapan şeyleri gösterir.
    Her korktuğunda küçük bir kız çocuğu edasıyla bana sarılıyor ve ilgi bekliyordu. Bir insan "it" gibi bir filmden nasıl korkar anlayamadım.
    B: Çok cesursun yaaa, ben hep palyaçolardan korkardım. Hâlâ da korkuyorum.
    E: Saçma bence, ayrıca sen bundan korkuyorsan nasıl mizahla ve beyinle ilgili şeylerden korkmuyorsun ?
    B: Onda jumpscare yok çünkü.
    E: Zaten orada jumpscare sensin, ya IQ seviyen düşükse diye korkman lazım.
    B: Haa haaa ha, çok ko-koğğ.. A-aaa koru beni kahramanım. (Sarılır)
    E: Dino (ıslık çalar) tut oğlum.
    Filmden sonra telefon çaldı, annem aradı ve geldiğini söyledi.
    B: Yaaa git-
    E: Hee sonra baban beni gibsin.
    B: Tamam peki. O zaman telefonunu ver.
    E: Al (eline verir ama telefonu).
    B: Hayır be salak numaranı ver.
    E: Ver ben yazayım (mükemmelim diye kaydeder)
    B: Son bir şey daha isteyeceğim.
    E: Çabuk ol, annemi bekletmeyi sevmiyorum.
    B: Öp beni.
    Açıkçası tahmin etmiştim, 1 ileri 5 geri taktiği ile yanaktan ufak bir öpücük yapıp daha sonraki görüşmelerde kendisi öpsün diye bırakacaktım. Yanağına doğru yavaşça eğilip öpmeye gidiyordum ki bu kafasını çevirip dudağıma sertçe yapıştı ve yavaş yavas öpmeye başladı. Yeter bu kadarı dedim içimden ve dudağımı geri çekmeye başladım. O da benle birlikte geliyordu. Kapının oradaydım ve kaçacak yerim yoktu. Beni kapıya yaslayarak parmak ucuna çıktı ve bir elimi göğsüne
    alıyordu ki :
    E: Tamam bu kadarı yeter sana.
    B: Peki mükemmelim. iyi geceler.
    E: Sanada.
    Ayakkabılarımı giyinip çadırı yasladım. Topallaya topallaya binadan çıktım, tam arabaya doğru gidiyordum ki ... (to be continued)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster